KIrcaali Şehrinin Kuruluş Günü

Bir şairimiz şöyle dile getirmiş:

Kurduğun şu beşikte
Asırlardır sallanıyoruz,
Bir ulu çınar gibi
Gittikçe dallanıyoruz…

Bildiğiniz gibi 93 harbinde yani 1877–78 Rus-Türk harbinde Fındıcaklı Murat ağanın gönüllü askerleri ve yerli halkın direnişi sayesinde Kırcaali şehri ve bölgesini Ruslar ele geçirememiş. Onun için Türk – Bulgar hududu Aydoğmuş dağlarından indirilerek Arda nehri boyunca çizilmiştir. Kırcaali bölgesi ikinci Balkan Savaşından sonra Ekim 1913 yılında Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin feshedilmesinden sonra Bulgaristan’a bırakılmıştır.

Kırca-Ali’li sakinler olarak bizleri,
Kırca-Ali’nin kuruluşu ne zaman ve ne şekilde olduğu her zaman ilgilendirmiş, her Kırca-Ali’li için merak konusu olmuştur.

Buhara’dan yola çıkarak Ahlat, Akdeniz, Çanakkale’yi aşar ve Bulgaristan topraklarına kadar gelen, Rivayetlere ve koca Usta Halkımızın anlattıklarına göre, Kırıcı-Ali, Ahlat ve Akdeniz’den yolu üzerinde bulunan 70 köyden geçerken, her köyden sabah namazında bulunan kişilerden inançlı, cesur, atılgan ve zeki gördüğü 1 kişiyi cami hocasının kefil olanları yanına alarak “HIDIRELLEZ” gümüne 3 gün kala yani 3 Mayıs günü bu topraklara kadar gelmiştir.

Kırıcı-Ali,
Bu topraklara geldiğinde, tarihi İpek yolu üzerinde bulunan ve stratejik öneme sahip bulunan şu anda üzerinde oturup YURT edindiğimiz bu münbit araziyi Beğenmiş ve bu topraklarda yerleşerek bu günkü KIRCA-ALİ’nin temellerinin atılarak nesilden nesile YURT olmasını sağlamıştır.

Bu konuda bizlerde, Türkiye’de bulunan Osmanlı arşivlerinde araştırmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Bu araştırmaların neticesinde elde edilen bilgileri sizlerle paylaşacağız.
Son 2023 yılında çıkan KIRCAALİ EFSANESİ kitabında daha detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Zamanla,
Kırca-Ali şehri gelişip büyümüş Rodop’ların en önemli, ticaret sanayi ve kültür şehri olarak,   Rodop’ların İncisi haline gelmiş müstesna bir şehir olmuştur.

Değişik rivayetlere göre, “KIRCA-ALİ”
ismindeki KIRCI kelimesini anlamları;
1- Kırıcı-(Dövüşçü), 2- Kırcı–(Dışarıda çalışan gurbetçi), 3- Kırca– Kır saçlı-(Saçları beyazlanmış) anlamlarına gelmektedir.

4- Fakat son 2023’te çıkan KIRCAALİ EFSANESİ kitabında bunların da sonunu getirerek Buhara’da doğdu Ahmet YESEVİ ocaklarında hocalık yapan Kırcıların GİYASETİN hocanın oğlu olduğu netleşmiştir. KIRCILARIN ALİ Kırcaali olarak değişmiştir.

Kırca-Ali’nin, 
anısının yaşatılması için günümüzde, Kırca-Ali’nin kuruluşunu kutlamak ve kurucusu Kırca-Ali’yi yâd etmek maksadı ile bu günümüze sahip çıkmalıyız. Genç nesillerimize bunu öğretmeliyiz.

Ajans Bg - Foto: Kırcı Ali'nin mezarı..

Allah rahmet eylesin, Mekânı Cennet olsun.

Ümit ve dualarımız ile temennilerimiz o dur ki,
Kırca-Ali’liler, bu durumu sahiplenerek gelecekte geniş kitleler ve nesillerimiz tarafından kutlanarak anılmaya devam edilir. Bizler her yıl bu kutlamaları en azından camide bir dua okutarak Kırcıların Ali’yi anmalarımızı düzenli olarak sürdürerek, çeşitli etkinliklerle bu günümüzü destekleyeceğiz. Unutamayacağız, Unutturmayacağız…!

