Çin Nazi Kamplarını “Cehennem” olarak tanımlayan Gazeteci Dr. Olsi Jazeji, Hidayet Oğuzhan, NASA optik mühendisi Dr. Erkin Sıddık, Dünya Uygur Kurultayından Dr. Erkin Ekrem ve Ömer Kanat’ın katılımıyla düzenlenen ortak basın toplantısında BULTÜRK yerini aldı.
Toplantı ile ilgili yaptığı açıklamada Rafet ULUTÜRK:
“Çin Devletinin daveti üzerine 20 uluslararası gazeteciyle birlikte Doğu Türkistan’daki kampları ziyaret eden araştırmacı-yazar Dr. Olsi Jazeji’yi dinledik. Kampları “Nazi Kampları”na benzeten Jazeji yaşananları soykırım olarak niteledi. Uygur Türklerinin yoğun katılımının yaşandığı yerden taze haberleri gelip Türkiye’de anlatan değerli konuşmacıya çok teşekkür ederiz. Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanına bizleri bu taplantıya davet ettiği için teşekkür eder ve bu Kampları canlı tanığı üzerinden dinlemek, her ne kadar binlerce kilometre uzakta olsak da soykırımı yüreklerimizde hissetmemize sebep oldu. ” dedi.
İşte İşgalci Çin Zulmü: Sadece bir şehirde 300 bin Uygur Türk’ü esir!
İşgalci Ateist Çin yönetiminin 2017 yılından itibaren Doğu Türkistan genelinde bir biri ardına açtığı Çin Nazi Toplama Kamplarında 1 ila 3 milyon Müslüman Uygur ve Kazak Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde bu kamplarda tutulduğu bildirildi.
Bir görgü şahidinin verdiği bilgiye göre Hoten vilayeti genelinde 10 adet işgal yönetiminin “Yeniden Eğitim Merkezi”adını verdiği Toplu Cezalandırma kamplarının bilgisine ulaşabildiklerini ve bu kamplarda en az 300 bin kişinin tutulduğu bilgisini paylaştı.
Görgü Şahidinin verdiği bilgilere göre Hoten merkez, bağlı ilçe ve yerleşim yerlerinde bulunan Çin Nazi Kamplarının adları ile bu kamplarda hapis tutulanların sayısı şöyle ;
- Hoten’in Karakaş İlçesi 2 No.lu Orta Okul Kampı, Tutuklu Sayısı 5.000 kişi
- Hoten-Karakaş İlçesi Halk İşleri Müdürlüğü yanındaki Özel Eğitim Merkezi Kampı Tutuklu sayısı 9.000 kişi (Hepsi Kadın tutuklu)
- Hoten-Karakaş İlçesi Merkez Öğretmen Okulu(Sifen) kampı Tutuklu Sayısı 10.000 kişi
- Hoten Karakaş İlçe Tren İstasyonu yanındaki Kamp Tutuklu sayısı 100 bin kişi
- Hoten Karakaş Urçi Kenti kampı Tutuklu sayısı 15.000 kişi (Tamamen kadınlardan oluşuyor.)
- Hoten Karakaş Bostanköl Sanayi Bölgesi’deki Tarım Ünivesitesi kampı Tutuklu sayısı 60 Bin kişi
- Hoten Yörünkaş Kenti Meslek Yüksek Okulu Kampı tutuklu sayısı 60 bin kişi
- Hoten-Gazun İlçesi Öğretmen Okulu (Sifen) Kampı Tutuklu sayısı 15 bin kişi
- Hoten Kaypaçüy kenti Kampı tutuklu sayısı bilgisine ulaşılamamıştır.
- Hoten Laskuy kent Pazarı Kampı : Tutuklu sayısı bilgisine ulaşılmamış olup, bu kamp Hoten genelindeki Çin Nazi Kampları içinde en büyük ve tutuklu sayısı bakımından da en kalabalık kamp olarak biliniyor. Bu kamp, Müslüman Uygur tutuklulara uygulanan baskı, zulüm ve envai çeşit Çin işkencelerinin tamamının uygulandığı en kötü ve korkunç bir ölüm kampı olarak biliniyor. Bölge sakinleri bu kampa hapsedilenlerin bir daha sağ çıkmayacaklarını söylüyorlar.
Çin’in Doğu Türkistan’daki Ölüm Kampları Artık Birleşmiş Milletlerin De Gündeminde
Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan’da yaşayan ve bu toprakların tarihi sakinleri ve sahipleri olan Müslüman Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer Türkleri Hitler Almanyasının Nazi ölüm kamplarından ilham ve örnek alarak kurdukları bu kamplara kapattıkları 1 ila 3 milyon arasındaki masum ve suçsuz insanları toptan katlederek yok etmek isitiyor ve şimdiye kadar da bu kampların varlığını inkar idiyordu. Ancak, BM Irk Ayırımcılığını Önlme ve Mücadele Komitesinin 08-13 Ağustos 2018 tarihleni arasında Cenevre’de Doğu Türkistan’daki bu Çin ölüm kamplarınının ele alındığı bir özel toplantı düzenleyerek konuyu uluslararası düzeyde tartışmaya açarak gündeme taşıdı. Çinli delegeler her ne kadar bu kampların var olmadığını ve kimsenin bu kamplara hapasedilmediğini inkar etse de hiç kimse İşgalci Çin’in bu yalanlarına inanmıyor. Toplantı sonunda bir açıklama yapah BM Irkı Ayırımcılığı ile Mücadele Komitesinin Başkan Yardımcısı Çin Temsilcileri ne kadar inkara kalkışırsa kalkışsın, elimizde bu kampların varlığı ile ile ilgili çok sayıda inandırıcı bilgi ve belge bulunmaktadır. Biz BM olarak bu insani sorunun takipçisi olmayı sürdüreceğiz ” demiştir.
Kaynak: uyghurnet.org