Rafet ULUTÜRK
Öylesine yakından ve derinden tanıyoruz ki birbirimizi, öylesine ortak bir umut ve bilinçle paylaşıyoruz ki iyi ve kötü günleri, öylesine inanıyoruz ki dostlukların, soydaş olarak birlik olmanın, ortak özlemlerimizin sonsuz gücüne, omuz omuza attığımız her adımın önemine….
Bu duygularla Kurban Bayramınız mübarek olsun! Tüm Türk-İslam Âlemine hayırlara vesile olsun! Kader kardeşliğimizin Bayram sonrası Türk Dünyasının bir an önce kendi aralarında sınırlar kaldırılsın, kimliklerle rahat dolaşılması, uçak fiyatları minimuma indirilmesi, bir birimize kolay ve rahat ulaşabilmemiz, ticari olarak da yolların açılması iyi günlerimizin birlik ve beraberlikte devam etmesini TÜRK (T.C.) şemsiyesi altında hepimizin toplanmasını canı gönülden dileriz…
NİCE SAĞLIKLI HUZURLU BAYAMLARA!
BULTÜRK DERNEĞİ VE BGSAM OLARAK HEPİNİZE,
Sağlıklı huzurlu ve mutlu bir Kurban Bayramı geçirmenizi diler, her şeyiniz gönlünüzce olmasını temenni eder. Bu bayramda, Türk çocukları yüzünüzde gülümseme, kalbinizde merhamet eksik olmasın. Kurban Bayramınız Mübarek olsun.
BİRLİK VE BERABERLİK ÖLÜMDEN BAŞKA HERŞEYİ ÇÖZER.
En iyi günler bundan böyle Türk-İslam Âleminin olsun!
Bayramdan bayrama bir yıl su gibi geldi geçti.
Şu güz günlerinde tohum ekseydik bir yıl sonrasını düşünür olurduk. Gecen Bayram günlerinde fidan dikseydik on yıl sonrasını düşünürdük.
Bizler bir kültür ve hizmet derneği olarak 100 yıl sonrasını düşünmek için bir araya geldik. Bizler 20 Yıllık bir dernek olarak BGSAM’dan (Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi) 130 kitap çıkartık, BULTÜRK Gazetemizin 181.sayımızı çıkardık. Faaliyetlerimize yeni bir dergi “TÜRK YOLU” dergisini çıkarmaya başladık Haziran 2022 itibarı ile 15.sayısını çıkardık ve artık tüm Türk Dünyasına ulaşabiliyoruz.
Daha da büyünü düşünür isek bir bireyin bilincindeki değişim tüm halkta, hatta tüm dünyada değişim yaratabiliriz. Dünyada ölümsüz olan fikirlerdir. Bizlerde fikirlerimizi sadece üyelerimize değil tüm dünya insanları ile paylaşabiliyoruz.
Bizler 2003’te BULTÜRK’ü kurduğumuzda uzun bir yolculuğa çıktık. Bu yolculuğun adı: KENDİMİZİ GELİŞTİRİP HEPİMİZİN DEĞİŞİMİMİZİ GELİŞMEMİZİ SAĞLAMAKTIR. ÖNCE BULGARİSTANLI OLABİLMELİ VE BURADA ARAMIZDA BİRLİK VE BERABERLİĞİ SAĞLAMALIYIZ.
Birlikte başarmak ve birlikte zafere ulaşmaktır. Bizi başarıya götüren inançlarımız vardır.
Biz her şeyin bir sebebi ve bir amaç için var olduğuna inanıyoruz.
Bulgaristanlı soydaşlar olarak büyük ve inançlı bir sosyal topluluğuz. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için yolunu seçmemiz isabetli oldu. Yakınlarımızın daha büyük kısmı Bulgaristan’da kaldığından ve biz de gelirken vatandaşlığımızı koruyabildiğimizden daha da büyük, güçlü ve etkin bir topluluğun ayrılmaz oluşturucu bir parçasıyız.
Emel ve hedeflerimiz bazı noktalarda artık tamamen kesinleşti ve netleşti.
