19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır.
Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2)dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silahlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)
“-Paşa, Paşa!… Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir…Paşa, Paşa… Devleti kurtarabilirsin!…
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?…O Vahdettin ki… bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı?
Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim…
Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz…”
Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir “Türk Milleti” vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler, Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. (5)
Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.
Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” diyerek Türk gençliğine olan güvenini de anlatmış.
Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür.
Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.
_____________________________________________________________________
Atatürk ve Samsun
Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun Günleri
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yapılan Kurtuluş Savaşı’nın en önemli anlarından biri Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının 1919’un 19 Mayıs’ında ilk adımlarını Samsun’a atmalarıdır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkışı
30 NISAN 1919 – Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliğine atanmasını içeren Hükûmet Kararnamesi Padişah Vahdeddin tarafından onaylandı.
5 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a atanma emri, Takvim-i Vekayi’de yayımlandı.
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını Samsun’a getiren Bandırma Vapuru.
16 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa ve karargâhıyla 16 Mayıs 1919’da bandırma Vapuru ile yola çıktı. Karargâhında bulunan subaylar rütbe sırası ile Kurmay Albay Refet Bey (General Refet Bele) (3. Kor. K.), Kurmay Albay Manastırlı Kazım Bey (General Kazım Dirik) (Müfettişlik Kur. Bşk.), Dr. Albay İbrahim Tali Bey (Öngören) (Müfettişlik Sağlık Bşk.), Kurmay Yarbay Mehmet Akif Bey (Ayıcı) (Kurmay Bşk. Yardımcısı), Kurmay Bnb. Hüsrev Bey (Gerede) (Karargâh Erkan-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyasiyat Şubesi Müdürü), Topçu Bnb. Kemal Bey (Doğan) (Müfettişlik Topçu K.) Dr. Bnb. Refik Bey (Saydam) (Sağlık Başkan Yardımcısı), Yzb. Cevat Abbas (Gürer) (Müfettişlik Başyaveri), Yzb. Mümtaz (Tünay) (Kurmay Mülhakı), Yzb. İsmail Hakkı (Ede) (Kurmay Mülhakı), Yzb. Ali Şevket (Öndersev) (Müfettişlik Emir Subayı), Yzb. Mustafa Vasfi (Süsoy) (Karargâh K.), Ütğm Hayati (Kurmay başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Amiri), Ütğm Arif Hikmet (Gerçekçi) (Kurmay Mülhakı sonra 3. Kor. K. Yaveri), Ütğm. Abdullah (İaşe Subayı), Tğm. Muzaffer (Kılıç) (müfettişlik ikinci yaveri), birinci sınıf kâtip Faik (Aybars) (Şifre Kâtibi), Dördüncü sınıf Kâtip Memduh (Atasev) (Şifre Kâtibi Yardımcısı) idi. Bandırma Vapuru, Kızkulesi açıklarında İngilizler deniz kuvvetlerince durdurulmuşsa da sonra yola devam etmesine izin verilmişti.
17 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa ile Samsun’a çıkanlardan Hüsrev Gerede de hatıralarında, Samsun yolculuğu ile ilgili şu bilgileri vermektedir. “17 Mayıs 1919, hava kötü. Hep yataklardayız. Mitralyöz Arif, Dr. Refik, Topçu Kemal, bir kamaradayız. Kamaramız vahşi hayvan kamarasına benziyor. Ara sıra başımızı kaldırıp birkaç kelime konuşuyoruz. 9.30 sıralarında İnebolu’ya yanaştık. Fakat 17-18 Mayıs gecesini pek fena geçirdik. 18 Mayıs öğleüstü Sinop Limanı’na girdik. Çok şükür sallantı kesildi. Yataklardan fırladık. Tıraş olduk, yıkandık, güvertede hava aldık, güneşlendik Dr. Refik’in nane suyu aklımızı başımıza getirdi. Saat 3’te vapurda bizimle gelip karaya çıkan Liva Mutasarrıfı Mazhar Tevfik Bey, Sinop’tan bize İzmir’in işgali ile ilgili yazılı bilgi getirdi. 13 Mayıstan beri İzmir’in işgal olunacağına dair belirtiler görülmeye başlamış, Redd-i İlhak girişimi canlanmış ve 15 Mayıs’ta işgal başlamış. İzmir’deki çatışmadan sonra yunan birlikleri şehri terk etmek zorunda kalmışlar.”
