ULUTÜRK’ÜN Balkan Medya Forumunda Konuşması

Rafet ULUTÜRK’ÜN Konuşması;

Değerli BASAM Başkanı Rıfat SAİT, Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Başkanı Süleyman BASA, Sivil Toplum Genel Müdürümüz Daire Başkanı Sn. Fahrettin Kaya, TİKA Başkan Yrd. Dr. Mahmut ÇEVİK.
Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar,

Öncelikle sizleri hem köklü bir Bulgaristanlı, Hayatının yarısını Bulgaristan’da yarısını da ana-vatanımız Türkiye’de geçirmiş bir soydaş, bir kardeşiniz, hemşeriniz olarak sizleri selamlıyorum.

Bulgaristan’ın Özgürlük Savaşçısı, hayatının 24 yılını hapislerde ölüm kamplarında geçiren Büyüğümüz Nuri Turgut ADALI’nın memleketinden, dünyayı kolları ile kaldıran Naim SÜLEYMANOĞLU’nun, Sırtı yere getirilemeyen Koca YUSUF’un, Rodopların bülbülü Kadriye LATİFOVA’nın ve yazar şairlerimiz Ömer Osman ERENDORUK ve Recep KÜPÇÜ’nün memleketinden Bulgaristan Türklerinden hepinize kucak dolusu sevgi ve selamlar getirdim.

Saygıdeğer Katılımcılar,

Öncelikle, burada bu kadar umut dolu bir topluluğun içinde bulunmaktan gurur duyuyorum.

Sizi bir arada görmek, o eski 600 yıllık birlik ve beraberliğimizi hatırlatıyor.

Şanlı tarihimizin çekiçleri aynı örs üzerinde vurduğu günleri yürekten anımsıyorum ve bu birlikteliğin yakın gelecekte tekrarlanacağına içtenlikle inanıyorum.

Son yüz yıl, insanoğluna çeşitli iletişim araçlarını sunarak dünyayı avucumuzun içine sığdırdı.

Taşkent’teki bir dostumla elimdeki telefondan Vaybırla görüşürken, adeta HAKANLARIN-HANLARIN kıtalardan kıtalara sıçradığı o eski çağları yeniden yaşıyorum.

Gazete, dergi, radyo, televizyon, internet gibi araçlar yaşamımızı şekillendiren çağın sayfalarını yeniden açıyor.

Değerli Konuklar,

Artık Faacebox’ta herkes gazeteci, herkes yorumcu oluyor.

Beyin fırtınası kendiliğinden oluşuyor. Bazen istenmeyenleri kökünden söküp çöpe atan bir hortuma dönüşebiliyor.

Teknolojik yenilikleri doğuranlar adına isim verme hakkını gizli tutuyorlar, benzer şekilde, her gün yenilenen bu dünyaya MEDYA DÜNYASI adını takıyoruz.

Karşılıklı etkileşim artık bir yarış haline geldi.

Habere ilk ulaşmak, güzelliği ilk görmek kadar önemli!

Dünyada çikolata fabrikalarından çok, haber ajansları var. Çikolatası olmayan fabrika gibi, ihraç haberlerle yaşayanlar, yapay bir dünyada soyutlaşarak yok olmaya alışıyorlar.

Medya, adeta top sesi ve barut kokusu olmayan bir silah!

Hükümet düşürebiliyor, darbe yapabiliyor, çaresizleri süründürebiliyor.

En önemlisi de umutlarını var ediyor veya yok edebiliyor. Ancak, medyanın gücüne rağmen, doğru kullanıldığında toplumu aydınlatabilir, bilinçlendirebilir ve birleştirebilir.

Saygıdeğer Katılımcılar, Bu keşmekeş içinde medyanın işlevleri şunlardır:

Habercilik İşlevi:

Temel ve en önemli işlevdir. Haber bültenleri, belgeseller ve açıklamalı içerikler gibi unsurlar bilgilendirme amacı taşır.

Eğitimsel İşlev:

Toplumun tüm kesimlerine aynı bilgileri sunma görevi vardır. Yeni üyeler kazandırmak ve onları toplumsal kültürle eğitmek bu işlevin içinde yer alır. Bugün medya, okullarla iç içe geçmiş bir bilgi kaynağı konumundadır.