Bilirsiniz, sınırlı inançların sınırlı insanları olur. İçine kapanmış topluluklardan pek fazla bir şey beklemek yanlış olur.
BALKANLAR DA YAŞAYAN HALKLAR HIC BIR DONEMDE BERABER HAREKET ETMEMIŞLER VE EDEMEZLER. BUNU TARİH DE GÖSTERMEKTEDİR.
BU BÖLGEDE YAŞAYAN HALKLAR ARASINDA DIALOG YOKTUR. BURADA SADECE ESKI YUGOSLAVYADAN BÖLÜNEN DEVLETLERARASINDA DIALOG VARDIR. ZATEN BU KITLE DE BİZLERDEN FARKLI OLARAK TURKIYE’DE RUMELİ İSMİNİ KULANIRLAR VE HERYERDE RUMELİ DERLERLER KENDİLERİNE. AMA ASLINDA GENELLİKLE KOSOVA VE MAKEDONYA DIŞINDA DA KİMSELER KATILMAZ BUNLARA. ARALARINDA BULUNANLAR DA TÜM BU BÖLGEYİ KUÇAKLIYORUZ DİYE BİRER KİŞİ BULUNDURURLAR. BUNLARDA KENDİ TOPLUMUNDA İTİBAR GÖRMEYENLERDİR VE BUNLAR SADECE GÖSTERMELİKTİR. BU TÜM GEÇMİŞ ZAMANLARDA GÖRÜLMEKTEDİR.
BIZIM BULGARİSTAN TÜRKLERİ’NİN RUMELI DIYENLER ILE ARAMIZDA BÜYÜK FARKLILIKLAR VARDIR. BİZİM ONLARLA HİÇ BİR ORTAK NOKTAMIZ YOK. ORTAK NOKTAMIZ SADECE TÜRK OLMAKTIR.
ONLAR FARKLI SISTEMDE YETİŞMİŞLERDİR, BİZLER İSE FARKLI… DÜŞÜNCELERİMİZ HAREKETLERİMİZ DAVRANIŞLARIMIZ BİLE FARKLIDIR.
Biz Bulgaristanlılar hepimiz Türkiye, Bulgaristan ve Avrupa Birliği vatandaşı olarak farklı bir bilince ve sorumluluğa da ulaşmış bulunuyoruz.
Birçokları için hayal olan emeller bizim için reel edinimlerdir.
Başka bir değişle biz sınır engelini fersah fersah aştık. İki ülkede ve 28 üyelikli bir uluslararası birlikte politik, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşama katılma olanağı elde ettik.
Yıllar içinde farklı yollar aradık ve dar göçmen imkânlarımıza rağmen aramızda örgütlendik, sivil toplum kuruluşlarımızda birleştik, kendi gazetemizi, dergimizi ve elektronik iletişim olanaklarımızı geliştirdik, kültür merkezimizi açtık, Türkiye makamlarıyla yerli ve merkez yönetim düzeyinde sesimizi duyurmaya başladığımız gibi, Bulgaristan politik yapısında da yankılandı, BULTÜRK’ü tüm Türk Dünyası da tanır hale geldi.
Bizi ve teşkilatımızı iki taraf daha iyi tanıdı (Türkiye-Bulgaristan) bizlerde iki tarafı tanıdık. İki ülke arasında eksikleri ve fazlalıkları bizden daha iyi bilen ve tespit eden yoktur bunu defalarca gösterdik ve buna devam etmekteyiz. Bizim geleceğimizi bir başkaları çizemeyeceğini de açık açık her platformda söyledik ve buna devam etmekteyiz.
Bizim fikirlerimiz görüşlerimiz yavaş da olsa hayata geçmeye başladı.
Bu etkinlikler BULTÜRK yönetimince disiplin ve istişare kurullarımızca yönlendiriliyor.
Sivil toplum kuruluşumuzun kolektif yönetimi ve bu konuda lider rolü oynuyor. Bu anlamda, bizler için liderlik eğer biri liderse çölde bile bahçe görebilen ve çölü yeşiller içerisine dönüştüren insan olduğuna inananlardanız. Lider her zorluklara hatta imkânsızlıklara rağmen tüm bunlara göğüs gerebilen ve yoluna devam edendir.
