Divan-ı Lügat-it Türk: Tarihimizin ve Dilimizin Sembolü

Kocaeli’de Rafet ULUTÜRK’ün konuşması

Saygıdeğer Misafirler, Kıymetli Katılımcılar ve Türk Dünyası’nın Değerli Evlatları,

Bugün burada, sadece tarihimizi anmak için değil, aynı zamanda Türk Dünyası için fikirlerimizi ortaya koymak üzere bir aradayız. Bizler, geçmişin ve geleceğin bu köprüyü kuracak olan nesiliz.

Saygıdeğer dinleyiciler,

Büyük medeniyetler, yalnızca kılıçlarla değil, kültür, dil birliğiyle ve ortak hafızayla kurulur. Divan-ı Lügat-it Türk, tam da bu anlayışın en somut örneklerinden biridir. Kaşgarlı Mahmud’un kaleme aldığı bu eser, yalnızca bir dil sözlüğü değil, bir milletin varlığını ve gücünü kayda geçiren bir medeniyet belgesidir.

Bugün bizler bu belgeye sadece geçmişin bir hatırası olarak değil, geleceği inşa etmek için bir yol haritası olarak bakmalıyız.

Çünkü tarih bize gösteriyor ki, dilini ve kültürünü kaybedenler, zamanla kimliklerini de kaybederler.

Bugün burada, köklerimizden geleceğimize uzanan büyük bir mirası konuşmak için toplandık.

Divan-ı Lügat-it Türk, sadece bir sözlük değil, aynı zamanda Türk tarihinin ve dilinin bir sembolüdür. Bu eser, Türk halklarının bir zamanlar nasıl bir araya geldiğini, nasıl büyük devletler kurduğunu ve nasıl dünyaya yön verdiğini anlatan bir medeniyet haritasıdır.

Türkler, tarih boyunca sadece savaş meydanlarında değil, kültür ve ilim sahasında da var olmuşlardır. Bugün Balkanlardan Avrupa içlerine kadar birçok yerde Türk izleri varsa, bu sadece askeri başarılarla değil, kültürel ve dilsel birleştiricilikle sağlanmıştır. Divan-ı Lügat-it Türk, işte bu büyük geçmişin dildeki yansımasıdır.

Bugün Önümüzde Yeni Bir Fırsat Var

Geçmişimiz bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bugün de Türk halkları olarak yeni bir birlik ve beraberlik inşa edebiliriz.

Bizim tarihimiz, birbirimizi bağlayan, ortak bir kültür ve dil oluşturan sayısız hikâye ile doludur.

Bakın, sadece Kırcaali’nin kurucusuna baktığımızda, Özbekistan Buhara’dan Ahlat’a, Akdeniz havzasından Çanakkale’ye, Edirne’den Kırcaali’ye uzanan bir halk topluluğunun nasıl birbirine bağlandığını görüyoruz. Hepimizin aynı köklerden beslendiğimiz bellidir. Bu sadece bir şehir tarihi değil, bir milletin yüzyıllar süren yürüyüşüdür.
Divanü Lügati’t-Türk’ün dünyaya tanıtılması, Türk dünyasının ortak sorumluluğudur. Bu eser, sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de aydınlatacak bir hazinedir. Bütçe ve devlet desteği olmadan bu işlerin yürütülemeyeceği açıktır. Bu nedenle, tüm Türk Cumhuriyetleri, bu sürece aktif olarak katılmalı ve gerekli kaynakları seferber etmelidir.

Osmanlı’nın Rumeli’ye geçişi tek başına bir büyük olaydır.

Bu, imparatorluk yolunun açıldığı anıdır. Edirne’de Lala Şahin Paşa’nın 800 atlısıyla, 70 bin kişilik Haçlı ordusunu mağlup etmesi, başlı başına bir destandır. İşte bu hikâyeler, bugün bize sadece birer anı değil, gelecek için bir rehber olmalıdır.

Tarihimiz Film Olacak Kadar Büyük, O Halde Neden Unutuluyor?

Bütün bu olaylar, Hollywood’un en büyük yapımlarına bile konu olabilecek destanlardır. Ama ne yazık ki bu büyük tarih, dünyaya bizim anlattığımız kadar biliniyor. Bugün bizlere düşen görev, bu kahramanlıkları, bu medeniyet yolculuğunu çocuklarımıza, gençlerimize ve tüm dünyaya anlatmaktır.

Bugün bizler de, atalarımız gibi tarih yazmalıyız!

