BÜYÜK Türkiye Doğumu Gerçekleşti

Tarih: 25 Haziran 2018

Yazan: Rafet Ulutürk – BULTÜRK Genel Başkanı

 

Konu: BÜYÜK Yeni Türkiye Doğumu Gerçekleşti. Bahçeli tüm tuzakları bozdu

100 yıllık Türk gücü tekrar dünya yüzüne çıkıyor.

Beklenen olduTürk halkı kararını verdi: KARAR KÜRESEL GÜÇ OLMAYA DEVAM.

Yürüdüğümüz yol Türk Milletinin ZAFER yoludur kardeşlerim.

Bu dünyada bir büyük halkın hür iradesinden daha büyük bir güç olamaz. Türkiye’de millet iradesi egemen olmuş, hukukun üstünlüğünü tüm dünya bir daha en şeffaf bir biçimde görmüştür.

Başkanlık seçimini Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın zaferi halkın, daha iyi günlerin, umudun ve mutluluğun zaferidir. Bu galibiyette Bulgaristanlı seçmenlerin katkısı olağanüstü büyük oldu. Göçmen semtlerinde yüzde yüze varan aktiflik dikkatleri çekti. Soydaşlarımız Yeni Türkiye Ruhuyla bir daha kaynaştı.

İstanbul, Bursa, İzmir ve Trakya illerinde kitlesel bir kararlılıkla Büyük Yeni Türkiye liderine ve halk meclisi iradesine oy verildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yönetim sistemi soydaşlarımızın onayını ve tam desteğini aldı. Özellikle gençlerimizin yeni siyasi sistem yönelimine desteği çok büyük oldu. Genç kuşak Türkiye çapında birlik dokusunda kenetlendi. Birlik ve beraberliğin ölüm dışında her şeyi çözebileceğinin bilincindedir. Genç yüreklerde ay yıldızlı bayrağımız dalgalandı, tüm sokaklar korna sesleriyle çığlıklarla soydaşlarda bu konvoylara katıldı.

24 Haziran 2018’de AK Parti son dönemde altı seçim kazandı.

Bu seçimde % 90’a yakın bir katılımla Türkiye dünyaya demokrasi dersi vermiştir. Bu bir demokrasi sınavıydı ve başarıyla verildi. Türkiye’de 7 partili bir parlamento seçildi. “Cumhur” İttifakı 350 oyla meclis çoğunluğunu oturttu. Türkiye’deki muhaliflerden beklenti içinde olanların ümidi kesildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı Başbakanlık sisteminin seçim kazanması BÜYÜK YENİ TÜRKİYE kapılarını MHP eşliğinde ardına kadar açtı. Yeni Türkiye kavramı ilk kez, Osmanlıdan kükreyişimiz sürecini yöneten Atatürk tarafından ilk kez 1923’te İzmir İktisat Kongresinde dile getirilmişti.

Bu kongrede, kurucu lider, “Yollar dikensiz gül bahçesi değildir” demişti. 2018 Meclis ve Başkanlık seçimi bu sözleri bir daha doğruladı. Seçim ZAFERİNE ellerimizin içinde demir eritip kurşun dökerek geldik desem, belki de doğruyu söylemiş olurum.

Sonuçlar.
Cumhurbaşkanlığı seçimi: 6 aday katıldı. Oy dağılımı şöyle oldu.

Recep Tayip ERDOĞAN:             % 52

Muharrem İNCE:                           % 30

Selatin Demirtaş:                            % 8,2

Meral AKŞENER:                           % 7, 5

Temel KARAMOLLAOĞLU:      % 0, 90

Doğu PERİNÇEK:                        % 0,20

Bu sonuçlara göre İkinci tur olmayacak. Yeni sistemin ilk TÜRKİYE BAŞKAN’ı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN oldu. Kutlu olsun!

Seçmenin iradesi kesindir.

Türkiye Cumhuriyetinin yeni siyasi yönetim sistemi olan Cumhurbaşkanı Başkanlık sisteminde YENİ İLK BAŞKAN Sayın RECEP TAYYİP ERDOĞAN beş yıl süreyle seçildi. Anayasaya göre, bakanları atama ve yürütmeyi yönetme hakkı ve tüm sorumlulukları da Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’A verilmiştir.

