Yazan: Musa VATANSEVER
Konu: Bulgaristan tarihinde birinci askeri darbe.
9 Haziran 1923’te Bulgaristan’da askeri darbe yapıldı. Seçimle iş başına gelen Çiftçi Partisi iktidarı devrildi. Bulgaristan köylülüğünün lideri Başbakan Aleksandır Stamboliyski feci bir şekilde öldürüldü.
Bu cinayette “feci” – başbakan Al. Stanboliyski’nin kendi köyünde, evinde ağır işkencelerden sonra eli kolu ve başı kesilerek, vücudu parçalanarak öldürülmesi anlamındadır ki, haberi alan çiftçiler, ülkenin dört bir yanında ayaklanmış, protestoları aylarca sürmüştür. Al. Stanbuliyski 20. Yüzyılda Bulgaristan’da yetişen en etkili ve en çok sevilen reformcu halk önderiydi. Bulgar parlamentosuna ilk Türk-Müslüman Milletvekilleri onun sayesinde girmişlerdir. Sağladığı meclis çoğunluğunda Müslüman milletvekilleri de birinci parti olmasında etkili olmuşlardı.
9 Haziran 1923 askeri darbesi Al. Stanboliyski hükümetini devirdi. Yenine Aleksandır Tsankov başkanlığında, komünistler dışında, meclis muhalefetinden bir kabine kuruldu. Çar III. Boris askeri darbeyi ve yeni hükümeti tanıdı. Günümüz siyasi dünya görüşünde “milli çıkarları savunmak için legal bir araç” olarak nitelenen askeri darbe, o zaman Bulgaristan tarihinde ilk kez seçim kazanan ve kendi iktidarını kuran Çiftçi Halk Partisi hükümeti düşürüldü.
Çiftçi lider katledildi. Artık 95 yıldan beri Bulgaristan çiftçileri, köylüleri ve kooperatifçileri bir daha iktidar olamadılar. Bölündükçe bölündüler, parçalandılar ve siyaset sahnesinden uzaklaştırıldılar.
Bu konuda yüzlerce kitap yazıldı. Darbeciler, Al. Stambolisski’yi Mosolinicilikle, köylü ordusu kurmakla, Turuncu müfrezeler oluşturmakla ve diktatörlükle itham ettiler. “Turuncu” Bulgar köylü hareketinin bayrak rengidir.
Çiftçi partililer, askeri darbenin Balkan savaşlarında (1912-1913) ve Birinci Dünya Savaşında (1914-1918)cinayetler işleyen, 1018 Vladaya Asker Ayaklanmasını basıran eli kanlı Ordulu katillerin işi olduğunu savundu. 1918 Asker Ayaklanması Monarçi’nin Cumhuriyetle değiştirilmesini istedi.
Al.Stanboliyski 1919 Neully Anlaşmasını Bulgaristan adına imzalayan, silahlı kuvvetleri dağıtan, azınlık haklarını tanıyan başbakandır.
Bugün de her fırsatta tekrar edilen darbe nedenleri ise, Çiftçi liderin izlediği iç ve dış siyasetten Çarın ve sağ siyaset çevrelerinin memnuniyetsizliğinde gizlidir.
Aleksandır Stanboliyski
Darbe, Halk Mürtecileri ve Askeri Birlik tarafından örgütlendi. Sofya ve il garnizonları darbeyi destekledi. Devrilen yasal iktidarın yerine mürteciler hükümeti kuruldu. Tacı, ülkeyi felakete sürükleyen babası Ferdinant’tan 1818 Ekiminde alan III. Boris, Çiftçiler kendi iktidarlarını kurunca tahta oturuyor ama ülkeyi yönetmiyordu.
Stanboliyski’nin başlattığı reform hareketi özel mülkiyet temellerine dokunmasa da, faizciliği ve büyük çiftlik sahiplerine darbe üstüne darbe indiriyordu.
Devlet ve belediye mülklerinde topraksız köylülere toprak, araç gereç dağıtılıyordu. Varna, Şumen ve Rusçuk eyaletlerinde Türk okullarına da geçim kaynağı olarak toprak, koru ve orman arazisi verilmişti. Hükumet tedbirleri tutucu güçleri ve iri zenginleri korkutmuştu. Savaştan dönen ve ordudan atılan subaylar hoşnutsuzdu.
Stanboliyski hükümetine karşı başkaldırının başına, 1922 Haziran’ında kurulan ve s.o. Anayasal Blok adını aldı. Temellerini Birleşik İlerici Halk Hareketi, Demokrat Parti ve Radikal Demokrat Parti attı.
