Rafet ULUTÜRK
Azerbaycan Milletvekili, Türk Dünyasının gönüllerinde “Sultan” unvanıyla anılan Ganire Paşayeva’nın vefatının üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zaman, acıyı azaltmadı; aksine onun bıraktığı boşluğu daha da belirginleştirdi.
Kısacık Bir Ömre Sığan Büyük Davalar
Ganire Paşayeva, yalnızca Azerbaycan’ın değil, bütün Türk Dünyasının ortak değeri oldu. Çalışmalarıyla, cesaretiyle, fedakârlığıyla, Türk milletine olan sarsılmaz inancıyla bir ömre yüzlerce hayat sığdırdı. Dünyanın neresinde bir mazlum varsa onun yanında oldu. Yeri geldi bir akademisyen, yeri geldi bir kültür elçisi, yeri geldi bir siyasetçi olarak sahneye çıktı ama her zaman Türk Dünyasının cesur evladı olarak anıldı.
Hoş Seda Bırakan Bir Hayat
“Ölüm, geride hoş bir seda bırakabilmektir” der atalarımız. Ganire Paşayeva işte tam da bunu başardı. Onun adı anıldığında sadece Bakü’de değil; İstanbul’da, Ankara’da, Bişkek’te, Astana’da, Tebriz’de, yani Türk coğrafyasının her köşesinde gönüller aynı anda sarsılıyor. Bu da gösteriyor ki Paşayeva, siyasetten öte bir iz bırakmayı başardı.
Yerinin Doldurulamaz Boşluğu
Onun yokluğu sadece Azerbaycan için değil, Türk Dünyası için de büyük bir kayıp. Çünkü Paşayeva, yalnızca milletvekili kimliğiyle değil, fikriyle, cesaretiyle, mücadele azmiyle öne çıkmıştı. Türk Dünyasının birlik ve beraberliği için ömrünü adayan bu yürekli insanın yerini doldurmak mümkün değil.
Ahde Vefa Borcu
Bugün, Ganire Paşayeva’yı anmak aslında bir vefa borcunun ödenmesidir. Onun hayallerini, ideallerini, fikirlerini genç nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğu. Türk Dünyasının geleceği için onun yolunda yürümek, bize bırakılan bir miras niteliğindedir.
Ganire Paşayeva, “Türk Dünyasının Sultanı” olarak gönüllere kazındı. Ruhu şad olsun. Onun hatırası, birlik ve beraberlik için verilen her mücadelede yaşamaya devam edecektir.