Bu güne kadar, bu gün ile ilgili etkinlik, BULTÜRK’ ten başka bir kuruluş yada kurum tarafından yapılmamıştır. İlk ve tek olarak BULTÜRK öncülüğünde yapılmıştır.
Esas itibariyle, Kırca-Ali belediyesinin bunu sahiplenerek Kırca-Ali’nin en önemli günü olarak kutlanmasını sağlaması birinci vazifesi olmalıdır.

Dünyada birçok şehrin kuruluş günü kutlanmaktadır.
Bizler de böyle bir geleneğin Kırca-Ali için de oluşacağına ve Kırca-Ali’nin kültürel yaşantısına bir anlam ve zenginlik katacağına inandığımız gibi şehrin ekonomisinin gelişmesine de katkı sağlayacağına inanmaktayız.

KIRCI – ALİ Ebedi istirahatgahına defnedilmelidir.
Diğer yandan Kırca-Ali’nin edebî istirahatgahının gerçek yerine TÜRBESİNE yani ilk defnedildiği yere nakledilmesinin zamanının geldiğine inanıyoruz.
Vicdan sahibi yönetici ve yetkililerden bunu talep ediyoruz.

ARDA BOYLARINDAKİ KIRCAALİ DİYARI - Misyon Gazetesi Tarih

Biz bu konuda Kırca-Ali belediyesinin de gereğini yapacağına ve destek vereceğine inanmak istiyoruz.
Aslında şimdiye kadar çok önceden bu naklin yapılması gerekiyordu.
Ancak,
niçin yapılmadığını da anlamış değiliz.

İnşallah,
önümüzdeki yıl ve takip eden yıllarda tüm Kırca-Ali ahalisinin katılımı ile bu günü kutlayarak Kırca-Ali’nin kuruluş bayramı olarak ilân edip anacağız. TÜM KIRCAALİLER BUNU BİRLİKTE ANACAĞIZ. BU KIRCA ALİ’YE BİR VEFA BORCUMUZDUR.

Biz, 
“BULTÜRK” olarak harcı koyarak temelin ilk taşını koymuş bulunuyoruz. Sonrasında takibini ise, Allah’a ve Kırca-Ali’lilere emanet ediyoruz.

Bu önemli günümüze sahip çıkan ve destek veren tüm arkadaşlarımızı gönülden kutluyor, Kırca-Ali’mizin geleceği için yapacakları hayırlı işlerde başarılar diliyoruz.

Tüm Kırca-Ali’li hemşerilerimizin şehrimizin kurucusu Kırcı-Ali’ye sahip çıkmalarını gönülden arzu ediyoruz.

Kalın sağlıcakla,

__________________________________________________________

Rafet ULUTÜRK’ün yazdığı AKINCILAR, KIRCAALİ KIZILELMA şiirleri.

AKINCILAR  
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik   
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik    Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi “İlerle!”   
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle    Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan    Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan    Bir gün yine doludizgin atlarımızla    Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla    Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de    Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde    Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
     
KIRCAALİ KIZILELMA
Elinde Kur’an, kalbi iman-ı kâmil dolu,
Yolculuğu Hak, Kızılelma-Turan yolu Türklerin cesur evladı, cesaretin sembolü Selam sana dervişim, yiğidim Kırcaalim!   Senin adın dillere destan olacak Bulanlar Hakkı, hep seni anacak, Gücü imanıdır, halkıdır ancak Selam sana dervişim, yiğidim Kırcaalim!   İlayı-Kelimetullahtır ülküsü, gayesi, Dilinden düşürmez Kızılelma Türk’üsü Cesaretle dolu, mertliğin abidesi Selam sana dervişim, yiğidim Kırcaalim!       Kırca Ali’nin şanı yükselir gönüllerde, Rafet’im arar dururum hakikati Himmet eyle şeyhim şaşırtma beni Selam sana dervişim, yiğidim Kırcaalim!  
Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK Genel Başkan

Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’ndaki dizelerini (Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı/Düşün altında binerce kefensiz yatanı/Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı/Verme dünyaları asan da bu cennet vatanı..)

