Bir Ömre Sığan Kızılelma…

Yazan: Nevzat ÖZTÜRK
BGSAM Başkan Vekili 

Kocaeli Kitap Fuarı’nın son günü…
Kalabalığın içinde sessiz ama güçlü bir duruş…
Sahnenin önünde bir isim: Rafet ULUTÜRK.
Elinde kalemi, önünde 1000 sayfalık iki ciltlik bir kitap. Kitabın adı her şeyi özetliyor:
“Turan Kızılelma Yoluna Adanmış Bir Ömür.”

Bu, bir kitap adı değil. Bu bir hayatın özeti, bir milletin davası, bir ömrün bedeli.
Çünkü Rafet Ulutürk bu yolda gerçekten bir ömür tüketmiş. Yakutya’dan Afganistan’a, Kazakistan’dan Balkanlar’a, Avrupa’nın salonlarına kadar uzanan yolları yürümüş…
Soğuğa, uzaklığa, yalnızlığa ve umutsuzluğa rağmen yılmamış, geri dönmemiş.
Çünkü bu yol onun değil, bir milletin yoluydu.

Peki biz ne yapıyoruz?
O bu yolda 35 yılını verirken… Biz neredeydik?
Tarihimizi mi okuduk? Kültürümüzü mü sahiplendik?
Yoksa ekranların ışığında, unutuşun karanlığına mı gömüldük?

Evet, bu yazı bir övgü yazısı değil sadece.
Bu yazı bir uyarıdır. Çünkü bir millet, kendi kahramanlarına sağken sahip çıkmayı bilmezse, onların emekleri gelecek kuşaklara ulaşamaz.

Ulutürk’ün kitaplarını almak, sadece bir imza değil; bir vicdan borcudur.
O, “ben bu yolda yürüdüm” diyor. Ama bu yolun asıl sahipleri, gençlerdir.
Gelecek, bu meşaleyi taşıyacak olanların ellerindedir.
Eğer gençlik tarihini bilmezse, kimliğini unutur.
Kimliğini unutan bir milletin ise geleceği olmaz.

35 yıl boyunca bıkmadan yürüyen bir adamdan bahsediyoruz.
Bir ömrü kitaplara, konuşmalara, yollara, insanlara adamış bir dava adamından.
Onun kaleminden çıkan her kelime, bir coğrafyanın acısını, bir milletin umudunu taşır.
Ama bu emeklerin karşılığı sadece birkaç alkış, birkaç güzel cümle olmamalı…
Bu dava korunmalı, sahiplenilmeli, devam ettirilmeli.

Bugün fuarda gençlerin sıraya girip kitaplarını imzalatması, gözlerindeki ışık, belki de geleceğe dair en büyük umuttu. Ama bu umut sadece bir fuar günüyle sınırlı kalırsa, bu ışık söner.
O yüzden buradan gençlere sesleniyorum:
Bu kitapları sadece alın, okumakla kalmayın…
Anlayın.
Sahiplenin.
Devam ettirin.
Çünkü Turan yolu, yürekle yürünür.
Ve bu yol, artık sizindir.

Devletine, milletine, tarihine sahip çıkan bir gençlik olmadan hiçbir ideal ayakta kalmaz.
Kızılelma bir hayal değil, bir hedeftir.
Ama hedef, sadece onu inanarak ve taşıyarak yaşayan milletlerle gerçeğe dönüşür.

Rafet Ulutürk bugün hâlâ dimdik duruyorsa, bu bir tesadüf değil…
Bu, bir inancın zaferidir.
Ve biz, bu inancın kıymetini bilmezsek, kaybeden taraf oluruz.

Unutmayın…
Bazı insanlar kitap yazar.
Bazı insanlar tarih yapar.
Bazı insanlar ise bir milletin vicdanı olur.

Rafet Ulutürk bu milletin vicdanlarından biridir.
Bizim görevimiz ise o vicdanı yaşatmak, yükseltmek ve geleceğe taşımaktır.

Turan yolunda yürüyenlere selam olsun…
Unutanlara ise hatırlatma olsun bu satırlar…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fifteen − eight =