Rafet ULUTÜRK
Sınıflarda dünya haritasına bakarsınız. Öğretmen, “Afrika” der geçer. Üç beş ülke adı, biraz yoksulluk anlatısı, birkaç hayvan türü ve “gelişmemiş ülkeler” ibaresi. Bu kadar.
Ama neden Afrika’nın gerçek yüzü, potansiyeli ve zenginliği okul sıralarında bize öğretilmez?
Çünkü öğrendiğinizde düzen bozulur.
Kıtaların Kıskandığı Kıta
Afrika, 30 milyon km²’den fazla yüzölçümüyle Çin’in, ABD’nin ve Avrupa’nın toplamından büyüktür.
Dünya tarım arazilerinin %60’ı, altının %40’ı, koltanın %80’i, kobaltın %60’ı bu kıtadadır.
Sahip olduğu zenginlik, Batı’nın sanayisini, teknolojisini, hatta ordusunu ayakta tutmaktadır.
Ama yine de, dünyadaki en yoksul insanların yaşadığı yer burası. İşte size çelişki gibi görünen ama aslında sistemin tam kendisi olan gerçek.
Bilgi Kimin Elinde?
Afrika’nın bu denli zengin olduğunu neden hiç duymadınız?
Çünkü bilgi; çıkarı olanın elinde. Öğretim sistemleri, medya, uluslararası kurumlar – hepsi bu büyük kıtanın gerçek potansiyelini saklamak için görünmeyen bir ortaklık içindeler.
“Az gelişmiş” denilen Afrika; aslında az sömürülse dünyanın en gelişmiş kıtası olabilir.
Sömürünün Adı: Modernlik
Afrika hâlâ madenlerini kendisi çıkaramıyor. Petrolünü kendi rafinerisinde işleyemiyor. Çocukları kendi toprağında çalıştırılıyor ama kazanç yabancı kasalara akıyor.
Ve bunu sürdürebilmek için dünya; Afrika’yı ‘yardım edilen mağdur’ kıtası olarak göstermeye devam ediyor.
Sahi, hiç düşündünüz mü?
Neden Afrika sürekli yardıma muhtaçmış gibi gösterilir ama asıl kaynak ondan çekilip alınır?
Geleceğin Sahibi Nerede?
2050 yılında Afrika nüfusu 2,5 milyar olacak. Ve bu nüfusun %60’ı 25 yaşın altında.
Yani genç, üretken, enerjik.
Ama şu an ne yapıyorlar?
Çoğu; açlıkla, işsizlikle, iç savaşlarla boğuşuyor.
Çünkü kıtanın geleceği Batı laboratuvarlarında değil, Afrika’nın kendi ellerinde yeşerirse, dünya sisteminin terazisi yerinden oynar.
Sadece Sömürülmüyor, Susuruluyor!
Afrika, sadece kaynaklarıyla değil, kültürüyle, sanatlarıyla, bilgeliğiyle de sessizleştirilmiş bir kıtadır.
Dansı var, müziği var, bitki bilimi var… Ama bu birikim küresel vitrine çıkamıyor.
Çünkü Afrika konuşursa, dünya susmak zorunda kalacak.
Okullarda Ne Öğretilmeli?
Afrika’nın büyüklüğü değil, büyüklüğünün neden küçültüldüğü anlatılmalı.
Zenginliği değil, zenginliğinin nasıl elinden alındığı öğretilmeli.
Geri kalmışlığı değil, geri bırakılmışlığı gösterilmeli.
Ama bunu okulda öğrenemezsiniz.
Çünkü öğrendiğinizde, artık sadece izleyici olmazsınız.
Sorgulayan bir insan,
artık köle değildir.