1990 yılında sözde Türk partisi HÖH’ü (DPS) soydaşlarımızı manipüle etmek için Bulgar gizli servisi tarafından kurdurulduğu gerçeğini yıllardır her platformda dile getirildik. Temel amaçlarının Türk seçmenin Bulgar doktrinine rızalı teslimiyetlerini sağlayarak, asimile etmek olduğunun! Bilinmesi için çabalamaktayız. Daha yolun başında dönemin Türk büyükelçisi HÖH başkanı Ahmet Doğan’ın elini havaya kaldırarak Türk devleti adına HÖH ve başkanını Meşru’laştırmış, halkımız bir nevi devlet eliyle yanıltmıştı.
Oysa Bulgaristan demokrasiye geçtikten sadece 5 yıl sonra;
Siyasi iç hesaplaşmalar sonucu Rus yanlısı Bulgar istihbaratçıların deşifre edildiği listenin en başında Ahmet Doğan’ın adı vardı. Bu belgeler Bulgar medyasında açık kaynaklarda yayınlandı. Bunun duyulması sonrasındaki şaşkınlık zamanla korkuya dönüştü. Nede olsa Ahmet Doğan’ın derin devletin gölgesindeydi ve dokunulmaz olması korkuyu daha da derinleştiriyordu.
Nitekim 1997 HÖH kongresinde keskin muhaliflerin hepsi tehdit ve kaba kuvvetle susturularak Ahmet DOĞAN tekrar başkan seçilerek derin bir temizlik hareketine girişti. Günün sonunda HÖH artık Bulgar İstihbaratının bir aparatı durumuna getirilmişti.
Sonrasındaki tüm seçimler Başrolde Türk oyuncuların oynadığı bir tiyatro şeklinde gerçekleşmeye başladı. “Bakın sizden biri” diyerek yıllarca soydaşlarımız kandırıldı. Evet, gerçekten kimliklerinde Türk yazıyordu ama üstünlük hiçbir zaman Türklere teslim edilmedi.
Her seçimde Cambaz’ı gösterdiler Türk seçmenin Oy’larını çaldılar.
HÖH Başkanı sağlam Bulgar istihbaratçısı hain Ahmet Doğan Türk seçmeni temsil için kurulan yeni partilere daha baştan çelme takarak ölü doğmalarını sağladı ve birileri! Bundan ders dahi çıkar(a)madı. (Gizli dosyalar açıklandığında herkes gerçekleri görecek de ne işe yarayacak…)
HÖH’e muhalif Türk seçmen, kırılan umutlarıyla tekrar HÖH’ün kucağına bırakılırken! Krizi fırsata çeviren yeni partilerin kurucuları yenilgiden karlı çıktı. Fakat asıl ve hep kazanan yine Bulgar ve Rus ideolojilerine çalışan hain Ahmet Doğan oldu.
Bugüne kadar Türk oylarını devşiren HÖH ve başkanları gerçekte Türk seçmen için milli ve manevi duygularına hiçbir dönemde hizmet etmedikleri gibi tam tersine Bulgaristan asimile politikalarının tartışılmaz savunucusu olmuştur.
Çoğu zaman, rüzgâra karşı yürüttüğümüzün farkında olduğumuz bu mücadelemizde, BULTÜRK olarak tüm platformlarda ve özellikle medyada, bu konuda tek başımıza ne pahasına olursa olsun doğruların izinde savaşımızı sürdürmekteyiz.
TAKİYEYE GEREK KALMADI VE TÜRK PARTİSİNE SON DENDİ…
Bugün Türk devlet aklına yön veren Bulgaristan politikaları analistleri her kimlerse! Hepsi de sınıfta kaldılar. 34 yılda okulu bitiremediler. 34 senedir Bulgaristan’daki ve Türkiye’de yaşayan çifte vatandaşlar için neredeyse çivi dahi çakılmamıştır. Devlet seviyesinde bundan da BULTÜRK kadar rahatsız olan yok gibidir. Bunları anlamak mümkün değil…
Fırsatlar dolu bu süreçte Bulgaristan politikaları konusunda sağlıklı analiz ve sentezler yapılmamış Türk siyasetine doğru rotalar çizilememiştir. Çünkü bu göreve teklif edilenlerin ve o masalarda oturanlar, maalesef Türk milli menfaatlerinden ziyade, Bulgar politikalarını icraya görevlendirilmiş kişiler gibi davranmışlardır. Bu masaların çok acil revize edilmesi artık zorunluluk haline geldiğini değerlendiriyoruz. Yoksa Bulgar siyasetine karşı etkisiz eleman pozisyonuna düşülmesi an meselesidir.
Türk azınlığın sesi, gerçekte faşist bir anlayışla idare edilen HÖH (DPS) Partisi hızla kabuk ve doku değiştirmektedir. Bulgar-Oligartların çıkarlarını çok iyi korumaktadır…
Bugüne kadar parti başkanlıklarını tahterevalli gibi kullandıran Ahmet DOĞAN, Mustafa Karadayı’ya senin bundan böyle tahterevalli’ye BULGAR DELYAN PEEVSKİ binecek demiştir. Ve Mustafa Karadayı sessiz sedasız ortadan buharlaşmıştır. (Kaç para aldığı???)