Yeni grup Çiftçi iktidarını devirmeyi programına aldı. Bunun için üç büyük halk panayırı düzenlemeyi düşündüler. Birincisi Eylül 1922’de toplandı. Bu legal forumda büyük bir kargaşa olunca, öteki ikisini çağırmaktan vaz geçtiler. Saray ve sağ politik güçler, legal direniş biçiminden vaz geçerek, askeri araçlar kullanmada anlaştılar. Adı Askeri Birlik olan savaştan dönmüş ama ordu dışı kalmış subaylar darbenin askeri-teknik yönünü üstlendiler.
Askeri Birlik, çok kalabalık bir örgütlenme olan Halk Mürtecileri’ni harekete kazandılar. Darbe hazırlıkları Saray’dan yönetildi. 1923 Baharında Askeri Birlik ajanları ülkenin dört bir yanında bulunan garnizonlarda yuvalanmayı başardı. Subaylardan daha fazlasını darbeye kazandı. Nisan 1922 ‘de XX. Halk Meclisi seçimlerini büyük bir başarıyla kazanınca Bulgaristan Halk Çiftçi Birliği (BHÇB) yönetiminde baş gösteren coşkudan bunalma ve gevşeme darbecileri da ha sıkı hazırlık görmeye itmiştir.
BHÇB, siyasi çalışmalarının yönünü, seçimden ikinci parti olarak çıkan Bulgaristan Komünist Partisi (dar sosyalistler) /BKP d.s./ karşı çevirmiş ve komünistlerle boğuşmaya başlamıştır. Bu bir ideolojik kavgadır. Komünistler toplumun sınıflara bölündüğünü ve sınıf savaşının kaçınılmazlığı tezini savunurken, çiftçiler toplumun katmanlara parçalandığını ve onların emekçi köylü tabakayı temsil ettiklerini savunagelmişlerdir.
İktidarın kendilerinden ilgilenmediğini gören darbeciler, kışlalarda çalışmalarına hız kazandırmıştır. Askeri Birlikte buluşan darbecilerin Merkez Yönetimi başkent ve il merkezleri için özel darbe planı hazırlamıştır. Bu planda başkentin ve il merkezlerinin askeri güçler tarafından işgal edilmesi öngörülmüştür. “Kubrat” adlı yedek subay derneği, askeri hazırlık gören gençlik örgütleri darbecilerin saflarına geçmişlerdir. Aynı zamanda, darbecilere İÇ MAKEDON DEVRİM ÖRGÜTÜ VMRO tarafından destek ve yardım vaat edilmiştir. Demek oluyor ki, bugün Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov tafından yönetilen VMRO daha 1923’te Bulgaristan Çiftçi Halk iktidarının kanlı devrilmesine ve Başbakan Al. Stanboliyski’nin vahşi katledilişine bizzat katılmışlardır. VMRO Çiftçi iktidarına katılan bakanlara ve genel müdürlere ve ailelerine karşı saldırılarını daha Mart ve Nisan aylarında başlatmış ve iktidarın gelen tehlikeyi görebilmesine engel olmuştur.
Bulgar çiftçi hareketinin ve Vladaya Asker Ayaklanması’nın (1918) önderlerinden biri olan Rayko Daskolov VMRO katilleri tarafından kurşunlanmıştır.
Bulgar siyasi tarihinde, darbenin başlamasına vesile olarak, Al. Stanboliyski’nin Mayıs 1923 sonunda rüşvetçilere, faizcilere, dolandırıcılara ve iri sermayeye ve Çara karşı Haskovo’da yaptığı bir konuşma kullanılmıştır. III. Boris ağır suçlamaların altında ezilince, darbecilere “başlayın” işareti vermiştir. Askeri Birlik Merkez Yönetimi darbe tarihi olarak 8 Haziranı 9 Hazirana bağlayan geceyi seçmiştir. Darbe tarihi garnizonlara özel kuryeler tarafından iletilmiştir. Darbe Albay İvan Vılkov, yedek Albay Kimon Georgiev ve yedek Yüzbaşı Nikola Rayçev vb tarafından yönetilmiştir. Darbe gecesi Al. Tsankov başkan ilan edilmiştir. Yine bu gruptan Albay Kimon Georgiev, Aralık 1934 darbesini de gerçekleştirmiş, 1936’da Rusya istihbaratı için çalışmayı kabul etmiş ve 1944’ten sonra 3. Bulgar hükumetine başbakan olmuştur.