Ancak, modern dünyada tarih yalnızca kılıçlarla değil, bilgiyle, çalışmayla ve akılcı hamlelerle yazılıyor. Eğer gerçekten büyük bir millet olarak dünyada söz sahibi olmak istiyorsak, durmadan çalışmalı, aklı ve ahlakı rehber edinmeliyiz.

Denge, Ahlak ve Kul Hakkı ile Güçlü Bir Millet Olabiliriz

Atalarımız, sadece güçlü oldukları için değil, adaletli oldukları için, ahlaklı oldukları için, çalışkan oldukları için büyüdüler. Eğer biz de bu yolda ilerlemek istiyorsak, kul hakkına dikkat etmek, insanımıza değer vermek ve birbirimize güvenmek zorundayız.

Bugün artık bilim, teknoloji, ekonomi ve kültürel etki alanlarında büyük adımlar atma zamanıdır. Bizim birliğimiz sadece toprak sınırlarıyla değil, ortak kültür ve ortak gelecek hedefleriyle kurulmalıdır.

Bugün buradan hepimiz şu mesajı almalıyız:

Tarihimize sahip çıkacağız.

Dilimize sahip çıkacağız.

Birliğimize sahip çıkacağız.

Atalarımız gibi dünya çapında işler yapacağız.

Ve bunu yaparken hiçbir zaman adaletten, ahlaktan, akıldan ve çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz!

Türk Milleti ve Dilin Üzerindeki Güç

Türkler tarih boyunca sadece savaş meydanlarında değil, kültür ve dil alanında da hakimiyet kurarak büyümüşlerdir.

Göktürklerden Osmanlı’ya kadar tüm büyük Türk devletleri, dilin gücünü birleştirici bir unsur olarak kullanmıştır. Divan-ı Lügat-it Türk, işte bu birleştirici gücün en önemli metinlerinden biridir.

Türkçenin sınırlarını çizen bu eser, millet olmanın temel taşlarından biri olan dil bilincini inşa etmiştir. Bugün bizler için önemli olan, bu bilinci nasıl yeniden canlandıracağımızdır. Çünkü tarihte Türkçe ne zaman güçlü olduysa, Türk milleti de o zaman güçlü olmuştur.

Bugüne Faydaları:

– Türkçenin köklü ve zengin bir dil olduğunu hatırlatır.

– Türk kültürünün devamlılığını ve kimliğini korur.

– Akademik çalışmalara kaynaklık eder.

Yarınlara Faydaları:

– Türkçenin korunması ve geliştirilmesine katkı sağlar.

– Türk kültürünün küresel boyutta tanıtılmasına yardımcı olur.

– Türk birliği fikrini güçlendirir.

– Eğitim sisteminde yer alarak genç nesillere Türkçenin zenginliğini aktarır.

– Yapay zeka ve dijitalleşme süreçlerinde Türkçenin etkin kullanımına katkıda bulunur.

Dil Birliği: Geçmişte ve Bugün

Bir milletin kaderi, ortak bir dil bilincine sahip olup olmamasına bağlıdır. Divan-ı Lügat-it Türk, Türk halklarının ortak bir dil çerçevesinde birleşmesi gerektiğini gösteren ilk büyük adımdır.

Buhara’dan Edirne’ye, Ahlat’tan Kırcaali’ye kadar uzanan coğrafyada Türkler, dil ve kültür birliği sayesinde güçlü olmuşlardır.

Osmanlı’nın Rumeli’ye geçişi sadece bir askeri zafer değil, Türk kültürünün Avrupa içlerine taşınmasıydı.

Edirne’de Lala Şahin Paşa’nın 800 atlıyla 70 bin kişilik Haçlı ordusunu mağlup etmesi, sadece bir savaş değil, bir medeniyetin yükselişiydi.

Bu olaylar sadece geçmişin destanları değildir. Eğer bizler bugün dil ve kültür bilincimizi kaybedersek, aynı topraklarda, aynı milletler içinde yaşayan halklar birbirinden uzaklaşır.

Geleceği Yeniden Şekillendirme Zamanı

Bugün önümüzde büyük bir fırsat var. Tekrar bir araya gelmek, ortak bir kültür ve dil bilinci oluşturmak için hiçbir zaman bu kadar avantajlı olmamıştık.

İnternet ve dijital çağ, Türk halklarını ortak bir platformda birleştirmek için bize büyük imkânlar sunuyor.

Yapay zeka, büyük veri ve dil teknolojileri, Türkçeyi küresel bir dil haline getirmek için elimizde güçlü araçlar var. Dijital içerik üretimi, Türk kültürünü ve tarihini tüm dünyaya anlatmak için yeni yollar açıyor.

Ancak bunun için sadece konuşmak yetmez.