19 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa ve karargâhı 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a varabildi. Sabahleyin kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey, sandalla gemiye yanaştı. Ekrem, güvertede bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın yanına giderek askerce bir selam verdi. “Hoş geldiniz paşam” dedi. Böylece Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’da ilk karşılayan Mahmut Ekrem Bey olmuştur.
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının Samsun’a çıktığı “Tütün İskelesi”
Mustafa Kemal, beraberindeki 18 askerle birlikte 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ulaştı
Mustafa Kemal Paşa ve karargâhı iskelenin her iki tarafına sıralanmış halk ve işgal kuvvetlerince silahlarına el konmuş bir müfreze tarafından karşılanmışlardı. Mustafa Kemal oradan Mıntıka Palas Oteli’ne yerleşti. Otelin balkonuna 9. Ordu Müfettişliğinin bayrağı asıldı. Karargâhı ise Karadeniz Oteli’ne geçti. Burada bir müddet istirahat ettikten sonra, belediye binasına geçerek belediye meclisi üyeleri ile memleketin asayişi ve müdafaasına dair konuları görüştü. Mustafa Kemal Paşa; Sivas, Van, Erzurum, Trabzon, Ankara, Kastamonu, Mamuretülaziz (Elazığ), Diyarbakır Valilikleri, Erzincan Müstakil Mutasarrıflığı, Erzurum’daki 15. Kolordu ve Ankara’daki 20. Kolordu Kumandanlıklarından sorumlulukları dâhilindeki bölgenin asayişi ile ilgili hazırlanacak raporun en kısa zamanda göndermelerini tel emriyle istedi. Telgraftan da anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal Paşa’nın ilk faaliyetleri Samsun ve çevresindeki asayiş problemleri ile ilgili önlemler almak oldu. Bu çerçevede önce Samsun ve çevresindeki Rum çetelerinin Müslüman halka yönelik tecavüzlerine karşı mutasarrıfın gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle daha önceden Dâhiliye Müsteşarlığı görevinde bulunmuş olan Hamid Beyin Samsun Mutasarrıflığı görevine getirilmesini Hükûmete teklif etmiştir. Atama işlemlerinin tamamlanmasına kadar da geçici kaydıyla 3. Kolordu Komutanı Albay Refet (Bele) Beyi vekilliğine atamıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a geldiğinde kaldığı Mıntıka Palas Oteli (Günümüzde Gazi Müzesi)
20 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa; Sadaret Makamına gönderdiği yazıda, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin millet ve orduyu derinden üzdüğünü, ordunun ve milletin bu haksız tecavüzü hiçbir biçimde sindiremeyeceğini, Padişah ve Hükûmetin kesin teşebbüs ve icraatıyla milletin hukukunu koruyacağına olan güvenden dolayı sükûnetin korunabildiğini bildiriyordu. Bundan başka aynı gün Sadaret Makamına gönderdiği bir diğer telgrafta da İngilizlerin mütareke hükümlerine aykırı tutumlarda bulunduğunu yazıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafta belirttiği gibi İngilizler mütareke hükümlerine aykırı olarak, 9 Mart 1919 da Samsun’a 200 asker çıkarmışlardı. 17 Mayıs 1919’da ise 100 kişi daha çıkarılmıştı. Bunların aralarında ellerindeki kartvizitlerden anlaşıldığı kadarıyla, Sivas denetleme subayı unvanlı iki subay da vardı. Bunlar Yüzbaşı Richard ve Yüzbaşı Miles’ti. İngiliz siyasi temsilcisinin söylediğine göre bunların bir kısmı Sivas’a gönderilecekti. Mustafa Kemal Paşa’ya göre, İngilizlerin mütareke hükümlerine aykırı olarak istedikleri yerlere asker çıkarıp müfrezelerini Anadolu içlerine göndermeleri halinde, Osmanlı Hükûmetinin etkinliği ve varlığı sorgulanacaktı. Bu gelişmelerden şüphesiz halk etkilenecekti. Böyle bir ortamla karşı karşıya kalınmaması için Hükûmetin mütareke hükümlerine aykırı tutum ve davranışların önüne geçmesi ve bu türden siyasi gelişmelerden haberdar edilmesini istiyordu.