Biz Bulgaristanlılar dağının arkasını görebilenlerden olmalıyız ve bunu göstermeliyiz. Geçmişten herkes söz söyleyebilir, amma gelecekten sadece bilgili ve birikimliler bahseder.
Bizim inancımızda başarısızlık diye bir şey yoktur. Bizler bir karıncadan daha üstün olduğumuzu kanıtlayabilmeliyiz. Bilirsiniz Büyük Timur’un karınca hikâyesini. Timur dört defa denemeden sonra vazgeçmiş bir ağcın dibine oturmuş düşünürken karıncayı görmüş ve önüne engeller koymuş ve denemeye kalkmış sabrı ne kadar diye. Bu karınca vazgeçmiyor ve 67 defada başarılı oluyor. İşte o zaman Timur kararını değiştiriyor ve denemekten o da vaz geçmiyor. Zaten kendisi de der benim müridim karınca’dır diye. Biz İnsanız demek neymiş karıncadan daha fazlasını deneyebilmeliyiz der ve hayatı değişir..
Bizlerde her işten, başarılı veya başarısızlık, bizler bunlardan tecrübe alır geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlar. Davası olan kimselerin yorulma vazgeçme gibi söylemleri kabul etmezler…
Son çeyrek yüzyılda BÜYÜK GÖÇE zorlanmış olmamıza rağmen, köpek havlamasına pabuç bırakıp kaçanlardan olmadık. Bize uygulanan zulüm dayanılacak gibi değildi, onun için acıyı orada bıraktık ve kendimizi Ana Vatan’a attık.
Bu bizim Vatan sevgimizi azaltmadı, öz yurdumuzu daha gelişmiş ve mutlu bir düzeye getirme azmimizi kırmadı, biz emellerimizle geldik ve umutlarımızla yaşıyoruz.
Bu bakımdan bizim kutsal inancımızda başarısızlık diye bir şey yoktur.
Bulgaristan’da ufukta yine bu son bahar seçim görünüyor. Bulgaristan’da halk siyasilere güvenmediği artık net olarak ortaya çıkmıştır. Kim ne derse desin bu önümüzdeki Eylül-Ekim seçimlerinde Bulgaristan’da büyük değişimlere yol açacağı ortaya çıkmıştır. Belki yine seçim tekrarlanır arka arka’ya 2 seçim olabilir. Amma Bulgaristan’da yepyeni bir değişim yeni bir sistem geliyor…
Bizler Bulgaristan Türkleri bu davamızı yeni kuşağa devretmek bizim öz vazifelerimizden biridir. Bu bakımdan her yerde ve her zaman örnek olmalıyız, örnek olmayan toplumlar gideceği yürüyeceği yönü bilemezler, bunun için bizler en az yol gösterici olmalıyız.
Bu öz hakkımızı elimizden almak için göz dikenler o kadar çok ki, dış etkenlerin hiç biri tarafından etkilenmeden, elimizdeki imkânı kullanıp oyumuzu verip varlığımızın sesini devamlı yükselteceğiz. Artık herkes farkına varmalıdır ki, bir savaşta SİLAH neyse bir seçimde de OY aynı güçte hatta daha şiddette etki oluşturabilir. Bunu çok iyi kavramalıyız ve halkımıza çok iyi anlatmalıyız. Zenginlerin dönemini kapatmak için fakirler oylarını kullanırken çok iyi düşünmelidir. Aslında tüm güç yoksulların çaresizlerin elinde bunu sadece anlatabilmemiz yeterli olur kanaatindeyim. YAPACAKLARI TEK ŞEY OYLARINI VERMEK YETERLİDİR.
Bazen insanın kime oy verdiği hiç ama hiç önemli değildir.