  1. Meclis seçimi. 8 siyasi parti katıldı. 6 parti meclise girdi.

Bunlardan 5’i 2 parti ittifakı kurdu. Aldıkları oylar şöyledir:

  • Ak Parti, Cumhur İttifakı.      % 42,5. Milletvekili sayısı       293
  • MHP, Cumhur İttifakı.          % 11,3, Milletvekili sayısı          49
  • CHP, Millet İttifakı. Oy oranı % 22,7, Milletvekili sayısı         146
  • İP, Millet İttifakı. 0y oranı       % 10,1, Milletvekili sayısı          45
  • SP, Millet İttifakı. Oy oranı      % 1,4, Milletvekili sayısı            0
  • HDP, oy oranı                           % 11,0,  Milletvekili sayısı      67

Cumhur” İttifakı 342; “Millet” İttifakı 193 ve HDP 67 milletvekili çıkardı.

AK Parti ile MHP ittifakı meclis çoğunluğu sağladı.

Türkiye Cumhuriyeti seçim yasasına göre birinci sıra milletvekilleri mazbatayı almadan önce istifa ettiklerinde bakan olabilirler. Seçilen milletvekili sayısı 600 olup, görev süresi 5 yıldır.

***

Bu tarihi bir seçimdi.

Zor bir seçimdi. Erken ve ikili seçimdi. 2002’de başlayan Türkiye dönüşüm hamlesinin 2018 doruğu oldu. Başkanlık sistemine geçişin bir bakıma devrimi oldu.

Bu seçim, Batıyla işbirliği ve beraberlik içinde olup, bağımsızlığın ve egemenliğin korunması yolunda dimdik duruş oldu. Türkiye uygarlık doruğuna tırmanırken yakın, komşu ve uzak ülkelerden birçoğunu arkasında bıraktı.

2017’de halk oylamasıyla yapılan Anayasaya değişikliğine uyularak yapıldı. Değişikliklere göre, Cumhurbaşkanı ile hükümetin yetkileri de genişletildi. Başbakan görevini de Cumhurbaşkanı üstlenecek. Bakanlar meclise değil, Başkan tarafından atanacaklar ve ona hesap verecektir. Meclisteki milletvekili sayısı 550’den 600 oldu. 56 milyon seçmen, 180 000 (yüz seksen bin) seçim sandığında oy verdi. 1.5 milyon genç seçmen ilk defa oy kullandı. Seçimler olaysız geçti. Sonuçlarını halk ve dünya kutladı.

Seçim huzur içinde geçti.

34 ülkeden 635 gazeteci seçimi izledi. Dünya basınına huzur içinde şartlar ve kolaylıklar sağlandı. Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da basın merkezi kuruldu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sonuçları önce Anadolu Ajansı’na (AA) açıklandı. Türk halkının hür iradesi dünyada canlı izlendi.

Bulgar TV ve radyocuları da seçmenlerin nabzını tuttu. Bize BULTÜRK’e de geldi Nova TV bizimle de röportaj yaptı. Bizlerde kendilerine daha sabah yeni oy kullanmaya başlanılmıştı ve kendilerine %91.6 ile ilk turda kazanılacağını söyledik. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü OCCE 234 gözlemci gönderirken, toplam 415 yabancı gözlemci seçimi izledi. Seçim günü huzur içinde ve güveni bir ortamda geçti.

***

Düşmanların hesapları tutmadı.

Bu seçimde, Sayın Erdoğan’ın ikinci tura kalmasını ve siyasetten düşmesini, AK Parti’nin yasama ortamında muhalefete çekilmesini bekleyenler vardı. Yazdılar ve çizdiler. Bulgar TV-lerinde siyasete soyunan Osman Oktay ve Sofyalı Ömer bile seri yorumlarında Türkiye Cumhuriyeti’nde “iç savaş” olacağını iddia ettiler. Tüm yorumları boşa çıktı. Bizim dışımızda da 1.turda kazanacak diyen olmadı.

CHP’li M. İnce’nin DPS-HÖH destekleri ile Kırca Ali ziyareti ve çifte vatandaşların oyuna talep etmesi de sonuç vermedi.

İkinci bir grup yorumcular benzetmeli analiz yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nde 1946’da, 1958’de ve 1985’te, ANAP döneminde Türk Lirasının değer kaybettiğinden çıkarak, YTL’sını değer kaybetme tuzakları kurdular ve Sayın Erdoğan’ın düşmesini şaşı bir bakışla beklediler ve hayal kırıklığına uğradılar. Kriz ve çatışma bekleyenler şaşırmıştır.