Kültürel İşlev:

Medya, geleneksel sanat ve kültür yapıtlarını korur, yaşatır ve tanıtır. Dünyayı daha kültürlü bir yer haline getirirken sanata da destek verir.

Toplumsallaştırma:

Mozaik yapılı toplumlarda, medya aracılığıyla ortak toplumsal değerlerin yayılması ve bireyleri bir arada yaşatma amacı güder.

Motivasyon:

Medya, kitlelere ortak hedefler sunar, yayınlarıyla toplumu etkileyerek isteklendirme sağlar. Değerler ve haklar bu bağlamda önemli araçlardır.

Tartışma ve Diyalog:

Medya, toplumun çıkarlarını anlamamıza yardımcı olur, kamuoyu oluşturur ve eleştiri kapısını aralar. Hatalı hareketler ve konular hakkında tartışma alanı açar.

Eğlence İşlevi:

Medyanın bir diğer işlevi eğlendirmektir. Sesli ve görsel yayınlar genellikle eğlenceye odaklanırken, içlerinde bilgilendirme unsurları da bulunabilir.

Bütünleştirme İşlevi:

Toplumsallaştırma, eğitim ve kültürel gelişimle doğru orantılıdır. Farklı grupların birbirini anlamasına ve kültürel farklılıkları azaltarak çatışmaları önlemeye çalışır.

Medya, kültürden siyasete, ekonomiden aile ilişkilerine kadar toplumdaki her alana etki etmeyi hedeflerken, bu hedeflere ulaşmak için çeşitli yollar ve yöntemler kullanır.

Değerli katılımcılar,

Günümüz medya ortamında yazar okurlar, sunucuyu arayan dinleyiciler ve yayına katılan seyircilerin sayısı giderek artıyor.

Resmi gazeteler kadar popüler olan bireysel veya dernek gazeteleri de mevcut.

Örneğin, bizim internet sitemiz “www.bghaber.org” 60 bin izleyiciye ulaşırken, tek tek yorumlarımız ortalama 30 bin kişi tarafından okunuyor. BULTÜRK Bulgaristan Türklerinin Sesi gazetemiz www.bulturk.net, Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezimizin www.bgsam.org ve Türkyolu dergimiz www.turkyolu.org ile dünyaya açılmış durumdadır. Toplumumuzun iki dil konuşması nedeniyle, yayınlarımızı hem ana dilimiz olan Türkçe hem de vatan dilimiz olan Bulgarca olarak yazılarımızı sunmaya özen gösteriyoruz.

Medya, yalnızca bireyleri veya grupları etkileyen bir güç olmakla kalmaz, aynı zamanda kitleleri de harekete geçirebilen bir motordur.

Dünyada en büyük güç ikna gücüdür.

İkna edebilen, genellikle galip gelir.

Balkanların değerli basın ve yayın mensuplarının katıldığı bu toplantıyı, geleceğin Balkanların ve Türk dünyasının şekillenmesinde atılmış önemli adımlardan biri olarak görüyoruz.

Bu toplantılar, ortak fikirlerimizi ortaya çıkaracak, Balkanlarda ve Türk dünyasında ortak düşünce ve duygular geliştirecek, kaçınılmaz olarak ortak kültür ve tarih anlayışını oluşturacak ve dil birliğimizin ana yolunu açacaktır.

Bu durum, Balkan yarımadasının işbirliğinin güçlenmesine ve adım adım olsa da Türk dünyasının bütünleşmesine katkıda bulunacaktır.

Biz burada bulunanlar aynı coğrafyanın, aynı kültürün ve aynı tarihin evlatlarıyız.

Birbirimizle her yönlü etkileşimden kıvanç duyan insanlarız. Tarihimizde örülmüş ortak köklerimiz, örf ve adetlerimiz, gökleri delen varlığımız ve dünyayı gölgeleyen dallarımız var.

Birlik ve beraberliğimiz, yeni uygarlığın olmazsa olmazıdır.

Konumuz “birimizin sorunu hepimizin sorunu haline getirmek” olmalıdır.

Saygıdeğer Katılımcılar,

Bu, 21. yüzyılın davasıdır, bu bizim davamızdır.

