BULTÜRK, Kazakistan’ın bağımsızlığının 25. yıl dönümünde

trt Soldan sağ; Rafet ULUTÜRK-BULTÜRK; Doç.DR.Abdulhamit AVŞAR-TRT İstanbul Müdürü; Galymzhan Yerimbetov-İstanbul Kazakistan Konsolosu, İsmail CENGİZ-Avrasya Türkleri Federayon Genel Başkanı; Gelişim Unv. Doç.Dr.Kutay KARACA

 

Türk Dünyası içinde parlayan yıldız Kazakistan bağımsızlığını ilan edeli çeyrek asır oldu.
1991 yılında ilan edilen bağımsızlık, Kazakistan‘ı sadece bölgesinin değil dünyanın yakından takip ettiği gelişme ve kalkınma modeli komşu ülkelere parmak ısırttı. Bağımsızlık ilanından hemen sonra kardeş ülke Türkiye Cumhuriyeti tarafından ‘Tanınan’ Kazakistan’ın kurucu devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, geride bıraktığı 25. yılda sadece ülkesinin değil, Türk Dünyası’nın Aksakalı haline geldi. Kazakistan Bağımsızlığının 25 yılında İstanbul STK’ları bir araya geldiler.
Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu tarafından organizasyonu yapılan, “Kazakistan’ın bağımsızlığının 25. yıl dönümü açık oturumda”, Türk Cumhuriyetleriyle ilgili kısaca dış Türkler ile ilgili İstanbul’da kurulan STK’larının sivil toplum kuruluşları temsilcileri bir araya geldiler. Afganistan’dan – Doğu Türkistan’, Kazakistan’dan Bulgaristan’a, Nogay Dağıstan’dan İrak, Suriye’ye kadar Sivil toplum temsilcileri hazır bulundular.
Toplantının Açılışını yapan Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı İsmail Cengiz, Kazakistan’ın ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda, insan hakları ve demokrasi değerleri açısından bulunduğu coğrafyada ön plana çıktığını söyledi. Başkan; Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in ülkeyi ön plana çıkardığını ifade ederek, Pekin ile Moskova arasında tampon görevi üstlenen ülke liderinin Avrasya Birliği adı altında güçlü bir organizmanın oluşmasını hedeflediğini anlattı.
 Toplantıya katılan Kazakistan İstanbul Konsolosu Galymzhan Yerimbetov konuşmasında, Kazakistan – Türkiye ilişkilerine değindi. Yerimbetov  konuşmasında 25 yıl önce Kazakistan’ı ilk tanıyan ülkenin Türkiye oluğunu anımsatarak, her zaman Türkiye’nin yanında olduklarını söyledi.
Yerimbetov konuşmasında iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için Kazakistan ve Türkiye liderlerinin ortaya koyduğu iradeye dikkat çekti.

Daha sonra İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitisünden Doç. Dr. Kutay Karaca, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Orta Asya Devletleri Birliği projesinin olduğunu belirterek. “Buna liderlik yapabilecek ülke Kazakistan’dır. Bu birlik Kazakistan öncülüğünde kurulursa, Rusya ve Çin’i tedirgin etmeyecektir. Orta Asya Devletleri Birliği projesine bizim olabildiğince destek vermemiz ve cesaretlendirmemiz gerekiyor.”  ve devam etti: “Nazarbeyev’in Orta Asya Devletleri Birliği projesi var. Buna liderlik yapabilecek ülke Kazakistan’dır”. dedi.

– “Kazakistan’ın coğrafyası Avrupa’dan büyük”

Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitisü’nden Doç. Dr. Kutay Karaca ise Kazakistan coğrafyasının Avrupa’dan daha büyük olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’ne üye 28 ülkenin sorunlarının toplamını Kazakistan’ın da coğrafik olarak bu ülkeler kadar yaşadığını dile getirdi.

Karaca, Kazakistan’ın nüfus, ekonomik, siyasi ve askeri olarak iki dev ülke Rusya ve Çin’i dengeleyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Buna ancak diplomasi kurtluğu denir. Bu Kazakistan’ın dış politikasındaki bence en büyük başarısıdır. Petrole sahipsiniz. Petrolün varlığından dolayı ülkenizde oynanacak her türlü oyuna da göğüs germeniz gerekiyor. Kazakistan bunu da başardı. Bunu da dengenin bir unsuru olarak yaptı.” diye konuştu.