TEHLİKE KAPIMIZDA…
Ahmet DOĞAN 24 Şubat 2024‘te sözde Türk Partisi HÖH’ü (DPS) bir Bulgar’a Teslim ediyor. Teslim mi ediyor yoksa parti Bulgar OLİGARK Delyan Peevski’ye satıldı mı?
Ahmet Doğan tepkilerin büyük olmasından korktu mu yoksa finali biraz erteledi mi bilinmez ama son anda Dr. Cevdet ÇAKIROV kartını öne sürerek Türk seçmene önce eşeğini kaybettirip, bulunmasına sevinmesini mi planladı belli değil. Ama her halükârda HÖH artık Türk partisi olmaktan çıkmıştır. Yıllardır anlatmaya çalıştığımız üzere;
BUNDAN SONRA HÖH’E VERİLECEK HER OY TÜRKLERİN ASİMİLASYONUNUN TAMAMLANMASINA BİR ÖDÜL OY’U OLACAĞINI ŞİMDİDEN SÖYLEYEBİLİRİZ.
Bu nedenle Çift vatandaşlar ve Bulgaristan’daki Türk vatandaşlarının oy kullanırken iki kere daha fazla düşünmesi gerekmektedir. Parti sonuna geldi mi?
HÖH’ün başında Türkiye’ye giriş yasaklı iki kişinin bulunması ve bunların nedenleri devlet tarafından bilindiği halde, Türk toprağında PEEVSKi ile görüşen Türk yetkililerine ne demeli.
TÜRK SOYDAŞLARIMIZIN SİYASETEN YANLIŞ ROTALARA SÜRÜKLEYEN HAİN AHMET DOĞAN’A VE GERÇEKTE 24 ŞUBAT 2024 TARİHİNDE PARTİNİN TAM YETKİLİ BAŞKANI YAPMAYI PLANLADIĞI DELYAN PEEVSKİ’NİN BU GÖREVE GETİRİLMESİNE ŞİDDETLE KARŞI ÇIKIYORUZ.
DEVLETİMİZ USUL VE ESASTA HATA YAPMIŞTIR.
Geçtiğimiz günlerde Bulgaristan’a ziyarette bulunan Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan FİDAN Sofya Büyükelçiliğinde DELYAN PEEVSKİ ile görüşme yapmıştır.
Bu bizce çok yanlıştır. Türk toprağında yasaklı biri ile görüşme ve Türk partisinin başına Bulgar gelmesi için yeşil ışık yakması bizi derinden etkilemiştir.
Bu adamın Türk topraklarına, Türkiye’ye girişi yasaktır.
Sofya Türk Büyükelçiliği bir Türk torağıdır. Dışişleri bakanımızın orada bu adamı kabul etmesi ve medyada fotoğrafının yayınlanması hem uygunsuzdur hem devlet itibarının suiistimali anlamına gelmiştir. Kabul edilemez. HÖH’ün başına Delyan Peevski yanlış attır ve Devletimiz bu atı hipodroma dahi sokmamalıdır.
Bir bakın Bulgaristan’da Bulgar partilerin başında Türk olanı var mı?
Bakın, Bulgaristan’da Türk kökenli birinin bile Bulgar partilerinde liderlik yapabildiğini görebilir misiniz? 34 yılda Bulgarlar demokratikleşemedi, ama biz Türkler demokratikleştik.
Biz Türkler, Bulgaristan’da Bulgar bir Başkanı tercih etmekle daha demokratik bir tutum sergilemiş olur muyuz, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Başkanı geçtik Başkan yardımcılığını bile ver(e)memişlerdir. Evet, başkan yardımcısı bile yokken biz Türklerin, Bulgaristan’da Başkanlık koltuğuna Bulgar birini koymamız, bizim daha demokratik olduğumuzu gösteriyor mu? Biz anlayamadık. Anlayan varsa, buyursun gelsin.
BULTÜRK olarak bu siyasetin sonunun Türk vatandaş ve Soydaşlarımız için doğru olmadığına inanıyoruz.
Ve Devletimizin kadrolarına ve vatandaşlarımıza uyarıda bulunmak istiyoruz. HÖH ve Bulgaristan Politikalarımız iflasın eşiğindedir. Eğer doğru siyaset izlenmezse Türkiye Bulgaristan ilişkilerinde yakın vadede görülecektir ki kaybeden olacaktır.
Umarız ki Türk soydaşlar ve vatandaşlarımızla devletimiz bu gerçekleri görmek için gözlerini ve zihinlerini daha fazla açarlar. Aksi takdirde korkarız ki BULTÜRK’ÜN uyarıları dahi muhatapları kurtaramayacaktır. Demedi denmesin…
Saygılarımızla,
Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK
Genel Başkanı