Bölgemizdeki haberlerin, bizden onay alınmadan yayınlanamayacağı bir düzene ulaşmalıyız.

Bu amaca ulaşmak için önümüzde uzun bir yol var, hepimiz bu hedefi takip etmeliyiz!

Bir örnek üzerinden medyanın etkisini göstermeye çalışacağım.

Türkiye’deki bir gazetede şu şekilde başlık atmıştı:

“Kırgızistan 6,3’lük depremle sarsıldı”, Kurtarma çalışmaları devam ediyor.”

Değerli arkadaşlar, bu başlık yerine

“KARDEŞ KIRGIZİSTAN 6.3 İLE SALLANDI” yazsaydı, Bu şeklinde bir başlık atsaydık, okuyucular Kırgızistan’ın bir kardeş ülke olduğunu sürekli hatırlar ve bu kardeşlik duygusunu canlı tutardı.

Bu küçük örnekle görüyoruz ki,

Basın Yayın Mensupları Balkanlar ve Türk Dünyasını ilgilendiren konularda kalemlerini, yorumlarını ve makalelerini kullanarak kardeşlik ve işbirliği duygularını güçlendirebilirler.

Umuyoruz ki, bugün burada bulunan Basın Yayın Mensupları, çalışmalarını bu düşünce çerçevesinde yürütecek Balkanlar ve Türk Dünyası Birliğinin temsilcisi olacaklardır.

Bu nedenle, burada bulunan tüm Balkan ülkelerinden gelen Basın Yayın Mensuplarının büyük bir sorumluluk üstlenmeleri gerekiyor. Dünyayı değiştirecek adımlar için büyük fedakârlıkların gerekliliğini de unutmamalıyız.

Biz, burada bulunan arkadaşlarımızın bu fedakârlıklara katlanabileceklerine içtenlikle inanıyoruz. Balkanlar’a dair coğrafi açıdan görüşlerimi paylaşmak isterim, bunu diğer bölgelere de yayabiliriz:

Öncelikle, Balkan Basın Yayın Mensuplarının, bir Basın Yayın Enformasyon Merkezi ve internet sitesi aracılığıyla Balkanları ve Türk Dünyasını ilgilendiren konuları her yerde aynı anda ve vurgulayarak işlemeleri gerekiyor.

Elbette bu süreçler hızlı gerçekleşmeyecek, ancak çalışmaların sürekliliği ve merkezi bir yaklaşım, buna başarı getirecektir.

Balkanlar’daki duruma bir göz atalım.

Bu gün Yunanistan-Batı Trakya’daki Türk-Müslüman toplumu, yanındaki Bulgaristan Türklerinin durumu hakkında yeterli bilgiye sahip değilken, Bulgaristan Türkleri de Makedonya veya Romanya’da yaşayan Türkler ve Balkan ülkelerindeki diğer Türk toplulukları hakkında yeterli bilgiye sahip değiller.

Batı Trakya’da yaşanan bir olay, bütün Balkanlar’daki Türk toplulukları arasında gerekli yankıyı uyandırmalıdır. Aynı şekilde, Bulgaristan Türklerini etkileyen bir olayın diğer Balkan ülkelerindeki Türk-Müslüman toplulukları tarafından sahiplenilmesi gerekmektedir. Bunun yolu insanları birleştirme yolu medyadır.

Bu, ortak duygu ve düşüncelerin gelişmesiyle gerçekleşebilir ve medya, Basın Yayın çalışanları açısından büyük bir görev üstlenmektedir.

Evet, geldik en önemli yere, ne yapılmalı konusuna;

Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya gibi Balkan ülkeleri AB üyesidir. Bu ülkelerdeki basın aracılığıyla sesimizi Avrupa geneline yayabilir, haklarımızı savunabiliriz.

Balkan ülkelerinde yaşayan Türk ve Müslüman topluluklar, kendi aralarında bir Balkan Basın Yayın ve Enformasyon Merkezi kurmalıdır.

Bu, topluluklar arasında bilgi akışını sağlayacak ve ortak konularda birlikte hareket edebilecekleri bir platform oluşturacaktır.

Biz, Bosna, Makedonya, Romanya veya Batı Trakya Türklerini ilgilendiren bir konuda Bulgaristan Türklerinin gerçekleştirdiği bir eyleme şahit olmadık, ancak bu ifademiz tüm Balkanlar için geçerlidir.

