Rafet ULUTÜRK
Kırcaali’de Saat 09.00: Çalınan Sadece Bir Marş mı, Yoksa Türk’ün İtibarı mı?
Bugün Kırcaali’de saat 09.00…
Merkezin simgesi olan saat kulesinden bir melodi yükseliyor.
Ama bu bir müzik değil.
Bu, bir utancın sesi.
Bu, bir milletin alnına sabah sabah çalınan tokat.
Ne mi çalıyor?
Osmanlı-Rus Harbi sırasında yazılmış bir Bulgar marşı:
“Вятър ечи, Балкан стене” — Rüzgar esiyor, Balkan inliyor.
Sözleri açık: “Silaha sarılın!”, “Uyuyorsunuz, kalkın!”, “Türk’e karşı savaşın!”
Bu sadece bir türkü değil, bu bir ayaklanma çağrısı.
Ve bu çağrı bugün, Balkan Türklerinin kalbi Kırcaali’de çalınıyor.
Biri çıkıp da sormuyor mu: Ne oluyor burada? Bu ne cüret? Bu ne rezillik?
Kırcaali Türk’tür!
Tarihiyle, halkıyla, duasıyla Türk’tür!
Ve bugün o Türk’ün göbeğinde, Türk’e düşman bir marş saat kulesinden yankılanıyorsa,
bunu yapanın kadar susan da suçludur!
🔹 Belediye Başkanı Türk.
🔹 Milletvekillerinin tamamına yakını Türk.
🔹 Meclis üyeleri Türk.
🔹 Halk Türk.
🔹 Ama şehrin sesi… Türk düşmanı.
Bu nasıl bir akıldır?
Bu nasıl bir zillettir?
Burada çok açık bir şey var:
Kırcaali’yi bugün sözde Türkler yönetiyor ama bu halkın ne onuruna, ne tarihine, ne inancına saygı duyuyorlar.
Bakın açık konuşalım:
Bu şehirde belediye başkanı, bırakın bir Türk’ü…
Irkçı VMRO ya da ATAKA partisinden biri bile olsaydı,
Bu marşı çalmaya utanırdı.
Evet, utanırdı!
Çünkü derdi ki:
“Bu halk bana oy verdi… Bu halka saygısızlık edemem…”
“Bu şarkıyı çalarsam, ayıp olur…”
Belki milliyetçiydi, belki bizden değildi ama en azından halkına karşı bu kadar yüzsüz değildi.
Ama siz?
Sözde “bizden” olanlar?
Sözde “Türk’ü temsil edenler”?
Bir marşa bile ses çıkaramıyorsanız, siz neyi temsil ediyorsunuz?
Bugün Türk’e karşı yazılmış bir isyan marşı Kırcaali’de çalıyor,
Yarın belki de Türk adları yeniden yasaklanacak,
Ve siz yine susacaksınız!
Sözde Türk partisi, bugün Peevski tarafından yönetiliyor deniyor.
Madem öyle, Kırcaali’de bu olanlar da mı onun izniyle oluyor?
Peki burada bulunan belediye başkanına, milletvekillerine ne demeli?
Duyan yok mu bunu?
Hiçbiriniz duymadınız mı?
Yoksa duydunuz ama duymazdan mı geliyorsunuz?
Siz Türk milletiyle alay mı ediyorsunuz?
Yazıklar olsun!
Bu belediyenin başında, bırakın bir siyasetçiyi…
Atakan gibi bir çocuk bile olsa,
Bu utancı duysa, utanır, o müziği bir saniye bile dinletmez.
Çünkü çocuk da bilirdi:
“Oy Türk’ten gelir, vicdan Türk’ten gelir, dua Türk’ten gelir.”
Biz sizden Türkçe şarkı istemiyoruz.
Bayrak istemiyoruz.
Sadece diyoruz ki:
Bize düşman olanı bize dinletmeyin.
Buradan açık söylüyoruz:
🔔 Bu şarkı çalmaya devam ettiği sürece,
siz hiçbirimizin temsilcisi değilsiniz.
🔔 Bu sessizlik sürdükçe,
siz halkın değil, korkunun adamısınız.
🔔 Ve bu halk bir sabah uyanırsa,
sizin kurduğunuz tüm koltukları o saat kulesinin altına gömer!
Kırcaali’de sabahları, çocuklar uyansın, umutlar yeşersin isterdik.
Ama bugün bir milletin ruhu uyandı.
Bu sessiz çığlık, artık susturulamaz.
Unutmayın:
Sesinizi satabilirsiniz.
Koltuğunuzu koruyabilirsiniz.
Ama şu saat kulesinden çalınan rezilliğin bedelini tarih affetmez.
Çünkü mesele bir şarkı değil.
Mesele:
Türk’ün kulağına değil, vicdanına çalınan bir hakarettir.
Ve biz bu hakareti ne unutacağız…
Ne de affedeceğiz.
Türke kefen bicenin ölümü korkunç olur