21 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa, 21 Mayıs tarihli 1919 tarihli raporunda özetle şu hususları dile getiriyordu. Seferberliğin başlangıcında sancak içinde özellikle asker kaçaklarından Müslim, Rum ve Ermeni unsurlarından ayrı ayrı kurulmuş birtakım çeteler bölgede hırsızlık ve bazen de adam öldürme türünden eylemler gerçekleştirmiştir. Başta siyasi amaç taşımayan bu eylemler, Rum ve Ermenilerin başka bölgelere göç ettirilmeleri esnasında özellikle Rum ve Ermeni çetelerinin siyasal bir amaca yöneldikleri görülmüştür. Rus işgali başlayınca Ruslardan da destek gören bu siyasi amaçlı ayrılıkçı çete faaliyetleri yurt için daha tehlikeli bir hal almışsa da alınan tedbirlerle amacına ulaşamamıştı. Bölgede faaliyet gösteren İslam çetelerinin kuruluşunda ise hiçbir siyasal amaç tespit edilememiştir. Bununla birlikte mütarekeden sonra Rum çeteleri Pontusçuluk istekleri ile her tarafta taşkınlıklarını arttırmıştır. Pontusçuluk iddiasındaki Rumların çeteleriyle birlikte Samsun’daki Rum komitası ve özellikle Rum Metropoliti Germanos tarafından idare edildiği kesindir. Bu husus Samsun’daki Fransız Jandarma subayı Favra tarafından da doğrulanmıştı. Favra, metropolit tarafından İstanbul’da Fransız temsilcilerine gönderilen ve Müslümanların Hıristiyan halka saldırılarını anlatan yüze yakın abartılmış olayı sayan bir raporu, gizlice Mustafa Kemal Paşa’ya göndermiştir. Son zamanlarda Samsun ve çevresinde Rum nüfusunu çoğaltmak için Rusya’daki Rumların da bölgeye göçe zorlandıkları hatta bazı çetelerin denizden gizli biçimde Samsun ve havalisi sahillerine çıktığı yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Bu arada iç güvenlik için gerekli askerin miktarı bilinmeden askerin terhis edilmiş olması ve buna dayalı olarak jandarma kuvvetinin yetersizliği Rum eşkıyasının güçlenmesinde etkili olmuştur. O gün itibarıyla Samsun ve çevresinde 40’a yakın Rum çetesi faaliyet göstermektedir. Rum çetesinin saldırılarına maruz kalmış olan Müslümanlar ise, yerel Hükûmet tarafından korunamadığından çareyi bölgedeki İslam çetelerine sığınmakta görmüştür. Sonuçta bugünkü hal ortaya çıkmıştır. Yani Rum çeteleri Müslüman ahaliyi tehdit ve tepelemeye girişmiş, buna karşılık Müslümanların kurduğu çeteler, Müslümanların ikamet ettiği bazı yerleşmelerde savunma tedbirleri almıştı. Raporda yer alan bu bilgilere göre Mustafa Kemal Paşa oldukça kısa bir sürede olayı geniş çevrede araştırabilmiş, bölgedeki asayişsizliğin nedenlerini açık bir şekilde ortaya koymuştu. Mustafa Kemal Paşa, aynı raporunda, özellikle Müslüman ahaliyi Rum tecavüzlerinden korumak için aldığı bazı tedbir ve sonuçlarını kısa süre içinde ilgili makamların bilgilerine sunacağını da bildiriyordu.
