Değerli dostlar Çanakkaleyi gezerken Birlik ve beraberlik şuurunu da bizim edinmemiz lazım Çanakkale kahramanlık, yiğitlik şahadet şurunun da yattığı bir yerdir Orada gerçekten oradaki hadiseleri okuduğumuzda öğrendiğimizde Maalesef biz bunları yazamadık yazdıramadık yabancılar bizlerden fazla yazdı bu konuları Bizler unuttuk bizler çanakkaleyi bıraktık.
Hatıraların birinde Arkadaşına su getiren ekmek getiren bir kardeşi ona su ve ekmek verdiğinde Hayır diyor, ben ölüyorum benim artık su ve ekmeye ihtiyacım yok Onu düşmanla çarpışan bir kardeşime götür ona ver ona kuvvet olsun ona kudret olsun diye kendisi almıyor
Yine kolu şarapnel parçasıyla sallanan bir askerimiz komutanına geliyor elinde bir bıçak Komutanım ne olur çarpışamıyorum bu kolumu kesermisin. Sevgili dostlar kendisi kesemiyor şu kolu kes şu kanı durdur da ben düşmanla rahat çarpışayım der. Görebiliyormusunuz beni hastaneye götür demiyor. Yine tek gözü kaybetmiş bir askerimizi tedavi için hastaneye göndermek istediklerinde askerimiz şunu soylüyor. İki gözle geriye bakmaktansa bir gözle düşman üzerine atılmak evladır deyip reddedişini mi
HANGİ ASKERDE HANGİ MİLLETTE HANGİ GENÇLİKTE BULUNUR BU SEVGİLİ DOSTLAR İŞTE BİZLER BU ŞUURLARI YAŞATMAK DURUMUNDA DEĞİLMİYİZ BUNLARI VERMEK DURUMUNDA DEĞİLMİYİZ DÜŞMANIN BİZE DÜŞMANLIĞI BİTTİ Mİ ARTIK BİZ BÖYLE YETİŞTİRMEK DURUMUNDA DEĞİLMİYİZ BİZLER BU SINAVLA KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ ZAMAN OZAMAN NE YAPACAĞIZ BUNLARI İYİ DÜŞÜNELİM BUNLARI BİLELİM BAKIN ANALARIMIZ DA AYNI ŞEKİLDE KIZLARIMIZDA AYNI ŞEKİLDE YETİŞMELİ EVLADINI DÜMAN ÜZERİNE GÖNDEREN BİR ANNE TRENDEN SON DEFA İNİDİRİP SARILAN ANNE ŞUNLARI SÖYLÜYOR OĞUL DAYIN ŞİPKADA, BABAN DÖMEKEDE AĞLARIN 8 AY ÖNCE ÇANAKKALEDE ŞEHİT DÜŞTÜLER BAK SON YONGAM SENSİN EL KEMENDİNİ BOYNUNA ATACAKSA EZANLARIN SUSACAKSA ŞEHİT BABANIN ATANINKABİRLERİ ÇİNENECEKSE SÜTÜM SANA HARAM OLSUN ÖL FAKAT GERİ DÖNME HAYDİ YAVRUM YOLUN AK YOLDAŞIN HAK OLSUN DİYE GÖNDERİYOR EVLADINI BÖYLESİNE DUYGULU ANALAR YETİŞTİRMEK DURUMUNDA DEĞİLMİİZ İŞTE ÇANAKKALEYİ GEZERKEN BU DUYGU VE DÜŞÜNCELER İÇERİSİNDE BULUNMALIYIZ GEZMELİYİZ BU AÇIK HAVA MÜZESİNİN TÜM İBRETLERİNİ SUNMALIYIZ VE ÖĞRETMELİYİZ
Ya gazi ol ya Şehit
Hadi yavrum ben senmi bugün için doğurdum
Hamurumu yiğitlik duygusuyla yoğurdum
Türk evladı odurki yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yad ayağı bastırtmaz
Bir yabancı bayrağı ezan sesi duyulan
Hiçbir yere astırtmaz
Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit
Hadi yavrum köyüne, nişanlına veda et
Sabanını tarlanı herşeyini feda et
O silaha sarıl ki böyle günde bir erkek
Bir dualı demirden başka birşey kullanmaz
Bunu tutan bir bilek köleliğin
Uğursuz zincirine uzanmaz
Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit
Hadi yavrum kendine sende yiğit er dedir
Büyüdüğün gaziler ocağına can getir
O cenkleri kazan ki senin büyük Türk adın
Yedi iklim dört bucak içersine ün salsın
Beş yüz yıllık ecdadın kabirlerde titreyen
Kemikleri öç alsın
Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit
Hadi yavrum bugünde dertli ninen ağlasın
Ayrılığın oduyla yüreğini dağlasın
O yaşları saçsın ki senin aslan göğsünde
Benim kanlı gözyaşım düşman için kin olsun
Kara yerin yüzünde ayağının bastığı
Dağlar beller leş olsun
İSTİKLÂL SAVAŞIMIZIN ÖNSÖZÜ OLAN 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN
18 Mart Çanakkale Zaferi; güç dengelerinin tamamen değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Milletinin belirleyici olduğu, dünya tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu zafer, Türk milletinin ve ordusunun Balkan Savaşlarında kırılan onurunun ve itibarının iadesidir. Bu zafer, 250 bin vatan evladının kanları ve canları pahasına kazanılmış büyük bir kahramanlık destanıdır. Bu zafer, kahraman Türk askerinin iman ve azminin, metanet ve cesaretinin açık bir göstergesidir. Bu zafer, Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasının Türk milletince tanındığı ve Kurtuluş Savaşının ilk meşalesinin tutuşturulduğu bir zaferdir.
