Azerbaycan Haydar Aliyev Kütür Evi Derneğinde konferansta konuşma;
Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği ile İç İşleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün ortak yürüttüğü Divan-i Lügât’it Türk Kültürü Eğitimleri devam ediyor
+++
İç İşleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği’nin imzaladığı protokol kapsamında devam eden Divan-i Lügât’it Türk Kültürü Projesi kapsamında gerçekleştirilen Türk Kültürü Eğitimleri’nin bir yenisi daha gerçekleştirildi.
SEKAPark Kültür Alanı’nda bulunan Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği’nin kütüphanesinde gerçekleştirilen eğitimin bu seferki konusu ‘Balkan Türkleri ve Türk Dünyası’ idi.
BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk’ün verdiği eğitimde, Rumeli – Balkan Türkleri’nin tarihi, günümüzde yaşadıkları sorunlar, çözüm yolları ve diğer Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri ele alındı.
+++
Konuşma Metni;
Saygıdeğer Misafirler, Kıymetli Katılımcılar
Bugün burada sadece geçmişimizi anmak için değil, aynı zamanda Türk Dünyası’nın iki büyük coğrafyası olan Balkanlar ve Türkistan’ı birleştirmek adına fikirlerimizi paylaşmak için bir araya geldik. Balkanlar ve Türkistan, Türk milletinin güçlü iki koludur; birbirinden ayrı düşünülemez. Bu iki coğrafyanın birleşimi, yalnızca tarihsel bir zorunluluk değil, aynı zamanda Türk Dünyası’nın geleceğini şekillendirecek büyük bir adımdır. Bizler, bu köprüyü inşa edecek olan nesiliz.
Tarihimizin Işığında Ortak Geleceğimiz
Balkanlar ve Türkistan arasında kurulacak bu köprü, yalnızca bir hayal değil; tarihimizin bize sunduğu bir gerçektir. BULTÜRK Derneği olarak bu tarihi gerçeği yaşatmak için “Kırcaali Efsanesi” adlı bir film hazırladık. Filmimiz, Türk Dünyası’nın ortak tarihine ışık tutarak Buhara’dan Ahlat’a, Ahlat’tan Anadolu’ya ve oradan Çanakkale’ye uzanan büyük bir yolculuğun ruhunu anlatıyor. Türk milletinin tarih boyunca nasıl bir bütün olduğunu, birbirine bağlı kaldığını ve büyük zaferler kazandığını gözler önüne seriyor.
Balkanlar ve Rumeli’nin Stratejik Önemi
Balkanlar, Türk milletinin Avrupa’ya açılan kapısıdır. Osmanlı İmparatorluğu, Rumeli’ye geçtiği gün dünya devleti olma özelliğini kazanmıştır. Çanakkale ise bu yolculuğun en önemli dönüm noktalarından biridir. Balkanlar olmadan Anadolu, Anadolu olmadan Türkistan düşünülemez; çünkü bu üç coğrafya bir milletin ruhunu oluşturan ayrılmaz parçalardır.
Kırcaali’nin kahramanlık hikayesi, bu ruhun ne denli güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Osmanlı’nın Balkanlar’da 70 bin kişilik bir orduya karşı sadece 800 atlı ile kazandığı zafer, Türk milletinin inançla neler başarabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Rumeli’ye geçiş, sadece bir coğrafi hareket değil, Türk milletinin öz güveninin bir ifadesidir.
Türkistan’dan Balkanlar’a Uzanan Kardeşlik
Türk Dünyası’nın birlik ve dayanışma ruhunu Balkanlar’da her zaman hissettik. Bulgaristan ve Azerbaycan Türkleri, tarihsel ve kültürel bağlarıyla birbirine bağlı iki topluluk olarak, gelecekte de kimliklerini koruma ve geliştirme çabalarını sürdürecektir. Ekonomik, kültürel ve siyasi iş birlikleri, her iki topluluğun da daha güçlü hale gelmesini sağlayacaktır.
Bu süreçte Türkiye’nin iki toplulukla olan tarihsel ve kültürel bağları, iş birliği imkanlarını daha da güçlendirecektir. Özellikle eğitim, kültür ve akademik alanlarda ortak projeler geliştirilmesi, bu konularda doktora tezleri yapıla bilinir bu konular daha detaylı araştırıla bilinir ve gençleri birleştiren projeler olur. Bulgaristan ve Azerbaycan Türklerinin geleceğini daha parlak bir noktaya taşıyabilir.