22 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa 22 Mayıs 1919 günü de kurmay heyetinden birkaç kişiyi Samsun İngiliz Siyasi Temsilcisi Yzb. Horst, Askeri Denetim Memuru Yzb. Zolther ve Siyasi Denetim Memuru Yzb. Mill ile görüşmüş ve bu görüşmelerde edindiği kanaat ve bilgileri aynı gün başka bir rapor ile Sadaret Makamına iletmiştir. Söz konusu raporunda Mustafa Kemal paşa 21 Mayıs 1919 tarihli yazısında bahsettiği Samsun’daki eşkiyalığın nedenleri ile ilgili hususların İngiliz temsilciler tarafından da doğrulandığını ifade etmiştir. İzmir’in işgaliyle ortaya çıkan durum ile ilgili olarak İngiliz subaylarının ortaya koyduğu Osmanlı Devletinin tek başına Türkiye’yi artık yönetemeyeceği ve yabancı devletlerin müzaheretine ihtiyaç duyacağına dair kanaatlerinin karşısında kendilerine cevap olarak Samsun’daki asayişsizliğin harp yıllarında Rumlar tarafından başlatıldığını söylemiştir. Rusların buna destek olduklarını ve bunun üzerine bazı Rumların bölgeden göç ettirilmek mecburiyetinde kalındığını belirtmiştir. Bununla birlikte Rumlar siyasi emellerinden vazgeçerlerse, bölgedeki asayişsizliğin ortadan kalkacağını ve Türk milletinin yabancı yönetime katlanamayacağı hususlarını bildirmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da bulunduğu sırada, bir yandan görevi ile ilgili faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan da ülkenin içinde bulunduğu durum ile ilgili olarak bazı yakın komutan arkadaşlarıyla da yazışmıştır. Nitekim 21 Mayıs 1919 tarihinde 15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa’ya kişiye özel şifre telgraf göndermiştir. Telgrafta ülkenin almakta olduğu vaziyetin kendisinde büyük üzüntü ve kaygı uyandırdığını, millet ve memlekete borçlu olduğu bu son vicdani vazifeyi birlikte çalışarak yapmanın mümkün olacağına inandığını söylemektedir. Bu sebeple bir an önce kendisine mülaki olacağını, ancak Samsun ve havalisinin vaziyetinin asayişsizlik yüzünden kötüye gittiğini, bu nedenle burada birkaç gün daha kalacağını bildiriyordu. Mustafa Kemal Paşa Samsun’da bulunduğu günlerde ayrıca daha önce bölgedeki bazı Rumlar tarafından Dâhiliye ve Harbiye nezaretine gönderilen ve Müslüman ahalinin asayişsizlik yarattığına dair olan şikâyetleri de bizzat araştırmış ve bunların asılsız olduğuna dair rapor hazırlayarak sadaret makamına göndermiştir. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa bölgedeki İngiliz faaliyetlerini de yakından takip ederek Sadarete ve Erkânı Harbiye-i Umumiye Riyasetine telgrafla bildirmiştir.
23 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa Ankara’da bulunan 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa’ya bir telgraf çekerek Samsun’a gelişini haber verdi. Kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğini bildirdi. Tarih kitaplarında genel olarak bu bilgi yer almaktadır. Çekilen telgrafta “Samsun’a geleli beş gün oluyor. Zat-ı Âlinizle sıkı temasta bulunmak ve ahval ile sıhhat ve afiyetinizden ve İzmir havalisine dair daha kolaylıkla alabileceğimiz malûmattan civar kolordumuzun aksamı kâmilen Ankara’ya gelmeğe muvaffak olabilecek midir? Canik Livası’nın asayişi yolunda değildir. Üçüncü kolordu kumandanlığına beraberimizde gelen miralay Refet Bey Canik Müstakil Mutasarrıflığına vekaleten deruhte eylemiştir. Bir iki güne kadar Samsun’dan karargâhımla beraber muvakkat işim için Havza’ya gideceğim. Her halde Samsun’dan hareketimden evvel beni tenvir edecek bir telgraf namenize intizârın gözlerinizden öperim.” diye belirtmiştir. Mustafa Kemal Paşa, aynı gün Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya da bir telgraf çekti. Mustafa Kemal Paşa bu telgrafında Kazım Karabekir Paşa’dan mitingler yapılarak İzmir’in işgalinin protesto edilmesini ve bu faaliyetlerde ordunun destek vermesi ve milletin yanında olmasının gerekleri üzerinde durdu.
24 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa Erkan-ı Harbiye Riyasetine gönderdiği başka telgrafta da devletin iç asayişi sağlamada yetersiz kalmasının nedeni olarak jandarma kuvvetinin İtilaf devletleri tarafından oldukça kısıtlanmış olmasını ileri sürmüştür. Ve asayişin sağlanması için jandarma kuvvetlerinin en az yetmiş bin seviyesine çıkartılması ve bu hususta İtilaf Devletleri temsilcilerinin dikkatlerinin çekilmesini talep etmiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da kaldığı zaman zarfında başta görevi gereği bölgedeki asayişsizliğin nedenlerini araştırmış ve alınacak tedbirleri rapor halinde sadaret makamına bildirmişti. Bölgedeki İngiliz siyasi ve askeri temsilcilerinin faaliyetlerini de yakından takip etmiştir. Harbiye Nezareti’ne çektiği telgrafta Havza’ya gitme nedenini Merzifon, Vezirköprü, Amasya, Lâdik, Havza gibi bazı bölgelerden gelen asayişsizlikle ilgili şikâyetleri bizzat yerinde incelemek olarak açıklıyordu. Böylece Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun günleri de son bulmuş oluyor, Samsun bu tarihi ve önemli yolculukta onu Anadolu’ya taşıyan bir şehir olarak tarihe geçiyordu.
