Paşavizyon Gazetesinde:
Rafet ULUTÜRK / BULTÜRK Derneği Genel Başkanı / Bulgaristan Penceresinden
KIRCA ALİ GEZİMİZ
Değerli PAŞAVİZYON okuyucularımız, sizlerle bu sayımızda yapacağımız sohbetimiz, BULTÜRK Derneğimiz ile İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen Derneğimiz tarafından yürütülerek gerçekleştirilen “Dünden Bugüne Paylaşım” projesi kapsamında;
Türkiye’den Bulgaristan’a tanıtıcı, bilgilendirici ve Bulgaristan’da yaşayan Türk-Müslümanları ile birlikte azınlıklar ve Bulgaristan halkının kültürel, sosyolojik, ekonomik, ticari sanayi ve tarım hayvancılık ile ilgili olarak bir birlerine dayanışma ve yardımlaşma kültürlerini geliştirip kuvvetlenmesine hız vermek suretiyle katma değer kazandıracak kültür gezilerine Kırca Ali ile başlıyoruz.
Bulgaristan Kırca Ali Gezisi
Bulgaristan denince akla Evlad-ı Fatihaların kalesi, bize göre Bulgaristan’daki yaşayan Türk ve Müslümanların nirengi noktası olarak bilinen tarihi ve kadim şehir Kırca Ali, şehri görülmesi ve ziyareti önemlinin ötesinde ELZEM olarak gelmektedir.
Özellikle Komünizm döneminde Bulgaristan güvenlik kuvvetleri ve devlet tarafından Kırca Ali dışında diğer vilayetlerde yaşam da çok farklıydı. Kırca Ali şehrinde kanunlar da farklıydı.
Bulgaristan varlığından bu yana stratejik bir öneme sahip Kırca Ali görülmesi gereken “SILAYI RAHİM” sayılacak olan bir ziyarettir.
Saygın, değerli yolcularımız ile birlikte Kırca Ali’yi zaman darlığına rağmen dinlenme ve duraksamaksızın hemen hemen tamamını gezebildik.
Bu gezimiz esnasında halen müze olarak kullanılmakta olan fakat Osmanlı devrinde askeri bir üst olan Türk karargâhından başladık.
Hemen ardından Evlad-ı Fatihaların yattıkları yer eski mezarlık ziyaret edildi.
Ancak burada bir Türk belediye başkanının ve Türklerin kahir ekseriyetle ağırlıkta olduğu bir yerde eski mezarlık adıyla bildiğimiz ceddimizin atalarımızın mezarlarının bulunduğu ve en önemlisi her bir Türk mezar taşının Kırca Ali’nin tapusu olarak bilinen bu müstesna yerin son derece bakımsız ve mahzun olduğuna şahitlik ettik. ÜZÜLDÜK.
Buradaki mezarlar da tıpkı başka yerlerde yok edilen mezarlar gibi tarihten silinerek yok edilmek isteniyor. BULTÜRK olarak böyle bir kültürel soykırıma dur diyerek engel olmak istiyoruz.
YEDİ KIZLAR CAMİİ
Ustalık ve mimarisi ile ihtişamı ile özeni ile yapılış şeklindeki özelliği çivisiz ahşap giydirme tekniği ile yapılmış Balkanlarda bir eşi dahi olmayan “YEDİ KIZLAR CAMİ”ni büyük bir onur ve gururla gezdik ziyarette bulunduk.
Yaklaşık Bulgaristan ile aynı yaşa sahip olan ve mitolojik efsanelerde adından çokça bahsedilen Türkçe manası “ŞEYTAN KÖPRÜSÜ” olarak bilinen, ortada kemer halinde ana taşıyıcı iki ayağı birleştiren bir kemer ile ana kemer başlarında destekleyici olarak yapılmış iki adet payanda destek görevinde kemer gözünden müteşekkil köprü stratejik olduğu kadar yapılış ve mimarisi ile de karizmatik bir yapıdır.
AKSAÇLI-BİLGE ALİ – KIRCA ALİ
Bulgaristan Türklerinin gözdesi kalbi olan şehre ismini veren zamanın (1434 yılı) fetih unsurlarından Ali komutanın Antalya’dan çıkarak Rodop’lara Bulgaristan’a gelene kadar konakladığı, geçtiği hemen hemen her beldeden, sabah namazına katılan cemaatten seçtiği güvenilir kişileri kendi birliğine katarak bugünkü Kırca Ali’ye gelmiş ve stratejik yönden beğenip Antalya’ya benzettiği bu coğrafyada Kırcaali’yi yurt edinmiştir.
Kırcaali denmesinin sebebi ise bölge insanının kendisini saçları beyazlayarak Kır bir şekli aldığından Kırcaali (AKSAÇLI-BİLGE ALİ) manasında Kırcaali demişler ve beldeye de bu ismi vererek ebedi kalmışlardır.
Bizler de torunları olarak Kırca Ali’nin kabri şerifini ziyaret ederek niyazda bulunduk. Mekânı cennet olsun. Ancak gurur ve hüznü bir arada yaşadık.
Şöyle ki, ziyaret etmiş olduğumuz Kırca Ali’nin TİKA tarafından yapılarak hizmete sunulmuş olan kabri bizleri gururlandırmış, umut vermiş olmasına rağmen, Kırca Ali’nin gerçek kabrini öğrendiğimizde yani şimdiki yer değil tahmini olarak 100 metre yukarısında bulunan parkın hemen köşesinde olduğunu Kırca Ali’nin bizden önceki bilirkişi yaşlıların her sohbetlerinde yıllardır dinlemiştim.
Kırca Ali’nin gezimizin son saatlerinde mesire ve piknik yerleri ile birlikte Kırca Ali’ye mührünü vuran eserlerden ecdat yadigârı eski Türk medresesi ile (bugün halen müze olarak kullanılmakta) son olarak yapıldığı günden bu yana insanlara vakti bildiren her saat başı gonk olarak çan sesi ve Türklere karşı hakaret edici müzik eşliğinde eski Türk düşmanı marşların melodisini çalan saat kulesini ziyaret ettik.
Bizleri gezimiz boyunca en fazla üzüp kahreden de bu ziyaret olmuştur. Kısıtlı imkan ve kısa zaman zarfında gerçekleştirilen KIRCA ALİ gezimiz böylece tamamlandı.
Gelecek sayımızda ikinci olarak gerçekleştirilen (FİLİBE-PLOVDİV) gezimiz hakkında sizlere bilgi vererek sohbet etmek arzumuzdur.
Saygı ve muhabbetlerimle,
Alıntı: http://www.pasavizyon.com/kirca-ali-gezimiz#.Y_BkZ3ZBzrc