Aynı şekilde, Bulgaristan’ın eğitim alanındaki gelişiminde Azerbaycanlı bilim insanlarının ve aydınların katkısı da büyüktür. 1950’li yıllarda Sofya Üniversitesi’nde Türk Filolojisi gibi bölümlerin açılmasına Azerbaycanlı bilim insanları öncülük etmiştir. Prof. M. Şiraliyev ve Doç. M. Mirzazade gibi isimler, Bulgaristan Türklerinin kültürel ve bilimsel kalkınmasına önemli katkılar sağlamışlardır.
Azerbaycan’ın 1950 yılı sonrası Bulgaristan Türkleri için yaptığı reformlar, bu dayanışmanın en somut örneklerinden biridir. Bulgaristan’da Türk kimliği yok edilmeye çalışılırken Azerbaycan’dan gelen destek, bizleri yeniden ayağa kaldırmıştır. Okullarımız, tiyatrolarımız ve kültürümüz bu dayanışma sayesinde hayat bulmuştur.
1984 yılında Bulgaristan Türklerinin isimlerinin değiştirilmesi ve mezar taşlarının kırılması gibi zulümlere karşı, Azerbaycan’ın lideri merhum Haydar Aliyev’in dik duruşu, Türk Dünyası’nın birliğini simgelemektedir. Aliyev’in bu cesareti, ortak kaderimizin sembolüdür. Onu rahmetle anarken, bu dayanışmayı yarınlara taşımamız gerektiğini unutmamalıyız.
Kırcaali Efsanesi: Geçmişten Geleceğe Bir Işık
“Kırcaali Efsanesi” filmimiz, Türk Dünyası’nın birlik ruhunu geniş bir çerçevede ele alıyor. Buhara’dan Anadolu’ya, oradan Rumeli’ye uzanan yolculuk, milletimizin tarihsel bütünlüğünü simgeliyor. Filmimizde, her köyden bir kişinin bu yolculuğa katılması, Türk milletinin kardeşlik zincirini ve ortak bir gelecek için birlikte hareket etme arzusunu ifade ediyor. Bu film, sadece bir hikaye değil; halklarımızı bir araya getirme çağrısıdır.
Geleceğin Teminatı Gençlere Çağrı
Sevgili gençler, Türk Dünyası’nın geleceği sizlerin ellerindedir. Geçmişimizi bilmeden, bugünümüzü anlayamaz ve yarını inşa edemeyiz. Türk Dünyası’nın tarihini araştırmak, bu tarihten dersler çıkarmak ve halklarımızı birleştirecek projeler geliştirmek sizin sorumluluğunuzdadır.
Türk Dünyası’nın tarihi ve kültürü üzerine daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor. Doktora tezlerinizde, projelerinizde ve araştırmalarınızda bu birleştirici konulara odaklanın. Buhara’dan Kırcaali’ye, Ahlat’tan Çanakkale’ye kadar uzanan tarihsel bağları işleyin. Halklarımızı birleştiren hikayeleri yazın ve kültürümüzü yarınlara taşıyın.
Sonuç: Geleceğe Giden Yolda Köprüler İnşa Edelim
Bugün, Türk Dünyası’nın iki büyük coğrafyasını birleştirmek için önümüzde büyük bir fırsat var. Balkanlar ve Türkistan, Türk milletinin birbirini tamamlayan iki büyük parçasıdır. Bu parçaları birleştirecek köprüleri kurmak bizlerin görevidir. Tarihimiz, kültürümüz ve ortak değerlerimiz, bu köprüyü inşa etmemiz için bize rehberlik ediyor. İlahi adaletin dünyada tecelli etme zamanı gelmiştir ve bunu en iyi gerçekleştirecek olan Türk milletidir. Bu sorumluluğa hazır olmalıyız.
Gelin, hep birlikte bu büyük köprüyü inşa edelim. Halklarımızı, kültürümüzü ve geleceğimizi birleştirerek, Türk Dünyası’nın yarınlarını birlikte şekillendirelim.
Saygılarımla,
Rafet ULUTÜRK