Ramiya Mammadova
“BM’ye göre Soykırımı Tanımı:
“Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir gurubun bütününün, ya da bir bölümünün yok edilmesi niyeti ile girişilen şu hareketlerden herhangi biridir Soykırımı:
- Grubun üyelerinin öldürülmesi;
- Grubun üyelerine ciddi bedensel, ya da zihinsel hasar verilmesi;
- Grubun yaşam koşullarının, gurubun bütününe ya da bir kısmına getireceği yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması;
- Grubun içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması;
- Çocukların zorla bir guruptan alınıp bir diğerine verilmesi” – Bunlar Hocalıda yaşandı mı? Yaşandı! Peki, neden soykırımı değil de, “katliam” diyorlar? Evet, Hocalıda yapılanlar, bir soykırımıdır!
200 yıl boyunca Azerbaycan halkı, Ermeni milliyetçi-şoven islerin etnik temizleme ve soykırım politikasına maruz kaldı. Yüz binlerle Azerbaycanlı tarihi topraklarından kovuldu, mültecilere, yerlerinden edilmiş kişilere döndü ve on binlerle kişi Ermeniler tarafından katledildi. Azerbaycanlıların tarihi ve etnik topraklarından çıkarılması Sovyet döneminde de devam etmiş, 1948-1953 yıllarında Ermenistan’dan 150.000 Azerbaycanlı, Azerbaycan’ın Kur-Araz ovasına sürülmüştür.
1988’de 250.000 Azerbaycanlı, Ermenistan’ı mono-etnik bir devlet yapan topraklarından atıldı.
1988’de Dağlık Karabağ çevresinde başlayan olaylar, köylerin, şehirlerin, on binlerce masum insanın ve yüz binlerce Azerbaycanlının, Ermeni ideologlarının yakın ve uzaktaki Ermeni valelerinin yardımı ile “Büyük Ermenistan” fikrini gerçekleştirmeye çalışmasına neden oldu. Bütün uluslararası hukuk normlarına aykırı olarak Ermeni hükümeti, Dağlık Karabağ’ı birleştirmek, katliam ve şiddete hazır olduğunu göstermek istiyor. 20. yüzyılın trajedisi Hocalı soykırımı, bu saldırgan ve cezai Ermeni politikasının bir sonucudur. Yirminci yüzyılın sonunda gerçekleşen bu trajedi, yalnızca Azerbaycan halkı için değil, aynı zamanda insanlık için en ciddi suçlardan biri olan tüm insanlık için de kabul edilmektedir. Hocalı soykırımı, Katın, Hiroşima, Nagazaki ve Soneyi gibi yüzyılın korkunç trajedilerine dayanmakta. Hocalı şehri, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde stratejik öneme sahip bir bölge olarak Ermenilerin saldırısını engellemiştir. Çünkü Hocalı, Hankendi’nin 12 km doğusunda, Ağdam-Şuşa ve Askeran-Hankenti yolları arasında yer alıyordu. Şehrin öneminin nedenlerinden biri de Dağlık Karabağ’da bulunan tek havaalanı konumuydu. Bu nedenle, Ermeni silahlı kuvvetlerinin asıl amacı Hocalıdan geçen Askeran-Hankendi yolunu kontrol etmek ve Hocalıdaki havaalanını ele geçirmekti.
Aynı zamanda, özel bir planla işlenen Hocalı soykırımı sırasında Ermeniler, bu eski Azerbaycan yerleşimini ortadan kaldırmak için vahşice sine, insanlık dışı, soykırımı yaptılar. Çünkü Hocalı, Azerbaycan’ın antik dönemlerinden biri olarak, tarihi ve kültürel anıtlara sahip bir kentti, 11 bin 600 kişilik nüfusa sahipti.