Seçim zaferi “gezi” serseriliğini, FETO-NATO darbe heveslilerinin tüm planlarını boşa çıkardı. Güney Doğu’da yaşayan Kürt kardeşlerimizin Kandile değil, Ankara’ya baktığını, Ankara’ya bakma ruhu oluşturma çabası içinde olduğunu bir daha doğruladı.

Dünya büyük bir lider ve arkasından giden büyük bir lider gördü.

Seçim zaferinde, Bulgaristanlı soydaş seçmenin Büyük Yeni Türkiye’yi bağrına bastığını gördük. AK parti arkasından yürüyenler çoğalıyor. Türk ve Türkiye dostları artıyor.

Yakın hedefte, Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın ilk 10 ekonomisine katmak, Yakın Doğu ve Balkanlarda ekonomik altyapıyı yüzde yüz belirleyen, barış kalesi ve son söz sahibi, belirleyici olması vardır. Türkiye’nin önü açıldıkça olanakları artmış ve genişlemiştir. Şaşı hesaplar boşa çıkmıştır.

Demokrasi kalesi

Seçim sandığından BÜYÜK YENİ TÜRKİYE iradesi çıktı! 

Büyük Yeni Türkiye istikrar ve güven ortamında, demokratik bayram havasında doğdu. İlk defa % 90 oranında katılım kaydedildi. “Olağanüstü durum koşullarında seçim yapılamaz” diyenler Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü demokrasi ülkesi olduğunu görünce yerine oturdu. Siyasi aktiflik bilinçli ve olgun, ulusal zekâ birikiminden oluşan üst aklın ülke çapında duruma tamamen egemen oldu.

Milli dengeler ve seçim çok net bir biçimde görülebildi. Avrupa’da XXI. asırda 1 milyonluk miting yapılamazken, Türkiye meydanlarında 2 ayda 16 adet 2-3 milyonluk kitle eylemleri düzenlendi. Geçmişin süzgecinden geleceğimizin tohumları seçildi.

Seçim organizasyonu mükemmeldi.

Bu seçim kritik bir dönemde yapıldı ve daha birinci turda tamamlandı. Milletvekilleri ve Başkan başarıyla seçildi. Ülkenin yasama ve siyasi yönetimini seçenler, öncü irade lehinde irade kullandı.

Zafer duyumlarımızda, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, AK Parti ve MHP “Cumhur” ittifakı vardı. Beklentilerimiz, Türkiye Vakti seçim sonuçlarına yansıdı.

Son 16 yılın tüm başarılarımızda, gelişmede niteliksel ve sıçramalı değişikliklerde Ak Parti ve devlet lideri Sayın Erdoğan ve BAHÇELİ damgaları vardı. Başarılar belirleyici oldu. Geçen asırda Türkiye niceliksel gelişti.

2002’den sonra AK Parti ve Sayın Erdoğan yönetimi niteliksel gelişim vitesine geçti. Beklenen hamleyi çok başarılı, atılım halinde ve sıçramalı gerçekleştirdi. Bu gelişmelerle ülkemiz teknolojik sıçrama yaptı. Ağır endüstrimiz biçimlendi. Dünya ekonomisindeki boyut ve hacmimiz büyüdü. Aranır ülke olduk. Türkiye’yi yerel güçten bölgesel güce yükseldi. Barış kalesi, merkez güç oldu. Bu atılımların içinde biz BULTÜRK olarak da her zaman destek olduk. Bulgaristan Türkleri olarak Büyük Yeni Türkiye kuruculuğunda söz sahibi olduk, yeni davada bizim de terimiz tuzumuz var ve olacaktır. Bunu da seçim öncesi yazılarımızda görebilirsiniz.

Türkiye büyümeye devam edecek.

Seçimin zorlu günleri bize Atatürk’ün şu sözlerini defalarca anımsattı: “Gülü yetiştirirken dikenleri eline batacak, parmağın kanayacak. Güç olacak ama olacak!

Şimdi tam böyle oldu. İnsanlar büyüyende bir AKIL, bir HÜNER görmek, cam kırıkları üzerinden nasıl yürüdüğünü izlemek ister.

Şu da var. Türkiye’nin üstün aklına uymak istemeyenler de belirdi. Dünyanın yeni jeo-stratejik ve jeopolitik dengelerine Türkiye’nin görmek istemeyenler sivrildi.