Çalışmalıyız.   Üretmeliyiz.

Dili ve kültürü koruyarak geleceğe taşımalıyız.

Büyük Türk devletleri, kendi değerlerine sahip çıktığında güçlü olmuştur. Bugün de aynısını yapmak zorundayız.

Adalet, Ahlak ve Akıl ile Yeni Bir Medeniyet İnşası

Tarih, sadece kazananları değil, değerlerine sahip çıkanları yaşatır. Eğer biz de tarih yazmak istiyorsak, şu üç şeyi hiçbir zaman unutmamalıyız:

1. Adalet: Büyük devletler ancak adaletle ayakta kalır. Kimseyi ötekileştirmeden, ortak değerlerde birleşmeliyiz.

2. Ahlak: Güçlü olmak için önce ahlaklı ve güvenilir bir toplum kurmalıyız.

3. Akıl: Geçmişte kılıç ile kazanılan savaşlar, bugün bilgi ve teknoloji ile kazanılıyor.

Büyük Türk tarihini yazanlar adaletle hükmedenler, ahlakla yaşayanlar ve akılla hareket edenlerdir. Biz de bugün aynı yolu takip ederek geleceğimizi şekillendirmeliyiz.

________________________________________

Divan-ı Lügat-it Türk Konusunda Yazılmayanlar ve Konuşulmayanlar

1. Türk Kültürünün Evrensel Anlamı

Divan-ı Lügat-it Türk, yalnızca Türk dili açısından değil, Türk kültürünün evrensel boyutlarını da içinde barındıran bir eserdir. Ancak bu eser üzerine yapılan çalışmalar genellikle dilbilimsel bir yaklaşımla sınırlı kalmış, Türklerin kültürel değerlerinin diğer dünya medeniyetleriyle nasıl etkileşimde olduğu yeterince ele alınmamıştır.

2. Eserdeki Sosyal İlişkiler ve Toplum Yapısı

Eserde geçen atasözleri, deyimler ve kelime tanımları, Türk toplumunun sosyal yapısı, değer yargıları ve insan ilişkileri hakkında derin bilgiler sunar. Ancak bu yönler, bir toplum bilim perspektifinden yeterince incelenmemiştir. Örneğin, kadın-erkek ilişkileri, aile yapısı ya da göçebe kültürün toplum düzenine etkileri gibi konular göz ardı edilmiştir.

3. Coğrafi ve Ekolojik Bağlam

Divan-ı Lügat-it Türk’te Türklerin yaşadığı coğrafyalara ve bu coğrafyaların doğal özelliklerine ilişkin birçok ipucu bulunmaktadır. Örneğin, hayvan adları, bitkiler ve doğa olaylarına dair terimler, Türklerin doğayla ilişkisini yansıtır. Ancak bu eser, bir coğrafya veya ekoloji perspektifinden ele alınmamıştır.

4. Kültürlerarası İletişim ve Arap Dünyasına Mesaj

Kaşgarlı Mahmud’un eseri Araplara Türkçe’yi tanıtmak için yazdığı bilinir, ancak Arap dünyasına bu eserle hangi mesajların verildiği, Türklerin siyasi ve kültürel statülerini yükseltme çabası bağlamında çok az tartışılmıştır. Bu eser, bir “kültürel diplomasi” aracı olarak incelenebilir.

5. Türk Dünyasının Birliği ve Dili Koruma Stratejisi

Divan-ı Lügat-it Türk, Türk dünyasında ortak bir dil bilinci ve kültürel bağ yaratmayı hedefleyen bir proje olarak da görülebilir. Ancak bu yönü, günümüzde Türk Cumhuriyetleri arasındaki dil ve kültür birliği açısından yeterince vurgulanmamıştır. Eserin modern Türk lehçeleri üzerindeki etkisi gibi konular yeterince ele alınmamaktadır.

6. Sözlükten Fazlası: Türk Zihniyetinin Aynası

Divan-ı Lügat-it Türk, yalnızca bir sözlük değil, aynı zamanda bir dünya görüşünün yansımasıdır. Kelime seçimleri, tanımlar ve atasözleri, Türklerin yaşam felsefesini anlamak için bir rehberdir. Ancak bu bağlamda eserin, Türklerin zihniyet yapısını ve dünyayı algılama biçimini ortaya koyma yönü üzerinde derinlemesine durulmamıştır.

7. Türk Mitolojisi ve Halk İnançları

Eserde geçen bazı terim ve tanımlar, Türk mitolojisi ve halk inançlarına dair ipuçları sunar. Örneğin, doğaüstü varlıklarla ilgili kelimeler ya da ritüellere dair ifadeler, Türklerin manevi dünyasını anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak bu mitolojik ve dinsel boyutlar, genelde göz ardı edilmiştir.