25 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal ve Karargâhı Mıntıka Palas ve Karadeniz Oteli’nden 3 otomobille Havza’ya doğru yol aldı. Öğle saatlerinde Mustafa Kemal ve karargâhı Kavak nahiye müdürlüğüne uğradı. Burada kavak eşrafına bir Müdafa-i Hukuk oluşturmaları yönünde telkinde bulundu. Oradan Havza’ya geçildi. Mustafa Kemal Paşa Mesudiye Otelinde karargâhı ise Ali Osman Ağa’nın konağında ağırlandı.
26 MAYIS 1919 – Mustafa Kemal Paşa Havza’yı temsil eden 7 kişilik bir heyeti ikametgâhında kabul etti. Burada heyet ile görüşmelerde bulunarak Havza’nın içinde bulunduğu zor ve acıklı durumu anlatarak hiçbir zaman umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini ve vatanın savunulması için derhal bir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurmaları gerektiğini ve bunun bütün çevre illere duyurulması gerektiğini bildirdi.
28 MAYIS 1919 – Havzalılar, Kaymakam Fahri Bey ve Belediye Başkanı İbrahim Bey önderliğinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurdular.
30 MAYIS 1919 – Havzalılar, Milli Mücadelenin ilk mitingi olarak kabul edilen 30 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın isteğiyle ve onun önderliğinde Cuma günü Yörgüç Paşaoğlu Mustafa Bey Camii’nde namazdan sonra okunan mevlidin ardından belediye binası önünde bir miting düzenlediler. Bu mitingde eşraftan Fuad Bey bir konuşma yaptı. Fuad Bey, İzmir’i işgal eden düşmanın Samsun ve Havza’yı da işgal edebileceğini, bunu engellemek ve İzmir’i kurtarmak için silahlanmanın gerekliliğini söyledi.
3 HAZIRAN 1919 – Mustafa Kemal Paşa’nın mitinglerle ilgili Harbiye Nezareti’ne (Bakanlığa) cevabında: “Milletin heyecanını ve tezahürat-ı milliyeyi (millî gösterileri) men ve tevkif için (durdurmak için) hiç kimsede kudret ve takat göremem” diye belirti.
6 HAZIRAN 1919 – Havza’da ikinci miting düzenlendi. Müttefik komutanlardan General Milne, Mustafa Kemal Paşa hakkında İstanbul Hükûmetine ültimatom verdi. Havza’da ikinci miting yapıldı. Bu mitingde Havza halkının yakından tanıdığı ve saygı duyduğu Sıtkı Hoca bir konuşma yaptı. Hoca mitingde şunları söyledi.
“Yangın saçaklığı sardı. Yanıyoruz! Tek çaremiz, silaha sarılmaktır.
Derhal silahlarınızı temizleyiniz! Silahı olmayan baltasını, baltası olmayan sağlam bir odunu eline alsın, derhal saldıracağız! Önce içimizdeki ekmek bilmez hainleri, sonrada yurdumuzu işgal eden düşmanları temizleyeceğiz!”