Şöyle örnekleyebilirim: Alman dilinde der Spigel, ayna demektir. “Der Spigel” dergisi “gezi” olaylarından sonra Sayın Erdoğan’ı 7-8 defa kapak yaptı. Olmamızı istemediler. Dergi “Türkiye Yangın Merkezi”; “Yarı Ölü”; “Eskiden Kalma Bir Demokrasi bozuntusu”; “Erdoğan Devleti” gibi başlıklarla çıktı ve sürekli karaladı. Karalayan yalnız “Der Spigel” değil “Stern” (Yıldız) vb Fransız ve İngiliz dergileri de, bir güne kadar, akıllarına geleni yazdılar, kötülediler.

Beklenen gün geldi. Dergi son sayısında YENİDÜNYA LİDERLERİ FOTOĞRAFLARINI KAPAK YAPTI. Trump, Putin, Çin parti ve devlet lideri ile Başkan Erdoğan’ı yan yana, dünya lideri olarak sunuluyordu.

Bu fotoğrafta ne Bayan Merkel, ne Bay Macron be de Bayan Meyer yer aldı. Yeni jeostratejide XXI. Yüzyılın liderleri 4 kişi olacaktır.

Bunlardan birisi Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacaktı. Yeni sistemin (BAŞKANLIK sistemi) lideri Recep Tayyip Erdoğan halkını ardına aldı ve bu davette yerini şerefle aldı. O artık hem yerel, hem bölgesel hem de merkez lider oldu. O artık güçlü BAŞKAN oldu.

Uzun bir yol yüründü.

Her şey sanki Davos’ta “bir dakika” çatışmasıyla başladı. Tepki, 12 Filistinli çocuğun İsrail askerleri tarafından sahilde kurşunlanarak öldürülmesineydi. Dillerini yuttular.

Cevap veremediler. Olay, emperyalizmin insan hakları konusunu mezara gömdüğünü ortaya koydu. Dünya Mazlum insanların adına olayı dünya siyaset sahnesine taşıyan Sayın Recep Tayyip Erdoğan uluslararası siyasetin merkezine oturdu.

Ardından “Dünya beşten büyüktür” tezi geldi.

Sayın Erdoğan, dünyada adalet sağlanması adına, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün (BMÖ) 1945 kuruluş tüzüğünün değiştirilmesini istedi. Savunduğu görüş, barış, güvenlik ve adalet sağlanması adına saldırı ve savaş ihracatına son verilmesini ön gördü. Fransa, İngiltere, ABD ve Çin’in BMT Güvenlik Konseyindeki rolü hedef alınmış, yeni bir düzen kurulması istendi. Bu defa da tepki gelmedi.

XXI. Asırda dünyada en pahalı ihraç malı güvenlik ve adalet olmuştu.

Bu konuda uluslararası diploması, devletler hukuku ve uzlaşma mekanizmaları stop etmiştir. Hedefte olan, 5 büyük devletin veto hakkıydı.

Yeni ADALET MEKANIZMASI kurulması önerisiydi. Türkiye’ye cevap veren, tepki gösteren, dil uzatan yine olmadı. Çünkü BMT sistemi zaten çürümüştü. 60-70 yıl boyunca “insan hakları bayrağı” ABD, BMÖ İnsan Hakları Komisyonu’ndan çıkma kararını açıkladı. BMT’nın parça parça döküldüğünü herkes gördü. Değişiklere öncü olan Sayın Erdoğan bir daha tüm alkışları topladı.

Suriye’de Afrin, Mümbiç zaferleri ve Irak’ta Kandil başarılarıyla, Suriye’den 4 milyon sığınmacıyı konuk eden, PKK, PYD, DEAŞ ve FETO terör örgütleriyle mücadelede Türkiye kendiliğinde bölgesel lider oldu. Kafkas devlerinin hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel liderliğini tanıdı. Balkan devletleri doluya tutulmuş tavuklar gibi Avrupa Birliği şemsiyesi altına sokulmak isteseler de, çaresizlik içinde Ankara’ya bakıyorlar.

Yeni İpek Yolu boyundaki Hazar Denizi, Karadeniz, Akdeniz ve Egedenizi bölgesi halklarının MERKEZ LİDERİ olarak Türkiye Cumhuriyetinin stratejik yerini başarıyla aldığını görüyoruz.

24 Haziran seçim sonuçları Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi omurgasını güçlendirdi ve halkların büyük liderini, Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ı sahneye çıkardı.

İsteseler de istemeseler de Türkiye’ye güven kat kat arttı.

Dünya’da siyaset yapanlar Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a saygı göstermek zorunda olduklarını artık anlamalıdırlar. Bu böyle biline…

Lütfen paylaşınız dostlarınızı bilgilendiriniz.

bulturk ile ilgili görsel sonucu

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 − eleven =