Çar III. Boris askeri darbeye bizzat katılmıştır. O, darbeden bir dün önce, 7 Haziran 1923’te Başbakan Al. Stanboliyski’yi doğduğu köy olan Pazarcık ilinin Slavovitsa köyünde ziyaret etmiş, uzun bir görüşme esnasında onun uyanıklığını köreltmeyi başarmıştır. Darbe önceden hazırlanan bir plana uygun gerçekleştirilmiştir. Askeri Okul öğrencileri devlet kurumlarını işgal gücü olarak kullanılmıştır. 2-3 polis amirliğinden başka mukavemet gösteren olmamıştır. Tren garı, poşta, köprüler, devlet kurumları darbecilerin eline geçerken, çiftçi partili bakanlar, milletvekilleri ve 700 gardiyan tutuklanmıştır.
Sofya girişindeki “Vrana” köşküne giden yeni başbakan Al. Tsankov III. Borise hükumet değişikliğine ilişkin belgeleri aynı gece imzalatmıştı.
Bu olaylar, 1944’te Arjantin’e kaçıp sığınan AL. Tsankov tarafından 15 yıl boyunca “Anılarım” eserinde işlenmiştir.
Askeri darbe ülkede şaşkınlıkla karşılanmıştır. AL. Stanboliyski’nin barbarca öldürüldüğünü haber alan çiftçi partililer yaba ve tırpanları alarak ayaklanmıştır. 12 bin kişinin baş-kaldırısı kanlı bastırılmıştır. Türklerin kalabalık yaşadığı Pleven, Şumen, Karlova, Kazanlık, Rusçuk, Vratsa ve başka merkezlerde silahlı çatışmalar haftalarca sürmüştür. Direnişçi 10 bin Pazarcık köylüsü ile hesaplaşma ağır olmuştur.
Bulgaristan işçi sınıfı ve sol muhalefet partileri Çiftçi partisine saldırılara karşı çıkmasalar da, 9 Haziran 1923 gerici askeri darbesine karşı tepkiler aynı yılın 23 Eylülünde emekçiler öncülüğünde bir yeni halk ayaklanması başlatmıştır.
Başlıca Sofya ve Kuzey Batı yöresini saran başkaldırı kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
Bulgaristan’da legal bir çiftçi iktidarının ve işçi sınıfı direnişlerinin kana boğulmasına karşı, 2 yıl hazırlıktan sonra 16 Nisan 1925 tarihinde Sofya’da “Ts. Nedelya” kilisesinde büyük bir terör olayı gerçekleştirilerek, iktidar çevresinden 200 kişi öldürülmüş ve 500 kişi yaralanmıştır.
Bulgaristan halk ayaklanmaları tarihinde en büyük ve güçlü isyan Mayıs 1989’da Türk ve Müslüman nüfusun yaşadığı bölgelerde gerçekleşmiştir. Ülkenin karma nüfuslu bölgelerini baştan-aşa saran bu Türk ayaklanması 1944’ten sonra iktidara gelen ve azınlık kimliğini yok sayarak yöneten totaliter komünist diktatörlük rejimini aynı yılın 10 Kasım günü devirmiştir. 1972-1973 ve 1984-1989 yılları arasında isimleri değiştirilen, dilleri, dinleri, gelenekleri, kültür ve uygarlıkları yasaklanarak asimile edilmek isteyen Müslüman azınlıklar Türk kimliği ve “kültürel otonomi” hakları için ayaklanmışlardır. Toplam 240 şehit veren Müslüman ayaklananlardan 500 bini sınır dışı edilmiştir.
9 Haziran 1923 askeri darbesini ve Bulgaristan’da emekçi köylü iktidarının yıkılması ve ardından gelen katliamları anımsarken, yeni Bulgar tarihinde en önemli devinim gücün Türkler ve Müslüman dayanışması, birlik ve beraberliği olduğunun bir kez daha altını çiziyorum. Büyük bir çöküş ve içinden çıkamadığı bunalımlarda çırpınan Bulgar iktidarları için Müslüman azınlıklarla uzlaşmaktan başka çıkış yolu yoktur. Bu kitle yeni bir dirilişe kanat açıyor.
Bugünkü Sofya meclisinde, 1923 askeri darbesini yapanların torunlarının nefes aldığını ve milliyetçilik adı altında modern liberal faşizm savunduklarını görüyoruz. Al. Stanboliyski’den önce Başbakan Vasil Radoslavov’un Liberal Partisi meclis bileşiminde (1913-1918) 24 Müslüman mebus, Al. Stanboliyski BHÇP meclis çoğunluğunda birçok Müslüman milletvekili olduğu unutmamalıyız.
1989 Ayaklanmamız kendi partimizi kurmak, politik sahneye çıkmak ve yönetimde hak sahibi olmak ve halkımızın demokratik hak ve özgürlüklerini, herkese hak eşitliği taleplerini yerine getirmek için gerçekleşti. Bugünkü çağrımız yeni bir birliktir. Yeni bir programla haklarımızı elde etmektir.
Okuduğunuz için teşekkür ederim
Aleksandır Stanboliyski