8 HAZIRAN 1919 – Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’a geri çağırdı. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da ve Havza’da bulunduğu günlerde gerek İstanbul’a yönelik, gerekse Anadolu’nun diğer vilayetlerinde olan çalışmalarını telgraflar vasıtasıyla gerçekleştirdi. Bu telgraflar askeri ve mülki müfettiş olarak yetki sahasına giren Van’dan Kastamonu’ya, Trabzon’dan Diyarbakır’a uzanan geniş bir sahayı kapsıyordu. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa, İstanbul hükûmetine de telgraflar çekti. Bu telgraflar genellikle padişahı teskin etmek ve oyalamak gayesi taşıyordu. Ayrıca İstanbul hükûmetine çektiği telgraflarda hiçbir yerde gayr-ı Müslimlere zarar verilmediğini ancak Türk milletinin istikbalinin ve varlığının tehdit edildiği bir ortamda meydana gelen olayların meşru olduğunu vurgulamıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın 25 Mayıs 1919 tarihinden itibaren mahalli halkı hem bölgedeki Rum çetelerine karşı hem de memleketin tamamının kurtarılması için gerekli olacak teşkilatlanmaya sevk etmesi, İngilizlerin dikkatini çekti. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun ve Havza’daki faaliyetleri hakkında İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliğine Samsun’dan bilgi veren Yüzbaşı Hurst, durumu İngiltere’nin İstanbul’daki Yüksek Komiseri Amiral Calthrope ve Dışişleri bakanı Lort Curzon’a bildirdi. Ayrıca Hurst raporunda, Mustafa Kemal Paşa’nın yanı sıra bazı subayların sessizce İstanbul’dan Anadolu’ya geçtiklerini bildirdi. Bunun üzerine İngiliz diplomatlar Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’daki çalışmalarına son verdirmek ve etkisiz hale getirmek için Bab-ı Âli’ye baskı yaparak geri çağrılmasını sağladılar. Ayrıca İstanbul’daki İngiliz Ataşesi, Hurst’a Mustafa Kemal Paşa’nın çalışmalarının takip edilmesi talimatı verdi. Bunun üzerine Hurst, Havza’ya gelerek ilçeyi teftiş etti. Burada önce Rumlarla ardından Mustafa Kemal Paşa ile görüşmelerde bulundu. Mustafa Kemal Paşa, bu görüşmede Hurst’a Havza’daki kaplıcaların vücuduna iyi geldiğini ve biraz daha Havza’da kalacağını ve sonrasında Amasya’ya ve daha güneye gideceğini söyledi. Hurst Havza’daki durumu telgraflarla İngiliz diplomatlara raporlar halinde bildirdi.
10 HAZIRAN 1919 – İstanbul’a geri dön çağrısına uymayan Mustafa Kemal Paşa bir tamimle (genelge) mülki ve askeri makamlara: “İstiklal-i millîmiz (millî bağımsızlığımız) uğrunda bütün mevcudiyetimle milletle beraber nihayetine kadar çalışacağıma mukaddesatım namına söz veririm” dedi.
12 HAZIRAN 1919 – Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’ya gelerek burada halkı milli mücadeleye çağırması ve Türk milletinde milli bir şuur oluşturması, işgallere karşı halka mitingler tertip ettirmesi, İngilizlerin dikkatinden kaçmamış ve Mustafa Kemal Paşa’nın tekrar İstanbul’a dönmesi için İstanbul Hükûmetine baskı yapmışlar. Fakat Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükûmetine verdiği cevapta sonuna kadar milli mücadeleyi destekleyeceğini, gerekirse görevinden istifa ederek halkın arasına katılarak milli mücadeleyi yürüteceğini bildirdi. Havza’dan sabah saatlerinde Amasya’ya geçti.
MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN SAMSUN’U 2. ZİYARETLERİ
İlk Gün Ziyaretleri
Reis-i Cumhur Mustafa Kemal Paşa Hazretleri ve eşi Latife Hanımefendi 19 Eylül gecesi Ordu ile Samsun güzergâhında Karadeniz’in engin sularında yol alan Hamidiye Kruvazöründe geçirdiler. 20 Eylül 1924 tarihinde sabahın erken saatlerinde Hamidiye Kruvazörü, kendisini takip eden Peyk-i Şevket Torpidosu ile beraber yavaş yavaş, Milli Mücadele tarihinin başlangıç noktası olan ve Mustafa Kemal Paşa’nın hayatında çok önemli bir yere sahip olan Samsun şehrine geldi.
Samsunlular ise, beş senedir hasretini çektikleri Paşa Hazretleri’ni biran önce görmek ve beş yılın hasretini dindirmek için sabırsızlanıyordu. Çoluk çocuk genç yaşlı kadın erkek herkes büyük bir coşku ve heyecan içerisinde sahile koştular. Halk sabırsızlıkla ve meraklı gözlerle ufka doğru bakarken Hamidiye’nin göklere yükselen dumanı gözüktü. O anda halkın heyecanı, sevinci ve coşkusu zirveye ulaştı. O gün Samsun tarihi bir gün daha yaşıyordu. Nihayet Hamidiye Kruvazörü Peyk-i Şevket Torpidosu ile birlikte Samsun limanı önlerine doğru yaklaştı. Halk, Reis-i Cumhur Hazretleri’ni uzun uzun ve büyük bir coşkuyla ve heyecanla alkışladı ve her yerden “hoş geldin Gazi Paşa” nidaları yükseldi. Reis-i Cumhur Hazretleri’nin beş yıl evvel yani 19 Mayıs 1919’da Tütün İskelesinde görülmemiş bir mahşeri kalabalık vardı. Halk; bayraklarla donatılan sokak ve caddelere sığmıyor, kimileri damlara çıkmış kimileri ise evlerinin pencerelerinden Gazi Paşa Hazretleri’ni selamlıyorlardı. Gazi Paşa Hazretleri, halkın kendisine göstermiş olduğu bu coşkudan ve samimi tezahüratlardan pek mütehassıs oldumuşlardır. Akşam satlerinde ise Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin şereflerine bütün şehir baştanbaşa elektrik lambalarıyla ve fenerlerle ışıklandırıldı ve her taraf aydınlatılmıştı. O gün Samsun’da bayram günü yaşamıştı.
