Jön Türklerin İhanet Gölgesi

Rafet ULUTÜRK

Siyaset, kelimelerle oynama sanatı değildir.
Her sözün bir karşılığı, her benzetmenin bir yükü vardır.
Çıkıp da “biz Jön Türkleriz” diyen bir siyasetçi,
ya tarih cahilidir ya da bu milletin düşmanına hayran bir işbirlikçidir.

Jön Türkler: Batı’nın Uşakları

Jön Türkler, 19. yüzyılın sonunda Osmanlı’yı kurtarma iddiasıyla ortaya çıktı.
Ancak bu milletin iradesini temsil etmediler;
Batı’nın vitrinine bakarak kendi halkını aşağılayan,
köklerinden kopmuş bir aydın zümresiydiler.

Tarihin utanç sayfasında bir sahne vardır:
İngiliz elçisini Dolmabahçe’den alıp atların yerine kendi sırtlarına koşarak elçiliğe kadar çektiler.
Düşünün! Koskoca imparatorluğun aydınları, İngiliz’in arabasını köle gibi taşıyor.
Bu sahne, ihanetin, zilletin ve uşaklığın resmidir.

Affedilecek Cehalet mi, Hesap Sorulacak İhanet mi?

Bugün biri çıkıp “biz Jön Türkleriz” derse, bunun iki açıklaması olabilir:

  • Eğer tarih bilmezse, bu sadece cehalettir.
  • Ama eğer bilerek söylüyorsa, işte bu düpedüz hainliktir!

Çünkü Jön Türk demek, milleti küçümsemek,
Batı’nın emrine girmek, milli onuru ayaklar altına almak demektir. Bunun başka izahı yoktur.

Gençliğe Uyarı

Şimdi soralım: Bugünün gençlerinden kim, İngiliz’in arabasını sırtına alıp çekmeye razı olur?
Bir kişi bile çıkmaz.
Çünkü bu gençlik Çanakkale’de kefensiz yatan dedelerin torunudur.
Ama unutmamalıyız:
İçimizde hâlâ devşirmeler, içimizde hâlâ millete düşman olan zihniyetler olabilir.
İşte onlar Jön Türklerin bugünkü izdüşümüdür.

Jön Türk Değil, Mustafa Kemal’in Askerleri!

Jön Türkler Batı’ya uşaklık yaptı, Mustafa Kemal ise Batı’yı dize getirdi.
Aradaki fark, zilletle izzet arasındaki farktır. Gençlerimize soruyorum:
Siz hangi tarafta olacaksınız?
Jön Türklerin sırtındaki zincirde mi, yoksa Mustafa Kemal’in izinde mi?

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eight + five =