Rafet ULUTÜRK
Tarihin derinliklerinden bugüne uzanan bir hakikat var: Devlet ve vatan dışında sığınılacak bir limanımız yoktur. Fertler geçici, zaman gelip geçici, fakat millet ve devlet baki kalmak için vardır. Toplumların hayatında bazı hakikatler vardır ki, çağlar geçse de değerini yitirmez. Bizim için o hakikatlerin başında vatan ve devlet gelir. Çünkü vatan olmadan nefes alamayız, devlet olmadan var olamayız.
Vatan: Ana Şefkati
Vatan, bizi kucağında büyüten anadır. Nasıl ki anne evladını bağrına basar, soğuktan, açlıktan, tehlikeden korursa; vatan da evlatlarını aynı şefkatle sarar. Toprağı, dağı, taşı bizimdir. Her karışında ecdadın alın teri, kanı ve duası vardır. Anayı kaybetmek nasıl ki evladı yetim bırakırsa, vatansızlık da milleti sahipsiz bırakır.
Devlet: Baba Kudreti
Devlet ise, babamızdır. Baba nasıl ki evini korur, ailesine gölge olur, evlatlarının güvenliği için dimdik ayakta durursa; devlet de milletine öylece siper olur. Kanunuyla düzeni sağlar, adaletiyle hakkı teslim eder, kudretiyle düşmanı uzak tutar. Babasız kalan evlat nasıl darmadağın olursa, devletsiz kalan millet de dağılır, dağılırken yok olur.
Adaletin Güneşi
Unutulmamalıdır ki, devletin büyüklüğü yalnızca ordusunda ya da hazinesinde değildir. Onun büyüklüğü adaletinde saklıdır. Adalet, güneş gibidir; herkese ışığını eşit düşürür. Adaletin olduğu yerde vatan da devlet de sağlam durur.
“Adalet mülkün temelidir” sözü boşuna söylenmemiştir. Devletin gücü yalnızca ordusundan, hazinesinden ya da topraklarından gelmez; onun gerçek kudreti, adaletle kurduğu bağdan gelir. Adaletin olmadığı yerde devlet çürür, millet dağılır. Adaletin olduğu yerde ise en karanlık günler bile aydınlanır. İşte bu yüzden, adalet yeryüzündeki güneş gibidir: Doğar, ısıtır, diriltir.
Oğuz Kağan’ın İzinde
Türk tarihine baktığımızda, “17. Oğuz Kağan’dır” ifadesi yalnızca bir sıralama değil, aynı zamanda bir semboldür. Oğuz Kağan, Türk milletinin birlik ve dirayetini temsil eder. Onun yolundan giden her nesil, tarihin yükünü omuzlarında taşırken aynı zamanda geleceğe de ışık tutmuştur.
Bayrağın Gelişi
“17. İmparatorluk bayrağı geliyor” sözü, bir müjde gibidir. Bu, yalnızca yeni bir çağın değil, aynı zamanda yeniden dirilişin, yeniden şahlanışın işaretidir. Bayrak, gökyüzünde dalgalandığında yalnızca bir kumaş parçası değildir; o, milletin onurunu, devletin kudretini ve adaletin simgesini taşır.
Bayrağın Anlamı
İşte bu yüzden bayrağımız yalnızca bir sembol değil, ananın şefkatini, babanın kudretini, milletin onurunu taşır. Gökyüzünde dalgalandığında hepimize aynı hakikati hatırlatır: Bizim varlığımız vatan ve devletle mümkündür.
Vatan Anadır, Devlet Babadır
Unutulmamalıdır ki, vatan anamızdır, devlet babamızdır. Vatan bizi doğuran, büyüten, kucaklayan toprak; devlet ise bizi koruyan, kollayan kudrettir. Anasız da babasız da kalmak, milleti yetim ve sahipsiz bırakmak demektir. Bu yüzden, vatanı ve devleti yaşatmak, her birimizin boynunun borcudur.
Bugün bize düşen görev, “devlet ve vatan”ın değerini bilmek, adalet güneşini karartmamak ve geleceğin bayrağını taşımaktır.
Bu emaneti korumak, vatan ana ile devlet babaya sahip çıkmaktır.
Çünkü bu topraklarda yaşayan herkes için ortak gerçek şudur:
Devletsiz, vatansız, adaletsiz bir hayat; güneşsiz bir dünyaya benzer. Unutmayalım:
Anasız evlat yetimdir, babasız evlat öksüzdür; vatansız millet sahipsizdir, devletsiz millet dağınıktır.