Bulgar Devleti tarafından şehirdeki bütün Türk eserlerini yıkıp yakmışlardır. Gazi Kırca-Ali´nin mezarı da bundan nasibini alır. Kırca-Ali şehrinin önde gelenleri Gazi’nin kemiklerini kurtarmışlardır. 1934 yılında türbesi yıkılma esnasında naaşı alınıp gizleniyor. Medrese civarında gömüldüğü söyleniyor. 1990 yılına kadar gizledikleri naaşlarını çıkartıp Şehir Merkez camisine teslim ediliyor. Kimin kimlerin teslim edildiği bilinmiyor, sadece birileri getirip bu naaşın Kırcaa Ali’ye ait olduğu söyleniyor. Cami görevlileri de Caminin arkasına yeniden cenaze merasimi düzenlenerek camii avlusunda defnedilmiştir…

Bulgaristan'da Gazi Kırca Ali'nin Türbesi tamamlandı - Haberler

TİKA Tarafından – 2018 yılında yapılan – Kırca Ali türbesi (Kırca Ali Merkez cami avlusunda)

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Bulgaristan‘da Kırcaali şehrinin kurucusu Gazi Kırca-Ali’nin kabri yenilenerek türbe yapıldı ve Kırcaali Merkez Camii çevre düzenlemesi tamamlandı.

Bulgaristan'da Gazi Kırca Ali'nin Türbesi tamamlandı - Haberler

Gazi Kırca Ali TÜRBESİNİN SON HALİ

Kırcıların Ali Horasan Erenlerinde Giyasetin Hocanın oğludur. Buhara’da dünyaya gelmiştir. Eğitimini Ahmet YESEVİ dergahlarında başlamış. Yesevi medreselerinde tamamlamıştır, Osmanlı ordularında birçok Rumeli savaşlarına katılmış ve bu savaşlarda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Gazi unvanına ulaşmıştır. Gazi olduktan sonra 1393 yılında Arda nehrinin sol kıyısına yerleşerek kendi adıyla anılan Kırcaali’nin temellerini atmıştır. Ölümünden 1434’ten sonra minnet olarak yerli halk ona türbe yapmıştır.

Allah gani gani rahmet eylesin.

__________________________________________________

KIRCAALİ EFSANESİ Kitabından; “Tarihimizin tozlu raflarında sadece akademisyenlerin araştırmalarına konu olan kahramanlarımızın milletimizle buluşturulması, gelecek nesillere tarihi kahramanlarımızı tanıtmak, onların kendi kahramanlarını rol model almalarını sağlamak amacıyla bir ilke imza atarak Gazi Kırca Ali’nin hayatını belgeselle anlatmaya çalıştık. Bu belgesel bir ilktir. Türklerin Orta Asya’dan Özbekistan’da bulunan Buhara kentinden Ahlat’a Ahlat’tan da Anadolu’ya ve oradan Balkanlara uzanan tarihi yolculuğuna şahitlik eden Kırcaali’yi milletimizin dikkatine sunmaya çalıştık. Bilindiği üzere Buhara İslam tarihinde Kubbet-ül İslam olarak adlandırılan şehirlerden biridir. Çünkü Buhara İmamı Maturidinin aklı esas alan ve insanı merkeze alan, şiddetten uzak İslam anlayışının, itikadi bakış açısının, aynı zamanda Ahmet Yesevi Hazretlerinin tasavvufi anlayışı ile dünyaya sevgiyi, kardeşliği ve müsamaha’yı haykıran ve oradan Anadolu’ya Anadolu’dan da dünyaya yayılan insan merkezli, Müslüman kafir olmasına bakmaksızın herkese hoşgörü ve müsamaha ile bakabilmeyi öğütleyen tasavvufi anlayışın yeryüzüne dağıldığı bir merkezdir.