Fakat bu önümüzdeki seçimler çok anlamlıdır. Bunu çok iyi idrak etmeliyiz. Bu eylül-ekim erken seçim sonuçları bir sosyal ağının aynada yansıması olsa da, seçimin kendisi bir toplumsal sürecin gelişim anıdır. Yeni sistemi bu seçtiğiniz kişiler kurabilir veya vesile olabilirler.
Yukarıda da işaret ettiğim gibi, bizdeki gelişim süreci totalitarizmden sıyrılma ve kurtulma gidişidir. Sebebi, ölümü ilan edilen, yassı tutulan totaliter rejime 33 yıldan beri hastabakıcılık yapmalarıdır. Bu durumda HÖH-DPS partisini kuran Türk ve Müslüman kitle eski yönetimi kusma ve yeniden örgütlenme yollarını aramaya başlayacaktır.
Bu da size Bayram müjdemiz olsun.
Ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Yeni bir döneme giriyoruz.
Sorumluluk her alanda başarının destekleyicisidir. Unutmayalım hepimiz her şeyden sorumluyuz. Hatta bizler özellikle Müslümanlarda yaptıklarımızdan olduğu kadar yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Bizler tüm seçimlerden sorumluyuz elimizden geleni yapacağım bilinciyle hareket etmeliyiz.
GAYRET BİZDEN TAKDİR ALLAH’TANDIR…
Soydaşlarımızın büyük bir aldatılmışlık olan, bulutun içinde olduğumuzu defalarca yazdık söyledik. Senin, benim, hepimizin şimdiye kadar 33 yıldan beri bir an bile durumumuzu sorunlarımızı veya geleceğimizi düşünmek istemediler. Biz eminiz ki, önümüzdeki seçimlerde bu kopmalar kesin ve sonuç belirleyici olacaktır.
Çünkü bu kopan oyların arasında KARA FATMELERİN KARA AYŞELERİN, KARA HAMDILERİN oyu da var yani KARA KOYUN suyu geçecek ve durum kökten, kesinlikle ve dönüşümsüz değişecektir.
Onların alacağı oylar korkuyu yenememiş, korkuya esir olmuş olanlarıdır,
Aman Bulgaristan’da yaşayan yakınlarımıza zarar verilmesin, işten kovulmasınlar, çocukları okuldan atılmasın hesaplarıyla verilen oylardır ve bu noktada demokrasi ölüdür.
Ancak hepimiz sorumluluk alarak sonuçları değiştirebiliriz.
Bizler büyük düşünen sizlerin, öz güven ile yaşayan hepimizin, ilke ve değer bilinci olan, Ata Vatan sevgisi sönmeyen soydaşlarımızın, etkili iletişim kurarak gerçeği görebilenlerin başarılı olacağına inanıyoruz.
Bizim hedefimiz Bulgaristan’daki hak ve özgürlüklerimizi ne pahasına olursa olsun elde etmek, demokratik adil bir ortamda yaşamak ve bize çektirenlerin, zulümcülerin mutlaka cezalandırılması, bizi aldatanların, halkımızı oyalayanların, totaliter katillere yardım edenlerin, hainlerin, jurnalcilerin, ajan vb. hak ettiklerini bulmasıdır. Önce bizim içimizdeki uşakların cezalarını vermeliydik ve bunu geçte olsa yapacağız…
Bizim bu davamızda, bu mücadelemizin başlangıç noktası vardır, ama son noktası yoktur.
Kendi planı ve hedefi olmayanları, amaçları uğruna kitleleri yüreklendirecek örgütlü olmayanları başkaları aldatabilir, kandırabilir, kendi karanlık hedeflerine alet edebilirler.
Bu 33 yıldan beri böyle oldu, bu böyle devam edemez, artık değişim zamanı.
Mübarek Kurban Bayramını sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde geçirmenizi diler, tüm insanlığa hayırlı olsun!
Bayramın milletimizin diriliğine, ifşaların başlatılmasına, yalancı yüzyıldan kurtulmamıza, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına kapıların sonuna kadar açılmasına mazlumların kurtuluşuna, Türk-İslam Âlemine huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını dileriz. Nice Bayramlara!
Saygılarımızla