Türk Dünyası Yazarlar Buluşması: Kültürel Miras ve Birlik Adına Yeni Bir Başlangıç

Recep Sadık Beyin İzlenimlerinden

Ankara’da 20-22 Eylül tarihlerinde gerçekleşen “Türk Dünyası Yazarlar Buluşması”, Türk dünyası için tarihi bir adım olarak değerlendirilebilir. Farklı ülkelerden gelen yazarların bir araya gelmesi, sadece kültürel bir buluşma değil, aynı zamanda “Türk dünyasının gelecekteki rolüne dair” önemli mesajların verildiği bir platform oldu.

Bu etkinliğe katılan yazarlar arasında olmanın mutluluğu ve gururunu yaşadım. Yasemin Meydan ve ekibi, her katılımcıya samimiyetle yaklaştı ve bu organizasyonun başarıya ulaşması için olağanüstü bir çaba gösterdi. Yasemin Hanım’ın liderliğinde gerçekleşen bu buluşma, yazarlar arasında sadece bir “dayanışma” değil, aynı zamanda geleceğin kültürel stratejilerinin de belirlendiği bir oturum haline geldi. Her yazar, kendi kültürel mirasını paylaşırken aynı zamanda ortak bir hedef etrafında buluşmanın heyecanını hissetti. Kardeşim Rafet Ulutürk gibi yazarlar, bu buluşmada büyük bir coşkuyla karşılandı ve kültürel mirasın geleceğe taşınması adına önemli katkılar sundular. Bir çok yazarla tanışma fırsatım oldu.

Kültürel Gücün Yeniden İnşası

Bu buluşmanın en dikkat çeken yanlarından biri, “Türk dünyasının kültürel gücünün yeniden inşası” adına atılan adımları tartışmamıza olanak sağlamasıydı. Bugüne kadar, Türk kültürünün farklı coğrafyalarda zayıfladığı ya da unutulmaya yüz tuttuğu noktalar oldu. Ancak bu buluşma, hepimizin ortak bir hedef etrafında birleşerek kültürel mirasımızı nasıl koruyabileceğimizi ve gelecek nesillere nasıl aktarabileceğimizi tartışmamızı sağladı. Bu bağlamda, yazarlar olarak hepinizin sorumluluğunuzun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha idrak etik.

Bu organizasyona Yakutya’dan, Kafkaslardan, Balkanlardan, Orta Asya’dan gelen yazarlar, ortak bir dille konuştu: Geçmişimizi yaşatmak, geleceği inşa etmek. Bu düşünce, buluşmanın her anına damgasını vurdu. “Yazarlar”, sadece eserlerini paylaşmakla kalmadı, aynı zamanda Türk dünyasının “kültürel yeniden doğuşunu” tartıştı.

Rafet ULUTÜRK ün kitabında da yazdığı gibi ; Bizler, sadece yazdığımız kitaplarla değil, ortaya koyduğumuz fikirlerle de geleceği şekillendiren kişiler olduğumuzu bir kez daha anladık.

Yasemin Hanım’ın Emeği ve Ankara’nın Misafirperverliğini tüm Türk Dünyasına yapmış olduğu hizmetleri ve bu organizasyonun başarısında kendisine ve ekibinin emeği gerçekten takdire şayandı.

Her ayrıntı düşünülmüş, her katılımcının mutlu ayrılması için olağanüstü bir çaba sarf edilmişti. Özellikle Ankara halkının gösterdiği ilgi, bu etkinliğe anlam kattı. Yasemin Hanım, sadece bir etkinlik düzenleyicisi değil, aynı zamanda “geleceği şekillendiren bir vizyoner” olarak karşımıza çıktı. Onun liderliğinde bu buluşma, sadece yazarlar için değil, tüm Türk dünyası için “önemli bir kilometre taşı” haline geldi.

Gelecek Nesillere Kültürel Miras Bırakmak

Bu buluşmanın en önemli mesajlarından biri, “gelecek nesillere bırakılacak kültürel mirasın önemi” oldu. Yazarlar olarak sadece bugünü değil, yarını da düşünmek zorundayız. Bu buluşma, eserlerimizin ne kadar değerli olduğunu, ancak onları geleceğe taşımanın sorumluluğunun daha da büyük olduğunu bize bir kez daha hatırlattı. Gelecek yıl bu buluşmanın daha da büyümesi, daha fazla katılımcıyla daha büyük bir kültürel birliktelik oluşturulması gerektiğine inanıyorum.

Sonuç olarak, “Türk Dünyası Yazarlar Buluşması”, kültürel mirasımızın korunması ve geleceğe taşınması adına atılan en önemli adımlardan biri olarak tarihe geçti. Bu buluşmanın bir gelenek haline gelmesi, Türk dünyasının sadece kültürel anlamda değil, “birlik ve beraberlik” anlamında da ne kadar güçlü olabileceğini gösterdi.

Bu tür organizasyonların diğer Türk devletlerinde ve bölgelerinde de yapılması, bu çalışmaların Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında yürütülmesi gereklidir. Bu sayede, Türk dünyası arasındaki iş birliği güçlenir ve ortak hedefler doğrultusunda daha etkili sonuçlar elde edilebilir. Bu organizasyonun, tüm Türk lehçeleri, ağızları ve mahalli kullanımlarıyla temelde ve esasen Türkçe olması, ayrıca Türk Devletleri Teşkilatı öncülüğünde gerçekleştirilmesi elzemdir. Bu, dil birliği ve kültürel bağları güçlendirerek Türk dünyasının daha sıkı bir iş birliği içinde hareket etmesine katkı sağlayacaktır.
Tekrar emeği geçen herkese teşekkür eder, gelecek yılın daha geniş katılımlı kapsamlı ve coşkulu geçmesini diliyorum.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 + ten =