Ahmet Yesevi Hazretlerinin dergahında yetişen Horasan Erenleri, hocalarının işaretleri ile ilk olarak Anadolu’da Ahlat’a ayak basmışlar, Ahlat’ta kurdukları Yesevi dergahlarıyla belde insanını İslam’la İslam’ın hoşgörüsü ile tanıştırmışlar ve büyük bir teveccüh görmüşlerdir. Ahlat’ta bir müddet kaldıktan sonra artık yeni beldelere, yeni yerlere İslam’ı İlay-ı Kelimetullah’ı Güneşin Battığı yere götürebilmek için aralarında toplanan Horasan Erenleri, yeni bir istikamet göstermişlerdir.

Buna göre; bir grubu Hazar kıyılarına, bir grubu Karadeniz, bir grubu da Akdeniz oradan Balkanları istikamet göstererek oralara İslam’ın güzelliğini, İslam’ın sevgi ve hoşgörüsünü, insanı merkeze alan, insana değer veren anlayışını o beldelere ulaştırma görevi verilmiştir. Kırcaali hocası ve babası Gıyasettin Hüsrev hocanın önce Akdeniz’e oradan da Balkanlara yolculuğa çıkmasını istikamet olarak göstermesi üzerine yola çıkmış, Anadolu’yu yayan geçerek ve geçtiği her bir beldede camilerde halkla buluşarak davasını anlatmış ve onun üzerine kendisiyle yolculuğa çıkmak isteyen erenler onunla birlikte yolculuğa devam etmişlerdir. Nihayet önce Alanya, daha sonra Gelibolu, Gelibolu’dan zorlu ve salla karşıya geçtikten sonra Edirne’ye Edirne’de de Bizans’la yapılan Çimbe Savaşı sonrasındaki galibiyet sonunda Balkanlara ulaşmış ve bugün Kırcaali denilen yerde 1434’ün sonbaharında vefat etmiştir.

Kırcaali kasabasının ismi Gazi Kırcaali’den gelmektedir. Dolayısıyla böyle bir kahramanın torunlarına, bu kahramanı tanıtmak bir görev olarak görülmüş ve bu belgesel çekilmiştir.

Bu belgeselin çekilmesinde özellikle o dönem İççişleri Bakanımız Süleyman SOYLU’nun büyük destekleri olmuştur. Aynı zamanda İstanbul Valiliğimiz Sivil Toplumla İlişkiler Müdürümüz ve oradaki yetkili arkadaşlarımızın destek ve himayeleri ile bu proje hayata geçirilmiştir. Dolayısıyla böyle bir projenin hayata geçirilmesinde bizatihi ilgilenerek gerekli ödeneği çıkarılmasında ve böyle bir eserin ortaya çıkmasında  büyük  emeği olan Sayın Bakanımız Süleyman SOYLU’ya buradan bir şükran borçlu olduğumuzu ifade etmek isterim.

Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi ve BULTÜRK olarak temel bakış açımız; hakkı ve hakka hizmet edenlerin yaptıklarını takdir etmek ve bunu halkımızda paylaşmaktır. Esasen bu belgesel, bize yeni istikametler göstermiştir. Belgeseli çektikten sonra aynı zamanda bir kitap derlemesi de yaptık. Onu da misafirlerimizde paylaştık Ayrıca önümüzdeki günlerde Kırcaali Efsanesi Belgeselinin filmini de yapmış olacağız inşallah. Daha güzel bir eserle, daha da kalıcı hale getirmiş olacağız.

Böyle bir eserin galasında bizleri yalnız bırakmadığınız için siz kıymetli misafirlerimize, STK’larımızın çok kıymetli temsilcilerine, bu belgeselde bizatihi görev alan, rol alan yönetmen Mustafa Şahin’den başrol oyuncumuz Hakan Tepe ve kostümcüsü makyajörü, rol alan bütün ekibe aynı zamanda Ahlat’ta bizleri yalnız bırakmayan ve bu belgeselde gönüllü rol alan katkı sunan Ahlat halkına, gençlerimize teşekkür ediyoruz. Ahlat Kaymakamımıza, Ahlat Belediye Başkanımız özellikle Av. Mümtaz ÇOBAN’a ayrıca teşekkür ediyoruz. Kendisi ekibimizi son derece güzel ağırlamış ve bu belgeselin ortaya çıkmasında ciddi katkısı olmuştur.”

Saygılarımızla,

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

thirteen − 8 =