Son dönemde gerek Türkiye’nin yükselmesi, gerek Türk coğrafyasındaki devletlerin yükselişiyle beraber Çinliler, Güney Koreliler, Japonlar, Hintlilerin İpek Yolundan bahsettiğini dile getiren Karaca, Çin’in Avrupa’yı transit bir şekilde bağlayabilmek için en büyük yatırımı Türk Cumhuriyetlerine yaptığını açıkladı.

– “Devasa topraklara az nüfusla sahip olmazsınız” Bunun için Kazakistanlılar da 3 çocuk politikasını gütmeleri gerekir.

Karaca, Kazakistan’ın 1991’den bu güne neredeyse 15 katı kadar büyüdüğünü, kişi başına düşen gelirin bin 500 dolardan 11 bin dolara kadar çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

“Üç çocuk politikası Türkiye’nin geleceği için önemli ama aynı şey Kazakistan için de geçerli. Kazakistan 17 milyon kişiyle o devasa topraklara sahip çıkamaz. Bu kadar az bir nüfusla bu kadar büyük bir coğrafyaya sahip olamazsınız. Dibinizde karınca misali üreyen bir Çin ve Hindistan, askeri ve siyasi gücü artan Rusya olunca 17 milyon nüfusla bu coğrafyayı tutamazsınız. Ne kadar büyük başarı sağlarsanız sağlayın, ne kadar doğru dış politika uygularsanız uygulayın. Nazarbayev ve ekibinin gelecek içinde yapması gereken en doğru şeylerden biri de gelecekte bu ülkeyi nasıl bir yönetime devredeceği kadroları şimdiden hazır hale getirmektir.”

Doç. Dr. Kutay Karaca, Şangay Beşlisi’nin 2001’de bittiğini, o tarihten itibaren Şangay İşbirliği Örgütü’nün devam ettiğini dile getirerek, “Şangay İşbirliği Örgütü bir güvenlik sağladı bölgede. En azından bölge ülkeleriyle Rusya ve Çin arasında 7 bin kilometrelik bir sınır kimsenin burnu kanamadan çizildi. Bu, tarihte örneği tek olan bir şey.” dedi.

Şangay İşbirliği Örgütü vasıtasıyla Çin ve Rusya’nın Türk dünyasına etkisine bakılması gerektiğini belirten Karaca, özellikle Çinlilerin ticaret hacminin bu coğrafyada arttığını söyledi.

Nazarbeyev’in Orta Asya Devletleri Birliği Projesi olduğunu anımsatan Karaca, “Buna liderlik yapabilecek ülke Kazakistan’dır. Bu birlik Kazakistan öncülüğünde kurulursa, Rusya ve Çin’i tedirgin etmeyecektir. Orta Asya Devletleri Birliği projesine bizim olabildiğince destek vermemiz ve cesaretlendirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

TRT İstanbul Müdürü Abdülhamit Avşar da söz alarak;

“Sovyetler Birliğinin yıkılmasında 1986’daki Almata olaylarının büyük bir etkisinin olduğunu belirterek, bu anlamda Kazakistan’ın dünya tarihinde önemli bir yerinin bulunduğunu” söyledi. Türk tarihinin Kazakistan’dan söz etmeden okunamayacağını dile getiren Avşar, Kazakistan’ın Türkistan’ın sınırlarını koruyan bir kale olduğunu vurguladı.

Avşar, Türkiye ile Kazakistan arasında yakın ilişki olduğunu ifade ederek, TRT olarak da bu ilişkilerin gelişmesi için ellerinden gelen her türlü desteği yaptıklarını, ülkenin dünyaca tanınması için en ücra köşelere kadar gidilerek programlar yapıldığını söyledi.

Ardından söz alan Yrd.Doc. Dr. Ömer Kul -Türkiyat Araştırma Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı; “Bizler herkesi suçluyoruz da acaba kendimiz yapmamız gerekenleri yaptık mı bunu kendimize sormuyoruz. Bizler artık Ne yapmamız ve ne yapmamamız gerekiyor ve nereden başlamalıyız sorusunu sormalıyız. Evet hepimiz kendi üzerimize düşeni yapmaya başlamalıyız. Kul şöyle devam etti; Ben burada Kazak kardeşimin düşmanı , benim de düşmanım, Kazak Kardeşimin dostu benim de dostumdur diyorum. Bunu kardeşlerimden de bekliyorum”. dedi.

Bir çok katılımcılara soru soranlar oldu ve cevaplar verildi, böylece toplantının sonuna gelindi.

Evet “BÜYÜK TÜRKİSTAN’IN BİR PARÇASI KAZAKİSTAN’IN 25 yılı” Kutlu olsun.

Toplantıda, katılımcılara Türkistan pilavı ve kımız ikram edildi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 + seventeen =