2. Gün Ziyaretleri
Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da Türkiye’nin ilk kez yerli sermaye ile inşa ettiği Samsun – Çarşamba demiryolu inşaatının temel atma törenine katıldı. Ulaşıma önem veren Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet döneminde de demiryolu yatırımları planlarken büyük projeler devlet tarafından üstlenilmiş, kısa mesafeli demiryolu projelerinin inşaatı yerli veya yabancı şirketlere verilmiştir. Samsun – Çarşamba hattının imtiyazı Türklerin oluşturduğu bir şirkete verildi. Böylece ilk defa bir Türk sermayedar demiryolu inşasına teşebbüs ediyordu. Türkiye’de ulusal sermaye ile ilk kez başlanan Samsun sınırları içerisinde 150 km uzunluğunda ve 75 cm genişliğinde Samsun – Çarşamba demiryolunun temeli Reis-i Cumhur Hazretleri’nin eliyle atılmış oldu. Reis-i Cumhur Hazretleri temel atma törenlerinin yanısıra Askeri Hastaneyi ve mülki hastaneyi ile 5 sene evvel Samsun’a ilk gelişinde ikamet ettiği haneyi ve karargâh binasını ve Mıntıka Palas Oteli’ni de ziyaret etti.
3. Gün Ziyaretleri
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da bulunduğu 3. gününde Samsun Kıtaatı Askeriye’sini, 15. Tümen Karargâhı ve kışlaları gezdi ve teftiş etti. Burada gördüğü intizam, talim ve terbiyenin mükemmelliğinden büyük bir memnunluk duydu.
Gazi hazretleri, Samsun muallimlerinin tertip ettiği çay programında, genç Türk Cumhuriyet’inin yeni nesle vereceği ve vermesi lazım gelen terbiyenin milli olduğunu katiyetle beyan buyurdu. Mustafa Kemal Paşa ziyafetin sonunda birlik hatıra defterine şu satırları yazdı. “Samsun Muallimler Birliği” Hey’etini tebrik ederim. Gösterdikleri, münevver birlik asar-ı takdire sezadır. Samsun evlatları bu birliğin feyzinden ne kadar müstefit olacaklardır. Bütün Türkiye’ye şamil, muallimler birliğinin bütün milleti münevver birlik haline getirdiği zaman Türk milletinin nasıl bir demir kütle olacağını düşünmek cidden büyük zevk ve saadettir. Bu kadar nurlu, bu kadar mes’ud netice verecek bir hedefin rehberlerini hürmetle selamlarım.”
4. Gün Ziyaretleri
23 Eylül 1924 Salı günü Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’daki son gününde Paşa, sabah saatlerini hükümet dairesinde geçerek, Samsun belediye başkanı ile uzun bir görüşme yaptı.
Mustafa Kemal Paşa’nın, Samsun belediyesi ziyareti.
Belediye başkanından Samsun şehrinin sorunları ve halkın ihtiyaçları hakkında bilgi aldı. Gazi’nin Samsun’u ziyaretleri boyunca, eşi ile birlikte kaldıkları Şahinzade Remzi Bey’in konağında, aile albümüne hatıra olarak şu sözleri yazdı. “Samsun’da kaldığımız günler zarfında misafir olduğumuz Şahinzade Remzi Beyin hanesinde sahib-i hane tarafından gördüğümüz misafirperverliği ve nezaketi suret-i mahsusada kaydederim. 23 Eylül 1340 Gazi M. Kemal”
MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN SAMSUN’U 3. ZİYARETLERİ
Mustafa Kemal Paşa, 9 yıl önce Milli Mücadele’yi başlatmak üzere gelmiş olduğu Samsun’a, bu sefer yeni harfleri halka öğretmek ve yaymak üzere gelmiş bulunuyordu.