Balkanlar’daki Türk ve Müslüman topluluklarının bilinçlendirilmesi ve sürekli bilgi akışı sağlanması önemlidir.

Balkan Basın Yayın Bilgi Merkezi için en uygun yer olarak İstanbul veya Sofya düşünülebilir. Sofya’nın AB üyesi olması, Balkanların merkezinde bulunması ve Balkanlar’daki en büyük Türk nüfusuna sahip bir ülkenin başkenti olması, bu şehirlerin bu rol için uygun olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca yer tespiti için ayrı bir çalışma yapılabilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu yönetim merkezinin Türkiye’den olması ve tüm yönetimin eskisi gibi İstanbul’dan yönlendirilmesi…

Balkanlar’da Türkçe yayın yapan mecralar son derece sınırlıdır.

Türkçe televizyon yayınları ise oldukça azdır. Buna karşın, Türkçenin unutturulması için geniş çaplı çalışmalar bulunmaktadır. Türkiye’nin TRT AVAZ gibi bölgesel TV kanallarını genişletmesi ve bir BALKAN TV yayınına geçmesi önemlidir. Fakat buralarda çalışacak kişileri bu forumun başkanı tarafından veya başkanın onayı ile belirlemesi gerekir. Ancak o zaman bu kurumlar bu bölge insanlarına faydalı olabilirler.

Bu yayınlarda ortak Türk kültürü vurgulanmalıdır.

Bu nedenle, Balkanlar’da Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarının ve özellikle Türk kitap evlerinin açılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu girişimler tek başına başarılacak işler değildir ve ayrıca Türk Cumhuriyetleri tarafından da desteklenmelidir.

Dünya genelinde Amerikan, Fransız veya Hollanda kültür merkezlerinin olduğu gibi, Türk Devletleri de Balkanlar dâhil olmak üzere benzer Türk Kültür Merkezlerini oluşturmalıdır. Bu konuda Bağımsız Türk Cumhuriyetleri’nden de destek beklenmektedir. (Sofya’da bir Azerbaycan Kültür merkezi yapılmasını bekliyoruz.)

Değerli Konuklar,

Sizlere bir örnek de Bulgaristan’dan vermek isterim:

Biz Bulgaristan Türkleri, 1878’de Osmanlı’dan koparıldığımızda devletsiz kaldık. Yeni iktidarlar 1947’e kadar eski irfan ocaklarımızı tamamen söndürdü. Lise ve yüksekokullarımızın hayallerimizden bile silindiği dönemde, köy okullarında öğretmenlik yapacak kadromuz kalmadığında, karanlığın bu denli zifiri olduğu bir dönemde, ruhumuzda Azerbaycan’ın nuru yandı.

Bakü’den gelen BİLGE hocaların, doçent ve profesörlerin öncülüğünde ve yardımıyla Kırcaali, Razgrad, Şumen, Ruse ve Sofya’da pedagoji okulları açıldı.

Türk tiyatroları da kapılarını açtı. Sofya Üniversitesi’nde 4 fakülte Türkçe eğitime başladı. Bu adımlarla Bulgaristan birdenbire aydınlandı.

Bugün Bulgaristan Türklerinin edebiyatından, özgün ve modern bir etnik kültürden, Türk kimliğimizin var oluşundan bahsedebiliyorsak, bunu büyük ölçüde 1950’lerde ülkemizde Türklük meşalesini yakmış Büyüklerimize Azerbaycanlı aydınlarımıza borçluyuz. Kendilerine bugün de huzurunuzda teşekkür eder, Allah kendilerinden razı olsun.

Değerli konuklar, Birbirini tanımayan insanların birbirine faydaları olmaz, olamaz.

Son 33 yılda bizler Türkiye’yi tanıdık, dünyamız değişti.

Daha büyük Türk olduk, kendimize geldik, özgüvenimiz arttı. Bulgaristan’a Türklük taşıyanlar arasında yer aldık – gazetelerimiz, elektronik yayınlarımız, kitaplarımız halkın sıcaklığını kazandı. Halka umut olduk.

