Bir cümleye indirgenen tarih
Tarih kitaplarımızda bazı hadiseler vardır ki, sadece bir cümleyle geçilir.
“Bizans, Osmanlı’ya üs verdi” derler.
Ama gerçekte bu, sadece bir üs meselesi değildir.
Bu, çağ açan, milletin kaderini değiştiren bir hadisedir: Rumeli’ye geçiş, Çimpe’nin fethi.
Bir kavşağın eşiğinde
1352’de Osmanlı’nın önünde bir yol ayrımı vardı:
Ya Anadolu’ya dönecek, Türk beylikleriyle boğuşacak ve küçük bir bey olarak tarihten silinecekti…
Ya da Rumeli’ye geçecek, yeni ufuklara açılacaktı.
İşte bu karar anında, Süleyman Paşa’nın yanında yalnızca kılıç tutan yiğitler değil, akıl ve vizyon sahipleri de vardı.
Onlardan biri, adı çok az anılan ama çok büyük bir rol oynayan bir kahraman: Kırcaali Bey.
Stratejinin mimarı
Osmanlı kronikleri onun adını zikreder.
Karesi ümerasının içinde, strateji geliştiren beyler arasında o da vardır.
Kırcaali Bey, Anadolu’da beyliklerle oyalanmanın Osmanlı’yı zayıflatacağını, Rumeli’ye geçişin ise yeni bir medeniyet kapısı açacağını dile getirmiştir.
Kısacası, Rumeli fethinin yol haritasını çizenlerden biridir.
O gece…
Ve nihayet o gece gelir.
Edincik kıyılarında iki sala hazırlanır.
Seksen yiğit, tekbirlerle ve dualarla yola çıkar.
Birinde Süleyman Paşa, diğerinde Kırcaali Bey ve gaziler.
Ay ışığı yol gösterir, rüzgâr onlara yoldaş olur.
Gece yarısı sessizce Çimpe Hisarı önüne varırlar.
Ve büyük bir cesaretle kaleyi alırlar.
Rumeli’nin ilk ezanı
İşte o an tarihin yönünü değiştiren hadise yaşanır:
Rumeli’de ilk ezan okunur.
Ve bu ezanı, kalenin burcunda, Süleyman Paşa’nın yanında bulunan Kırcaali Bey okur.
Düşünün sevgili dostlar…
O güne kadar Rumeli semalarında böyle bir ses duyulmamıştı.
O sabah, Balkan dağlarının koynunda, Çimpe’nin taş duvarlarında yankılanan ezan, yalnızca bir ibadet çağrısı değildi.
Bu, bir medeniyetin doğuş nidâsıydı.
İlk müjde
O ezan, İstanbul’un bir gün fethedileceğinin müjdesiydi.
O ezan, Balkanlarda asırlar boyu sürecek İslam nefesinin ilk işaretiydi.
O ezan, Osmanlı’nın artık bir beylik değil, cihan devleti yoluna girdiğinin sembolüydü.
Neden küçültüldü?
Ama ne yazık ki bugün bu hadise çoğu zaman bir kenara itiliyor.
“Üs verildi” deniyor, “efsane” deniyor.
Oysa Osmanlı kaynaklarının hepsi fetih diyor.
Oysa bütün kronikler Kırcaali Bey’i, Ece Bey’i, Hacı İlbey’i, Evrenos Bey’i tek tek yazıyor.
Bizim yapmamız gereken, bu kahramanları tarihten silmek değil, onları gençlerimizin ufkuna taşımaktır.
Gençlere mesaj
Sevgili gençler,
Bugün filmlerde, dizilerde kahraman arıyorsanız, işte kahraman burada:
Bir bey ki hem stratejiyi kurmuş, hem savaşta bulunmuş, hem de Rumeli’nin ilk ezanını okumuş.
Kırcaali Bey’in adını unutmayın.
Çünkü onun vizyonu olmasaydı, belki Osmanlı bir beylikten öteye geçemeyecekti.
Çimpe’de o gece, sallarla geçen yiğitler yalnızca bir kaleyi değil, bir çağı fethettiler.
Ve Kırcaali Bey’in ezanı, asırlara yayılan bir medeniyetin ilk nidası oldu.
Unutmayalım:
Çağ açanlar yalnızca kılıç tutanlar değil, akıl ve imanla yol gösterenlerdir.
Rumeli’de ilk ezanı okuyan Kırcaali Bey de işte onlardan biriydi.