3 Kasım 1914 – 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı’nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla, Gelibolu yarımadasında 25 Nisan 1915-8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.
Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen dönemin en güçlü devletleri İngiliz ve Fransızlar, donanmalarıyla Çanakkale Boğazını geçip İstanbul’u almak ve Osmanlı devletini tarih sahnesinden silmek istiyorlardı. Bu yüzden, Çanakkale Boğazı’nda aylarca süren bir dizi deniz ve kara savaşı yapılmıştır. Bu savaşın kaderini değiştiren an, askerimizin cephanesi bitip paniğe kapıldığında, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal’in “süngü tak” emrini verip “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir” dediği andır.
Mustafa Kemal’in Anafartalar’da parlayan yıldızını 18 Mart’ın şafağı aydınlatmıştır. Bu zafer, Türk’e, öz benliğini, milli kimliğini bulma yolunu göstermiş, özgüvenini kazandırmıştır. Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale’nin sularında ve Conk Bayırı’nda atılmıştır. Çanakkale savaşlarında kazanılan zaferler; Türk kurtuluş ve bağımsızlık savaşına maya çalmış; milli bilinci ve milli ruhu yeniden ateşlemiş ve Türklük, tarihteki şanlı ve seçkin yerini böylece almıştır.
İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale Şehitlerinin aziz hatırasına ithafen yazdığı meşhur şiirinde şehitlerimize şöyle seslenmiştir:
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın Gömelim gel seni tarıhe desem sığmazsın
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber;
Sana aguşunu açmış duruyor peygamber.
Çanakkale Zaferi ile birlikte, Şehitler Günü olarak da kutladığımız bu anlamlı zafer gününde, kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen aziz şehitlerimizi ve vatan uğrunda kan döken gazilerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz. Ruhları şad, mekanı cennet olsun.
Dr. Sakin ÖNER
Çanakkale Zaferi Türk tarihinin şanlı zaferlerinden birisidir. Bu kutlu zaferin yıldönümünde şimdi vatandaşlar internette Çanakkale Zaferi’nin kaçıncı yılı sorusuna yanıt arıyor. İşte Çanakkale Zaferi’nin tarihi….
Tarihler 18 Mart 1915’i gösterdiğinde Türk ordusu tarihinin en şanlı zaferlerinden birisini kazandı. Türk ordusunun büyük direnişinin ardından İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı’nın önlerinden çekilmek zorunda kaldı..
ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN TARİHİ
Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul′u zapt etmek suretiyle Almanya′nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Birleşik Krallık Savaş Konseyi sektereri Albay Hankey Winston Churchill ‘in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı’nın donanmayla geçilerek İstanbul’un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz’a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kalındı.
Deniz harekatıyla İstanbul’a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı’ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan Britanya ve Fransa kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası’nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. Britanya ve Fransa çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası’nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu’nun kuzeyinde Suvla Koyu’na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos’ta Kurmay Albay Mustafa Kemal’in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.
Çanakkale Deniz Zaferi Birinci Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin akışını değiştiren, bağımsızlığı uğruna canını vermekten çekinmeyen Türk milletinin kahramanlık destanıdır.
Çanakkale Zaferi; vatan topraklarını korumak için şahlanan Türk ulusunun muhteşem bir destanıdır.
Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferini kutluyor aziz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyoruz.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken
Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını
Mehmedoğlu Seyyid’in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı
Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab
Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
‘Çanakkale Geçilmez’ bu da açık gerçektir
Samet Mehmet Bora
ÇANAKKALE DİYARINDA
Çanakkale Destanı
Yaşamaz ölümü göze almayan.
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi
Gürleyen sesinle doldur gökleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir ey delikanlı
Diriler şerefli ölüler şanlı
Yurt için döğüşen başı dumanlı
Her zaman bu şandan, o şana gider
Faruk Nafiz Çamlıbel
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
M.Akif ERSOY
ÇANAKKALE KAHRAMANLARI
Eşim, dostum
Yarim demediniz
Hiç tereddütsüz
Gidip can verdiniz
Elimde bardağım
Çayımı rahat içebiliyorsam
Çünkü siz orda öldünüz
Daha onbeşinde, onaltısında
Kurşunlara yürüdünüz
Helal edin hakkınızı
Yapabildiğim tek şey bugün
Bir Elhamla, iki damla gözyaşı
Ruhunuz şadolsun
Çanakkale Kahramanları
Ayşe Adlım