Soykırımından 4 ay önce, yani 1991 Ekim ayı sonlarında tüm yollar kente kapatıldı ve Hocalı kuşatıldı. Aynı zamanda, 2 Ocak’ta Hocalıda elektrikler kesildi. Böylece Hocalı, Azerbaycan’ın diğer bölgeleriyle olan bağlarını koparmış oldu. Hocalıya sadece helikopterlerle ulaşım sağlamak mümkündü. Ancak birkaç ay sonra Hocalı ile helikopter bağlantısı da kesildi. Yani, 28 Ocak 1992’de Ağdamdan Şuşaya uçan, sivil halka yardım götüren Mi-8 helikopteri şehre ulaşamadı ve Halhalı köyünde Ermeniler tarafından vuruldu. Mürettebatın üç üyesi ve 41 yolcu öldü. Bundan sonra Ermeni ordusu, Dağlık Karabağ’da yaşayan son Azerbaycanlı yerleşim yerlerinden birini işgal etti. 1991’in sonunda, Tugba, İmarat-Garvand, Sarkavand, Meşali, Jamil, Umudlu, Karkijahan ve diğer stratejik öneme sahip köyler de dahil olmak üzere Karabağ’ın dağlık bölgesinde 30’dan fazla yerleşim yeri Ermeniler tarafından yakıldı, yıkıldı ve yağmalandı.
Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır. Ermeni güçlerinin 1991’in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahipti. 2 bin 605 ailenin, 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasaba olan Hocalı’da Aralık 1991’de Karabağ’ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermeniler daha sonra Hocalı’yı hedef aldı.
“Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bir önceki Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan’ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı’nı Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir. Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat’ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.
Azerbaycan’ın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Hocalı bir gece de yıkılıp yakıldı. Bu trajedi, tüm insanlığa karşı bir suçtur. Zaten Ermeni silahlı kuvvetlerinin ve paralı askerlerinin, şehri ve çevresini terk etmek istemeyen Hocalıların hiçbirini sağ bırakmadıkları bir gerçektir.
O dönemde Ermenistanla yapılan sözleşmeye göre siviller şehri 100-300 metre genişliğinde bir koridorla terk etmeye çalışırken Ermeniler sözleşmeyi bozmuş, halkı makineli tüfekler ile öldürmüş, cesetlerine bile, tecavüz etmişler.
Ermenilerce işlenen Hocalı soykırımı uluslararası hukuku ihlal etmekti ve Cenevre sözleşmelerinin 2, 3, 5, 9 ve 17. maddelerini ve (10 Aralık 1948 tarihinde BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen) İnsan Hakları Bildirgesi’ni ihlal hiçe saymaktı.
Hocalı’da akıllara durgunluk veren zulüm ve vahşilikle işlenen kanlı soykırım eylemi, 20. yüzyılın sonlarında, Azerbaycan ve Azerbaycan tarihinin bir yarası olan en korkunç trajedilerden biridir. Bugün Azerbaycan devleti, soykırımın uluslararası arenada bilinmesi, düzgün ve tarafsız bir şekilde değerlendirilmesi ve soykırımı ulusal mahkemelere taşımak için çaba göstermektedir. Biz Türk milleti olarak halkımıza yapılan Hocalı soykırımının dünya ülkeleri tarafından tanınması için, birleşmeliyiz ve elimizden geleni esirgememeliyiz. Ben Türkiye’deki tüm sivil toplum örgütlerine, yüce Türk halkına sesleniyorum- lütfen, Hocalı soykırımına kayıtsız kalmayın. Ermenilerin, Van’da, Karsta, Iğdır’da halkımıza yaptığı soykırımları unuttuğumuz gibi, Hocalı soykırımını da unutmayalım. Değinmek istediğim konu ise Hocalı soykırımına, “katliam, facia” demek doğru değildir. Bu bir soykırımıdır. BM’nin soykırımla ilgili kanunlarını bir daha hatırlayalım: BM’ye göre Soykırımı Tanımı:
“Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir gurubun bütününün, ya da bir bölümünün yok edilmesi niyeti ile girişilen şu hareketlerden herhangi biridir Soykırımı:
- Grubun üyelerinin öldürülmesi;
- Grubun üyelerine ciddi bedensel, ya da zihinsel hasar verilmesi;
- Grubun yaşam koşullarının, gurubun bütününe ya da bir kısmına getireceği yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması;
- Grubun içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması;
- Çocukların zorla bir guruptan alınıp bir diğerine verilmesi!”
Siyasi bilimci
Ramiya Mammadova