Rafet ULUTÜRK
Değerli dostlar, kıymetli misafirler,
BULTÜRK ailesinin gönüldaşları,
Bugün burada, sessizliğinde koca bir dava saklayan, hizmetiyle bir ömrü anlamlandıran, kıymetli büyüğümüz Musa Vatansever’i anmak üzere toplandık.
Onu anlatmak kolay değil.
Çünkü Musa abi, konuşmaktan çok çalışan, görünmekten çok iz bırakan bir insandı.
O, bir dava adamıydı. Ama davasını bağırarak değil, yaşayarak savundu.
Makama değil, hizmete talip oldu. “Ben yaptım” diyenlerden değil, “Ben taş taşıyayım” diyenlerdendi.
Bu yüzden bugün onu anlatmak zor; çünkü onun büyüklüğü, sözlerin değil sessizliğin ardında saklıydı.
Musa Vatansever, BULTÜRK Derneği için sadece bir üye değildi. O, bu kurumu bir yuva bilen, derneği bir millet meselesi görenlerdendi.
BGSAM’ın kuruluş aşamasında fikirleriyle, emeğiyle hep önde yer aldı. Ama hiçbir zaman kendini öne çıkarmadı.
Hiç duydunuz mu ondan, “Ben bunu yaptım” dediğini? Hayır.
O konuşmadı.
Ama bugün onun ardından konuşmak bizlere düştü.
İşte asıl büyüklük budur.
O, ayrılık değil birlik için yaşadı. Fitneye kapı açmadı, kavgadan değil kucaklamaktan yana oldu.
Birlikte üretmeyi, birlikte düşünmeyi, birlikte dua etmeyi bize öğretti.
Bugün burada onun adına toplanıyorsak, işte bu da onun bıraktığı manevi mirasın bir göstergesidir.
Kıymetli dostlar,
Musa abi sadece kurumsal bir hafıza değildi; aynı zamanda bir kalem sahibiydi.
Geride anlamlı, öğüt dolu, düşünceyle yoğrulmuş yazılar bıraktı.
Şimdi o yazılarla gençler tanışacak.
Oğluyla birlikte, bizler de bu yazıları kitapçık hâline getireceğiz.
Çünkü onun davası yalnızca yaşarken değil, satır aralarında da devam ediyor.
Ve bu geceye onunla birlikte, yol yürüdüğümüz, birlikte mücadele verdiğimiz, şimdi birer yıldız gibi üzerimizden bakan diğer BULTÜRK kurucu büyüklerimizi de dâhil ettik:
- Sinan Şen
- Hüseyin Değirmenci
- Av. Hasan Mollaoğlu
- İrfan Dedeoğlu
- Abdullah Hacifettahoğlu
- Zihni Karpat
- Musa Vatansever
BULTÜRK yaşadığı sürece bu isimler unutulmayacak. Çünkü kurumlaşmak, tabelayı yaşatmak değil; ruhu taşıyanların hatırasına sadakatle sahip çıkmaktır.
Bir isim kalır geriye,
Bir dua düşer dile,
Bir gönül koyarsa seni yerine,
Ölüm bile ölümsüz gelir insana.
Onlar gittiler… ama emanetleri duruyor.
Onlar sustular… ama sözleri hâlâ yankılanıyor.
Onlar aramızda değil… ama izleri yön göstermeye devam ediyor.
Çünkü biz inanıyoruz ki;
Bir dava adamı toprağa değil, yüreğe gömülür.
Bugün burada bir bedeni uğurladık belki ama bir ruh hâlâ aramızda.
Musa Vatansever, toprağa değil; dualara gömülenlerdendi.
Adını değil, eserini büyütenlerdendi.
Onun sessizliği bize görev yüklemekte:
Birliğe sahip çıkmak, kurumları yaşatmak, adaletten şaşmamak ve hizmette ön safta olmak.
Değerli Musa Abi,
Sana Allah’tan rahmet diliyoruz.
Sen emaneti teslim ettin.
Şimdi bizde sıra.
İnşa ettiğin yapıyı yaşatmak, adını ve ahlakını taşımak bizim boynumuzun borcudur.
Dua ve Şiir – “İzi Olanlar”
Bir ömür geçti, ne kaldı geriye?
Bir dua, bir isim, bir iz belki de…
Toprak örttü bedenini,
Ama sözlerin hâlâ bize yön veriyor.
Anmak yetmez, yaşatacağız.
Çünkü Kur’an’la yol alanlar unutulmaz…
Çünkü Musa Vatansever bir kişiydi belki, ama artık bir izdir bizde.
Ruhun şâd, mekânın cennet, izlerin baki olsun.
Teşekkür ederim.
