Rafet Ulutürk
Bugün, Kocaeli’de düzenlenen 14. Kitap Fuarı’na doğru yola çıktım. Gökalp Şentürk kardeşim, beni alması için Kadir Yılmaz arkadaşımı göndermişti. Sağ olsun, Kadir Bey kitaplarımı el arabasına doldurup kendi aracına kadar götürdü. Yolculuğumuzun ilk durağı, Azerbaycan Derneği oldu.
Kocaeli’ye gelip büyüğümüzün elini öpmeden geçmek ayıp olurdu. Azerbaycan Derneği Başkanı Bilal Dündar, sıcak karşılamasıyla kendimizi evimizde hissettirdi. Dernekteki soykırım müzesini bizzat gezdirdikten sonra, Bilal Bey’in bu davaya adanmış hayatının izlerini her köşede görmek mümkündü. Dernek, onun emeği ve inancıyla hayat bulmuş, her bir köşesi verilen mücadelenin somut bir yansıması olmuştu.
Bilal Bey’in anlatımı, bizi tarih içinde bir yolculuğa çıkardı. Müze, tarihin acı dolu sayfalarına dokunan bir yerdi. Bu ziyaret sırasında Azerbaycan halkının değerlerine sahip çıkma konusundaki duruşlarına da hayran kaldım. Ancak yine de daha fazla özen göstermeleri gerektiğini düşündüm.
Ardından, Gökalp Başkanım geldi ve beni otelime götürdü. Daha sonra Gökalp Şentürk Başkanım ile birlikte Soner Kılıç’la TV 262’deki Mercek programına katıldık. Bulgaristan ve Türk Dünyası üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. TV 262 yöneticilerine ve Soner Bey’e teşekkür ederiz.
Otele bagajımızı bıraktıktan sonra, Kocaeli Kitap Fuarı’nın yapılacağı alana doğru yola koyulduk. Orada TOYŞAD Derneği’nin standı hazırlanıyordu. Gençler, fuar alanında hummalı bir çalışmayla stantlarını düzenliyorlardı.
Aynı zamanda Kocaeli’deki BULTÜRK temsilcimiz ve yönetim kurulu üyemiz Alptekin Cevheri, Melekler Yayıncılık’ın B-73 numaralı standını kurmuştu. Yanında eşi ve küçük kızları da vardı; hep birlikte stant başında ziyaretçilerini karşılamaya başlamışlardı. Onların bu heyecanına ortak olduk ve birlikte bir kahve molası vererek yorgunluğumuzu attık.
Alptekin kardeşimin kurduğu Melekler Yayıncılık, adeta bir aile şirketi haline gelmişti. Kendisiyle gurur duydum; çünkü Kocaeli’nin birçok yazarı kitaplarını bu yayınevinde yayımlıyor.
Bu başarıyı kutlamak amacıyla, Alptekin, Gökalp ve Gagauz asıllı Sevilay Hanım ile birlikte akşam yemeğini denizin içinde yer alan bir restoranda yedik. Güzel sohbetlerle dolu bir akşamın ardından otelime geri döndüm ve dinlenmeye çekildim.
Sabahın ilk saatlerinde Gökalp Başkan beni otelimden aldı ve tekrar kitap fuarına gittik. Standlar hazırdı; ziyaretçiler de yavaş yavaş fuar alanına akın etmeye başlamıştı. Melekler Yayıncılık’ın standında büyük bir kalabalık vardı; Alptekin kardeşim, sabahın erken saatlerinden itibaren imza günü için sıraya giren okuyucularını karşılıyordu.
Bu yayınevi, sadece kendi eserlerini değil, aynı zamanda ailesinin de yazarlık yolculuğunu temsil ediyordu. Eşi, Bulgaristan’ın Razgrad şehrinde doğmuş, çocuklar için kitaplar yazmış ve Türk Dünyası’nın büyüklerini anlatan eserler kaleme almıştı. Küçük kızları da yazarlığa adım atmış, ailece bu yolda ilerliyorlardı. Bu aile ortamı, yayınevinin başarısının en büyük sırrıydı; samimiyet, emek ve sevgiyle örülmüştü.
İmza gününde gelen tüm dostlara teşekkür ederiz. Gelen giden herkesle tanıştık ve bol bol sohbet ettik.
Fuar alanında akşam saatlerine doğru Kırcaali belgeselinin gösterileceği konferans salonuna gittik. Alptekin kardeşim bizi oraya götürdü, teknik kontrolleri yaparak her şeyin hazır olduğundan emin olduk.
Saat tam 18:00’de konferansımıza başladık. Bulgaristan’daki son durumu anlattıktan sonra Kırcaali belgeselini izledik. İzleyicilerin yoğun ilgisi ve sorularıyla dolu bir konferans oldu. Kırcaali belgeselinin Kocaeli’de ilk kez gösterilmesi, bizler için büyük bir gurur kaynağıydı. Film, izleyicilerden büyük beğeni topladı ve Nevzat Öztürk’ün Kırcaali’nin “babası” olarak oynadığı duygusal anlar salondaki herkesi derinden etkiledi.
Günün sonunda Melekler Yayıncılık standında son sohbetlerimizi yaptık ve kahvelerimizi içtikten sonra yavaş yavaş İstanbul’a geri dönme zamanı geldi.
Bu keyifli fuar macerasında yanımda olan tüm dostlarıma, özellikle Gökalp Başkanım’a ve Alptekin kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Kitaplar, insanları bir araya getirir ve bu dünyayı güzelleştirir. Kitaplar, dostluklar ve bu güzel yolculuk, hayatımda her zaman unutulmaz bir iz bırakacak.