8. Dil Dinamikleri ve Göçebe Hayatın Etkisi

Divan-ı Lügat-it Türk’teki kelimeler, Türklerin göçebe yaşam tarzıyla doğrudan ilişkilidir. Ancak göçebe yaşamın dil üzerindeki etkisi, kelime türetme yöntemleri ve bu yaşam tarzının dilin gelişimindeki rolü yeterince tartışılmamıştır.

9. Divan-ı Lügat-it Türk’ün Eğitimde Kullanımı

Bu eser, sadece bir akademik kaynak olarak değil, modern eğitim süreçlerinde de kullanılabilir. Ancak bugüne kadar eserin, eğitim materyali olarak nasıl değerlendirilebileceği veya genç nesillerin bu eserle nasıl tanıştırılabileceği pek konuşulmamıştır.

10. Eserin Teknolojik Potansiyeli

Divan-ı Lügat-it Türk, günümüz teknolojik araçlarıyla yeniden yorumlanabilir. Örneğin, yapay zeka algoritmalarının kelime kökeni analizinde kullanımı ya da eserin dijital bir platforma dönüştürülmesi üzerine çalışmalar yapılmamıştır. Eser, veri tabanı oluşturma ve doğal dil işleme projelerine temel oluşturabilir.

11. Ekonomik ve Ticari Terimler

Eserin içinde ticaretle ilgili birçok terim bulunmaktadır. Bu kelimeler, Türklerin ekonomik faaliyetlerine, ticaret yollarına ve ekonomik ilişkilerine dair bilgiler sunar. Ancak bu bağlamda eserin, tarihsel ekonomik bağlamdaki değeri detaylı bir şekilde incelenmemiştir.

12. Kadınların ve Toplumdaki Rollerin Yansıması

Divan-ı Lügat-it Türk’te kadınlarla ilgili deyim ve atasözleri, kadınların Türk kültüründeki rolü hakkında ipuçları verir. Ancak bu yön, toplumsal cinsiyet perspektifinden henüz derinlemesine analiz edilmemiştir.

13. Kaşgarlı Mahmud’un Zihinsel Dünyası

Kaşgarlı Mahmud’un bu eseri yazarken kullandığı yöntemler, kelime seçimleri ve açıklama tarzı, onun zihinsel yapısı ve dünyaya bakışı hakkında ipuçları verir. Ancak eserin yazarının bireysel motivasyonları ve entelektüel vizyonu daha fazla tartışılabilir.

14. Türkler Arasında Dil Farklılıkları ve Sosyal Yapı

Divan-ı Lügat-it Türk, farklı Türk boylarının dil özelliklerini bir araya getirir. Ancak bu farklılıkların Türkler arasındaki sosyal ve politik ilişkiler üzerindeki etkisi yeterince ele alınmamıştır.

15. Türk Kültürünün İletişimsel Boyutu

Eser, Türklerin iletişimde kullandığı söylem yapıları ve jest-davranış kültürü gibi dil dışı unsurları da dolaylı yoldan içeriyor olabilir. Ancak bu, disiplinler arası bir yaklaşımla derinlemesine araştırılmamıştır.

Sonuç
Divanü Lügati’t-Türk, sadece geçmişe ait bir eser değil, bugüne ve geleceğe ışık tutan bir rehberdir.

Bu eser, Türk dilinin ve kültürünün korunması, geliştirilmesi ve dünya üzerinde tanınması için büyük bir potansiyele sahiptir. Devlet olarak, bu tür eserlerin korunması, yaygınlaştırılması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz.
Kaşgarlı Mahmud’un bize bıraktığı bu eşsiz miras, Türk milletinin kimliğini, dilini ve kültürünü yaşatma konusunda bize ilham vermeye devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, Divanü Lügati’t-Türk’ün bugüne ve geleceğe yansıyan değerlerini bir kez daha hatırlayarak, Türk dilinin ve kültürünün daha da güçlenerek yaşaması temenni ederim.

Divan-ı Lügat-it Türk, yüzlerce yıl önce yazılmış olmasına rağmen, günümüz için dahi yeni keşiflere açık bir hazinedir. Ancak bugüne kadar yapılan çalışmalar, genellikle sınırlı bir çerçevede kalmıştır. Eserin toplumsal, kültürel, siyasi, ekonomik ve teknolojik boyutları derinlemesine incelenirse, Türk kültürüne ve dünya tarihine dair yepyeni perspektifler açılabilir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eighteen − fourteen =