İyi ve kötü günlerde birlikteyiz, birlikte bayram ediyor, en önemlisi de birlikte hayal ediyoruz.

Ancak Bulgaristan’da ortak davamızda hala eksikliklerimiz var.

Artık Bulgaristan’da Azerbaycan filmleri gösterilmiyor.

Kardeş Azerbaycan yazarlarının raflardaki yerleri boş kaldı, yerini dolduran yok.

Çocuklarımız eski Türk masallarınızı, Dede Korkut gibi öykülerinizi dinlemek istiyor. Neden bugün Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan veya Kıbrıs Devleti olmasın? Bunların yerini neden bu Türk Cumhuriyetleri doldurmasın. Bu ortak kültürümüzü bir birimize anlatmalı, öğretmeliyiz.

Tarihi aydınlatan büyük halkların yeni görevi, yılların yükünü taşımakta zorlanan eski kıta Avrupa’ya yeni bir ışık vermek.

Beklenen petrol ve doğal gaz ışıkla birlikte manevi bir nurdur.

Bu görev artık ortak bir sorumluluktur. Ayrı ayrı yanıp sönen hidrojen ve oksijen, birleşince ateş olur.

Yeni enerji kaynakları arayışında olanlara selam olsun, insanların gönlündeki dostluk ve kardeşlik ateşi en büyük ateştir. Ve bu ateşi yaşatan bizleriz.

20.yüzyılda Amerika’da en çok basılan ve okunan eser Mevlana Celalettin Rumi’nin Mesnevisi olduysa,

Bu gün 21. yüzyılda Avrupa’da en çok basılan ve satılan eser neden Nizami, Fuzuli, Nevai, Ahmet Yesevi, Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Akçura, İbni Sina, Mahdumkulu ve diğer Türk Dünyası aydınlarımız olmasın?

Onların incileri kalem ucundan deri sırtına döküleli 1000 (bin) yıl oldu ama ışığın eskisi ve yenisi olmaz. Dünyada Türklerin meşalesi güneş ışığından sönmeyen bir parçadır.

Yeni dönemde Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri’nin Avrupa kapısı Bulgaristan olabilir. Bu ihtiyaç kapısı artık kapımızı çaldı.

Bulgaristan ve Balkanlar’da medyanın geleceği için, genç nesillerin medya okuryazarlığını artırmak, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve bilgiye erişimlerini kolaylaştırmak büyük bir önem arz etmektedir.

Medya, gençlerin katılımını teşvik etmeli, onların sesini duyurmalı ve gelecekteki medya profesyonellerini yetiştirmek için destek olmalıdır. Medya, bilgi kaynağı olmanın ötesinde toplumları bir araya getirme, farklı bakış açılarını sunma ve hoşgörüyü teşvik etme konusunda önemli bir role sahiptir.

Bulgaristan ve Balkanlar genelinde medya kuruluşları, bu rolü üstlenirken tarafsızlık, doğruluk, denge ve toplumsal duyarlılık gibi temel ilkeler üzerine inşa edilmelidir. Medya kuruluşlarının, toplumlar arasında köprüler kurma, çeşitli bakış açılarını yansıtma ve farklılıkları kutlama gibi önemli bir sorumluluğu vardır. Bildiğiniz gibi biz Türkler akılla düşünür, kalple karar veririz, bu asla unutulmamalıdır…

Değerli Basın Yayın Mensupları, Değerli katılımcılar,

Bu toplantının Balkan Basın yayın Birliği’nin oluşmasında önemli bir rol oynamasını umarak hepinizin çalışmalarınızda ve basın hayatınızda üstün başarılar diler, İzmir’e kadar geldiğiniz ve bu konuşmamı dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder özellikle de Balkanlarla ilgili gecesini gündüzüne katan kadim dostum Rıfat SAİT’e bizi bu toplantıya davetleri için ayrıca sizlere duygularımı anlatma fırsatı verdiği için teşekkür eder ve saygılar sunarım.

Toplantımızın verimli bir bilgi şöleni içerisinde geçirmenizi dilerim.

Sağ olunuz! Var Olunuz! Allaha Emanet Olunuz. Saygılarımızla,

www.bulturk.net

BULTÜRK GAZETESİ
Rafet ULUTÜRK

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twelve + eight =