Yıldız Sarayı: Türk Milletinin Kalbinde Bir Miras

Yıldız Sarayı: Türk Milletinin Kalbinde Bir Miras. Yıldız bizim kabristanımız ve bizim için bir merkezdir. Burası Türk Milletinin feyz aldığı yerdir.
Yıldız Sarayı:
Geçmişin İhtişamına Hayran Kaldım. Bugün Yıldız Sarayı’nı dolaştım ve gerçekten hayran kaldım. Bu muhteşem yapı, Osmanlı’nın zarafetini ve tarihimizin derinliklerini gözler önüne seriyor. Atalarımızın bu kadar etkileyici eserler bırakmış olması, gurur ve minnet duymamıza neden oluyor. Sarayın her köşesinde, Osmanlı’nın zengin kültürel mirasını ve mimari dehasını hissetmek mümkün. Yıldız Sarayı’nı gezmek, geçmişle bugün arasında bir yolculuk yapmaktır ve bu deneyim, bizlere tarihimizi daha iyi anlama fırsatı sunmakta ve geleceğe yön göstermektedir.

Yıldız Sarayı: Tarih ve Mirasın Yeniden Doğuşu. Abdülhamit’in Osmanlı’yı yaklaşık 30 sene yönettiği Yıldız Sarayı, 6 yıllık titiz bir restorasyon çalışmasının ardından, 20 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Saygıdeğer Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yeniden ziyaretçilerine kapılarını açtı. Bu açılış, yalnızca bir yapının yeniden kullanımına sunulması değil, aynı zamanda Osmanlı’nın zengin mirasının ve Türk tarihinin yeniden hatırlanması ve yaşatılması anlamını taşıyor.

Yıldız Sarayı, Türk Osmanlı saray mimarisinin son örneği olarak Beşiktaş semtinin Yıldız Tepesi’nde yer alır. Kanuni Sultan Süleyman döneminden (1520-1566) itibaren padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılan bu arazi, Sultan I. Ahmed’in buraya ilk kasrı yaptırmasıyla saray kompleksinin temelleri atılmış oldu.

III. Selim ise XVIII. yüzyılın sonunda annesi Mihrişah Sultan için buraya ikinci bir kasır yaptırdı ve buna “Yıldız Kasrı” adını verdi. Zaman içinde farklı padişahlar tarafından çeşitli köşkler eklenerek genişleyen bu alan, Nisan 1877’de II. Abdülhamid’in Dolmabahçe Sarayı’ndan taşınmasıyla “Yıldız Saray-ı Hümâyunu” adını aldı.

Basında “1.000 odalı Saray” olarak anılan Yıldız Sarayı’nın oda sayısının aslında 1150 olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sarayın ihtişamının ve tarihi öneminin altını çizerek, “İtibardan tasarruf olmaz,” ifadesini kullandı. Bu açıklama, Yıldız Sarayı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki önemini ve bugün de Türk milletinin tarihine duyduğu saygıyı göstermektedir.

Milli Saraylar Başkanlığı tarafından 6 yıl süren restorasyon çalışmaları sonucunda yeniden açılan Yıldız Sarayı, 1 Eylül tarihine kadar pazartesi günleri hariç her gün ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek. Bu fırsat, tarih ve kültür meraklıları için sarayın zengin geçmişini ve Osmanlı’nın ihtişamını keşfetme şansı sunuyor.

II. Abdülhamid’in hayatı ve mirası, sarayın kendisi kadar etkileyici. 10 Şubat 1918’de, 75 yaşındayken kalp yetmezliği nedeniyle Beylerbeyi Sarayı’nda hayata gözlerini yuman Abdülhamid, Divanyolu’nda büyükbabası Sultan II. Mahmud için yaptırılmış türbede yatmaktadır. Onun yönetiminde Yıldız Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi ve idari merkezi olmuş, bugün ise Türk tarihinin önemli bir simgesi olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

Yıldız Sarayı’nın restorasyonu ve yeniden açılışı, geçmişle bugün arasında bir köprü kurarak, gelecek nesillere Osmanlı mirasını aktarmak adına atılmış önemli bir adımdır. Bu tür çalışmalar, sadece yapıları korumakla kalmaz, aynı zamanda milletin tarih bilincini canlı tutar ve kültürel mirasına sahip çıkma iradesini gösterir. Bu bağlamda, Yıldız Sarayı’nın yeniden açılması, tarih ve mirasın yeniden doğuşunu simgelemektedir.

YILDIZ SARAYINDA BULUNAN KÜTÜPHANE

Yıldız Sarayı, Türk milletinin kalbidir.

Atalarımızın neler başardığını görmek ve bu mirası yakından tanımak büyük bir onurdur. Bugün sarayı gezdim ve gerçekten bizler, bugünkü Türkler, atalarımıza layık evlatlar değiliz maalesef. Bu ziyaret, bize tarihimize olan bağlılığımızı hatırlatmakta ve kültürel mirasımıza sahip çıkma sorumluluğumuzu yeniden hatırlatmaktadır. Atalarımızın mirasına layık olabilmek için daha çok çalışmalı, onların bıraktığı değerleri yaşatmalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız. Yıldız Sarayı’nın kapılarını yeniden açması, bu yöndeki kararlılığımızın bir ifadesidir.

Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twelve + fourteen =