İlk Gün Ziyaretleri
Mustafa Kemal Paşa, İzmir Vapuru Samsun’a geldi. Büyük coşku içerisinde karşılanan Mustafa Kemal Paşa, bir ara karşılama heyeti arasında bulunan Tokat Mebusu Mustafa Bey’e dönerek: “Tokat’ta yeni harflerimizi öğretiyor musunuz?” dedi ve kendisine iltifatlarda bulundu. Gazi Parkı’ndan Hükümet Dairesine geçen Paşa, Hükümet Dairesi önünde toplanan halka, balkona çıkarak mukabele etti. Daha sonra Vilayet Salonuna geçerek memurların yeni Türk harfleri ile ilgili yarışma programlarını izledi. Burada bütün memurları yeni alfabeden imtihan etti, Sıhhiye Müdür Vekili Doktor Fahri Bey, yeni alfabe yazma konusunda çok başarılı bulundu. Paşa memurlara hitaben şu konuşmayı yaptı: “Arkadaşlar, çok memnun oldum. Beş on gün zarfında diğer mesainiz olduğu halde harfleri iyi öğrenmişsiniz. Teşekkür ederim. İnşallah yakın zamanda resmi muameleye de yeni harflerimizle başlayacağız.” Mustafa Kemal Paşa, her vesile ile katıldığı tüm toplantılarda ve kalabalıklarda yeni harflerin tanıtımını yapmakta idi.
2. Gün Ziyaretleri
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da bulunduğu ikinci gününde yapılan hazırlıklardan dolayı Samsun halkına ve ikinci Mıntıka Müfettişi ve Samsun Mebusu Avni Bey’e teşekkür etti. Paşa’nın Samsun’daki son gecesinde onu uğurlamak amacıyla şehirde fener alayları düzenlendi.
MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN SAMSUN’U 4. ZİYARETLERİ
İlk Gün Ziyaretleri
Reis-i Cumhur Mustafa Kemal Paşa, 23 kasım 1930 saat 14.30’da otomobille Samsun’un kazası olan Çarşambaya geldi. Çarşambalılar onu aralarında görmekten büyük bir memnunluk duydular ve bu memnuniyetlerini sürekli Paşa’yı alkışlayarak ve samimi tezahüratlarda bulunarak gösterdiler. Paşanın ilk ziyareti hükümet konağı oldu. Burada bazı incelemelerde bulunduktan sonra belediye binasını ziyaret etti. Paşa buradan Samsun’a geçti.
2. Gün Ziyaretleri
Mustafa Kemal Paşa, ikinci gün Bafra’ya gitmek istedi fakat Samsun’da hava bozuk olduğu için gidemedi. Bu günü ikametgâhında yani Mıntıka Palas’da istirahat ederek ve kitap okuyarak geçirdi.
3. Gün Ziyaretleri
Mustafa Kemal Paşa, ziyaterinin 3. gününde önce hükümet dairesini, sonra belediyeyi ziyaret etti. Daha sonra Samsun Lisesi’ni ziyaret ederek tarih, coğrafya ve felsefe derslerine girdi.
Bu derslerde talebelere bazı sorular sordu, cevaplar verdi. Buradan sonra Samsun Türk Ocağını ziyaret etti. Paşa Ocakta gördüğü ilgi ve alakadan gördüklerinden ve işittiklerinden çok memnun kaldı. Ocaktan ayrılırken “milletin kıymetli ve güzide gençleriyle konuşmak benim için saadettir. Bu saadeti uzatmak isterdim fakat vapuru bekletmemek lazım. Çok memnun oldum.” dedi ve hararetli alkışlarla Ocaktan ayrıldı.
Gazi’nin bu Samsun’u son ziyareti oldu. O’nun Samsun halkı nazarında 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkış anısını ölümsüzleştirmek için heykeli yapıldı ve 21 Ocak 1932 tarihinde heykelin açılış merasimi yapıldı.
Mustafa Kemal Paşa bu merasime katılması için davet edildi fakat çeşitli sebeplerden dolayı bu merasime katılamadı. Mustafa Kemal Paşa Hazretleri bu merasime katılamadığı için Samsun Valisi’ne şu telgrafı çekti:
“Salim B. Samsun Valisi Muhterem Samsun halkının şahsıma karşı besledikleri asıl duyguların kıymetli bir tezahurunu bildiren telgrafınızdan pek mütehassıs oldum. Teşekkür muhabbet ve selamlarımın halka arzını rica ederim.
Reis-i Cumhur Gazi M. Kemal”